Aslιnda rejim demokrasi ve siviller iş başιnda olduğu için bu iş bu kadar uzamιştιr. Nihayetinde şimdilerde usulen de olsa yargιlanmakta olan „netekim paşasι“ bir emirle bir takιmι bir rüst lige taşιyιvermişti. Siviller elbette ki bunu böyle yapamazlar, illaki yanιna bir takιm „sos“ lar katmalarι gerekir. Futbol federasyonu kendisini oraya getiren güç kendisinden ne istemişse bunu harfiyyen yerine getirmiş ve görevini tamamlamιştιr. Şike olaylarιnιn bu kadar savsaklanmasιnιn tek sebebi tabi ki o kerameti kendinden menkul bir garip cumhuriyet iddiasιyla ortalιğι kasιp kavurmakta olan malum takιmdιr. Ülkenin bütün beyazlarιnιn yanιsιra şimdi elinde güç bulunan zencilerin bile büyük bir kιsmιnιn hamiliğine soyunduğu bu takιm yüzünden ülke futbolu tehlikeye atιlmιştιr. Ama olsun yeter ki o takιma bir şey olmasιn da gerekirse futbol „hak ile yeksan“ olsun, evet biricik mantιk bu dur. Bakarmιsιnιz son alιnan kararlara madem o takιma hiç bir şey yapιlmadan bu süreç gözden kaçιrιlamayacaktιr o zaman diğerlerini de cezalandιralιm, olsun bitsin.
Süreç içerisinde o malum takιmιn yöneticilerinden bile daha sadιk olduğunu her platformda ifade eden kişi bu sadakatinin karşιlιğιnι federasyon koltuğuna oturarak almιş oldu. Doğrusunu isterseniz karşιlιğιnι da fazlasιyla ödedi. Bir dünya „katakulli“ ile iş başιndan uzaklaştιrιlan Mehmet Ali Aydιnlar en azιndan dürüstçe „Ben sevdalι olduğum bu takιma ceza veremem“ diyecek kadar samimiydi. Ancak futbolun Avrupa nezdinde zarar görmemesi için de bazι çabalarι vardι. Şimdi ki başkan siyasetten aldιğι direktif ve destekle „Avrupa`ya gitmezsek de olur“ diyerek malumu çoktan ilâm etmişti.
Bir önceki federasyon malum takιmι kιsmi bir zararla kurtarmak için çok çabaladι. Ancak o zamanιn etik kurulunun hazιrlamιş olduğu rapor Aydιnlarιn biletinin kesilmesi için yeterli oldu. Ne demek ti malum takιmιn 5 maçta şikeye yer olduğu ve Trabzonspor için suç unsuruna yer olmadιğιna karar vermek. Siz kim oluyorsunuz da böyle bir rapor yazabiliyorsunuz. Madem malum takιmι suçladιnιz o halde rakibimize de suç isnad edin. Ama bulamadιk efendim. Ne demek bulamadιk, bulamadιysanιz siz gidersiniz bulabilenleri getiririz. Nitekim sonuç öyle oldu. Bir garip güç ahlâk, etik, vicdan gibi değerlerin hepsini ayaklar altιnda çiğneyerek cüzdanιn egemenliğini ilan etmiş oldu. Ülkemizde 3 temmuzdan bu yana oynanmakta olan bu traji-komik tiyatro milletimizin gözünün içine baka-baka sahnelendi. Adeta insanιmιzιn zekasι ve hafιzasι ile alay edildi. Bu tür olaylarιn ancak bir „muz cumhuriyetinde“ olabileceğini zannederken böyle bir ülke bile hatιrlamadιğιmι farkettim.
Bu ülkede futbolcusundan hakemine, masöründen, teknik direktörüne, yöneticisinden siyasetçisine kadar hemen herkes futbolun ne kadar kirli olduğundan dem vurur ama kirlenen ve kirleten malum takιmsa „deo-parfümlü alo“ lar tedavüle sokulur, kirli çamaşιrlar bir güzel çitilenir ve olay kapatιlιr.
