Basın ÖzgürlüğüBasın ve yayında emeği olan tüm emekçileri saygıyla selamlıyorum…

Sponsor Bağlantılar

 

Ülkemizde yaptıkları işin ne denli zorlu olduğunu haber almakta ne kadar müşkülatlarla karşılaştıklarını milletçe müşahede etmekteyiz.

 

Ne yazık ki el kol bağlı izleyenler olarak belki de hiçbir şey yapamamanın çaresizliğinde sadece üzülüyoruz, ancak yetmiyor.

 

Hepimiz günün belli saatlerinde haber izler gündemi takip etmeye çalışırız, yazılı yada görsel basından  öğrendiklerimiz bizlerin rahatça koltuklarında otururken sunulanlar, sahip olduğumuz rahatlık kadar kolay elde edinilen haberler değil.

 

Her işin zorlukları var her iş emek ister fakat eğer çalışana saygı esas olursa haber yapmaya çalışan basın çalışanları da bu kadar hırpalanmayacak örselenmeyeceklerdir.

 

En zor şartlar altında yapılan röportajlar insanların çaresiz zamanlarında acılı anlarında savaşlarda depremlerde kazalarda kısacası her yerde olmak zorunda olan bu arkadaşlarımıza yaklaşımlar hiç de işini yapmaya çalışan insana duyulan saygıyla eşleşmiyor.

 

Kendisinin görüntülenmesini istemeyen sarhoş yaptığı kazayı ört pas etmek için çekme o kameranı kırarım derken maalesef kameramanın kendisini koruyacak kadar bile zamanı kalmıyor.

 

Kamuoyunu bilgilendirme haber verme toplum bilincini güçlü kılma gibi bir çok görevi üstlenen gazetecilerimiz çok zaman yel değirmenleri ile kavga eden Donkişot kadar çaresiz kalıyorlar.

 

Habercilerin haber alma yolları böyle zorbalıkla böyle saygısızca kesilmeye devam ederse kısa bir zaman sonra ana haber bültenlerinde magazin haberlerini izler oluruz…

 

Gündem teşkil eden konu her ne ise bizler izlemek, okumak, dinlemek isteriz bu insanlar bu haberlerin peşinde koşarken görüntüledikleri kareleri yada yaptıkları röportajları anı olarak saklama peşinde değiller amaç halka hizmettir.

 

Kişisel hesabın olmadığı yerde kişisel saldırı ne kadar adildir?

 

Medya gücünü kötüye kullanmadıkça kişilik hak ve özgürlüklerine tecavüz etmedikçe çalışmalarında ilkeli saygılı gerçek haberi hedefledikçe her birimizin destek veren işini kolay kılan ve ille de saygı duyan olmak zorunluluğumuz var…

 

Özgür düşünen özgürce söyleyen toplumun en belirgin  kanıtı basınıdır onlar bizim düşündüklerimizi ifade eden haberi kaynağından bulup çıkaran yazan çizen elimizin dilimizin gözümüzün ulaşamadığı yerlere ulaşan gönül ordusu, bugün ‘sen benim kim olduğumu biliyor musun?’ söylemlerine nasıl bir cevap versinler?

 

Kimsiniz arkadaşlar sizler kimlersiniz?

 

style=”font-family: Arial”>Eğer ortada bir haber varsa ve bu kamuoyunu ilgilendiriyorsa kral olsan ne dilenci olsan ne, sadece habersin hepsi o kadar.

 

Verilmek istenen gözdağı çok ucuz ve amiyane tekrar tekrar denenen asla hedefine ulaşmayan maksadı aşan bu cümleler yargılanmalı, engellediğin kişi basın mensubu yani haberci, daha açık bir dille yaptığı işte pek çok şehit vermiş asla yılmamış asla vazgeçmemiş nefer…

 

Yapılan işin sorumluluk bilinciyle yapılması halinde ortaya çıkan haberin kalitesini görüyoruz.

 

Her meslek grubunda olduğu gibi medyanın içinde de rastladığımız,  haber yapmak adına insanların nerede ne zaman olduklarına bakmaksızın sadece kendilerine ait olan zaman dilimine de girmek ve nerdeyse gırtlaklarına dayanan mikrofonlarla nerden geliyorsunuz ne içtiniz yanınızdaki kız arkadaşınız mı şunu mayoyla yakaladık bunu şurada kıstırdık gibi bilgilenmek adına uzaktan yakından alakası olmayan halka faydasız kişiyi hırpalayan adına magazin denilen haberleri yapan haberciler de var, onları da ayrı tutuyorum.

 

Magazin haberciliği de çok daha düzeyli anlaşılırlığı olabilen sanatçıyı da kırmayan şekliyle yapılabilir.

 

Onları izlemek isteyen insanlar da var, sanatçının  yeni çıkardığı bir albümden söz edilmiyorken hangi renk bikiniyle sezon açtığı ne kadar önemlidir?

 

Üstelik inanılmaz bir sunumla flaş flaş flaş…

 

Bu şekilde haber olmak sanatçılarında duruşlarında da değişiklikler yarattı, bir canlı yayında ali Poyrazoğlu ‘yıllardır sanat adına işler yaparım sadece Türkiye’de değil dünya tiyatrolarında başrollerim oldu ama hiç söz edilmedi ne zaman ki Seray Sever’in programında konuk olup Seray’ın poposuna dokundum aylarca gündemde kaldım çok yazık’ demişti…

 

Evet gerçekten yazık hem de çok yazık.

 

Magazin haberlerinin sanat ağırlıklı olması haberin kalitesini yükseltmesi olur bizler sanatçıların kimle çıktığından çok ne ürettiklerini nasıl icra ettiklerini duymak isteriz bu haberdir bu doğrudur.

 

Haber yapmak zordur takip ettikleri konuyla bilgilenmek, araştırmak, soruşturmak zorunda olan maksatları gerçekten haber yapmak olan basın mensuplarımızın gerçeğe doğruya ulaşmasına yardım etmek yerine  yazma çekme sorma gibi anlamsız emirlerle işlerini zorlaştırmak  hiç şık değil.

 

Bir yandan sansürlenen yazılar bir yandan engellenen insan bir yandan tartaklanmalar  ve ardından gelen taleplerimiz.

 

Doğru haber kaliteli yayın dürüstlük ilken olsun diyen bizler acaba bütün bu olanları görmezden gelerek ne kadar ilkeli ne kadar dürüstüz?

 

Sadece düşünmek istedim…

 

RTÜK, 4 radyo ve bir yerel televizyonun toplam 180 gün yayını durdurmuştur.6 gazete ve dergi toplam 79 gün kapatılmıştır. 9 gazeteci gözaltına alınmıştır. 7 kitap, 17 dergi, 7 gazete ve üç afiş toplatılmıştır. (23 nisan 2003 basın açıklaması)

style=”margin: 0cm 0cm 0pt” class=”MsoNormal” align=”justify”>  

59. Hükümet tarafından 24 Mart 2004’de TBMM’ye sevk edilen Basın Yasa Tasarısı, 9 Haziran 2004’de TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü ve kabul edildi.

Görüşmeler sırasında, tasarının, 5680 sayılı Yasaya göre 5187 sayılı yasanın çok daha özgürlükçü ve ileri nitelikte olduğu, daha katılımcı bir yaklaşımla hazırlandığı belirtildi. Buna karşın, tasarının basında tekelleşme ile basın çalışanlarının sorunlarına çözüm getirmediği kaydedildi.