Bugün siyaset cenahιndan „bu kararlar özerk bir kurum olan futbol federasyonunun aldιğι kararlardιr“ mealinde açιklamalar geldi. Fedrasyonun özerk olduğunu hatιrlatma ihtiyacι bile siyasetin bu konularda ne kadar müdahil olduğunu anlatmaya kâfi. Ancak kabul etmeliyiz ki siyaset esnafι bu konuda muhteşem bir performans sergilemiştir. Beklenmeyen birilerinin hasbelkader kodese düşmesi sonucu bütün parlemento ayağa kalkmιş ve uykusuz gecelere katlanarak 6222 sayιlι yasayι alel-acele değiştirivermişti. Bu kadarla kalsa iyi, şehircilik bakanι adalet ve vicdan gibi değerlere güvenerek Trabzon kentinde katιldιğι bir etkinlikte her nasιlsa „kupa bizim hakkιmιz, alιnmasι için çaba sarfedeceğiz“ anlamιna gelebilecek bir laf etmişti. Sen mi böyle konuşursun o gün – bugün sayιn bakan ademe (suskunluğa) mahkum edildi. Bιrakιn demeç vermeyi muhtemelen uzun bir süre haber bile olamaz. Ve ilgili bakan da çok iyi bilir ki bir daha benzer bir demeç vermeye kalksa değil bakan olmak partinin kapιsιnιn önünden bile geçemez. O da bunu çok iyi bildiği için Trabzonspor derdest edilene kadar susacaktιr. Zira zaman güçlüden yanadιr. Cüzdanlarι şişkin olanlar, pişkin-pişkin vicdanlarι ateşe vermeye devam ediyorlar.
Şimdi bir özet yapalιm:
Futbol camiasιnιn da talebiyle hükümet gayet iyi niyetle futboldaki şiddet ve düzensizliği önlemek amacιyla bir girişim başlattι. Hükümetin bu gayretini yerinde gören vicdan ve insaf sahibi emniyet yetkilileri takibata başladι ve savcι da 3 temmuz tarihinde düğmeye bastι. Aslιnda herşey yolundaydι. Yolunda olmayan tek şey radara malum şişik cüzdanlιlarιn takιmιnιn yakalanmιş olmasιydι. Eğer o takιm değil de bir başka takιm olsaydι bu ülke on ay zaman ve enerji harcamayacaktι. Ama o malum takιmla kimse uğraşamaz, zira onlar „la-yüsèl“ ekibindendir. Ha illa da dokunulmasι gerekiyorsa o zaman herkese ceza verilmelidir. Mesele bundan ibarettir. Sonunda futbolun baronlarι ile siyaset el-ele vermek suretiyle o takιmι kurtarabilmek adιna ülke futbolunu bir uçurumun kenarιna getirip bιraktιlar. Bu, kelimenin tam anlamιyla „ahlâksιz“ gücün gövde gösterisidir. Yani güçlü kimse haklι o dur zihniyeti. Halbuki ne kadar da ümitlenmiştik. Bu ülkede o kadar da güzel işler yapιlιyor ama gel gör ki futbol fanatizmi sadece gözleri karartmamιş vicdanlarι da yaralamιştιr. Ben yazιk, günah, ayιp diyorum da başka bir şey diyemiyorum.
Ülkeyi on ay boyunca hop oturtup hop kaldιrana kadar çιkιp mertçe; kardeşim kimse heveslenmesin boşuna… O malum takιm için gerekirse ülkeyi yakmayι bile göze alabiliriz. Bizden kimse o takιma ceza vermemizi beklemesin. Zira ceza vermek suçlu olduğunu kabul etmektir. Halbuki bu takιm „sütten bile daha ak“ tιr. Biz bu takιmιn ceza almasιna göz yumarsak kupasιnι da almak gerekir. Madem ki bunlarι yapamayacağιz o zaman en az zayiatla herkesi cezalandιralιm ve kupa bizim takιmda kalsιn, Trabzonspor da sahada hakettiği kupanιn Erman Toroğlu’nun kaba ifadesiyle sapι ile yetinsin de Türkiye de maçlarιn sahada kazanιlamayacağιnι adamakιllι öğrensin.
Yazιk oldu. Bir takιm uğruna ülkenin sadece futbolu değil, hukuka olan güveni, adalet arayιşι, vicdan terazisi katledildi. Keşke bununla sιnιrlι kalabilseydi, kalmadι, vicdan ve insaf sahibi insanlarιn hayalleri ve umutlarι kayboldu.
Ismarlama raporla
ortada ne suç ne de suçlu kaldι. Peki herkes suçsuzsa suçlu kim: Ben söyliyeyim, bir numaralι suçlu „polistir“. Sonra „savcιlar ve halkimler“ ve sonunda „cüzdan“ yerine „vicdanι“ önceleyen adalet duygusunu yitirmemiş „sessiz kalabalιklar“…
Başlιktaki vecizenin doğrusunun „Dağ fare doğurdu” şekilinde olduğunu ben de biliyorum. Ama ben dağ falan göremedim oralarda…
Eyvah!, Ayιp, Yazιk!, Günah!!!
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya