— Enerji ve Çevre kirliliği ile yeni – temiz ve ekonomik enerji kaynaklarının bulunmasının ve azalan enerji kaynaklarının tespit edilerek, alternatif olarak, maliyeti düşük ve rafine özelliği arttırılmış, her tür filtre işlemine tabi tutularak, zararsız hale getirilmiş atıkları olan tüm enerji kaynaklarına ek olarak,rüzgarın ve suyun gücüne dayalı, tükenmesi ile toksik atık problemi asla söz konusu olmayacak aero-dinamik ve hidro-dinamik tertemiz enerji varyasyonlarına yönelimlerin arttırılmasının, her % 10 ‘luk oranının, kullanılabilir saf ve temiz, rantabl enerji kaynak oranının en az % 10 artışına ve çevre kirliliğinin de en az % 5 oranında azalmasına yol açması muhtemeldir…

Sponsor Bağlantılar

— Vergi Adaleti ve yeni gelir kaynakları yaratma konusu, her ülkenin yönetimlerinin ve vatandaşlarının ortak sorunu olup, her tür gelirin belli bir adaletli oranda tavizsiz olarak vergilendirilerek ve affetmeksizin tahsilatı ile, kayıp-kaçak miktarlarının minimuma indirilerek, her yeni gelir trafiğinin yeni vergilendirilmelere tabi tutularak, her ilave % 10’luk vergilendirilmiş gelirin, ülke vatandaşlarının refahını en az % 5 seviyesinde yükselteceği düşünülebilir..

— Ülke Güvenlik zafiyetleri ile ulusların temel unsurlarından sayılan emniyet tedbirlerinin zayıflığının, ülke çapında yaygınlaşması sonucunda, bireylerin ve dolayısıyla ulusal sistem bazında, yaşamsal ve maddi güvencelerin ortadan kalkmasını gerektirdiğinden, bunun önlenebilmesi için, planlanmış ve yürürlüğe konularak defektleri ortadan kaldırılmış her % 10 ‘luk emniyet kuralının tatbiki, minimum % 5 düzeylerinde toplum huzurunun sağlanmasına yarayacaktır..

— Sağlık alanındaki çalışanların ve hizmet alıcıların sorunları ve çözüm yolları, salt sağlık çalışanları ile yöneticileri ve ülke vatandaşlarının inisiyatifleri ve çabaları ile oluşturulamayacak kadar zor ve karmaşık olduğundan, sağlık yöneticiliği alanında uzmanlaşmış ve yetkilendirilmiş profesyonel idari kurulların güdümünde, siyaseten arındırılmış ve anti-politik yüklem kazandırılmış kadroların işlerliği ile, her % 5’lik uzmanlaşmış ve profesyonelleştirilmiş sağlık idarecisi sayısal artışı ile yurt çapında görülen her tür sağlık konusu ve personeli sorununun, en az % 10 azaltılacağı öngörüsü dikkate alınması gereken bir oran olacaktır…

—- Ekonomilerdeki yetersizlikler ve endüstriyel gelişme alternatifleri, birbiri ile bağlantılı olarak düzenlenmesi gereken konular halinde bulunduğundan, her ülkenin her tür öz kaynaklarını elde ettikten sonra işleyip verimli hale getirdikten sonra kullanarak pazarlamasını sağlamak ve tükenişini mümkün olduğunca geciktirmek için, tasarruf tedbirlerine de maksimum riayet edilerek, tüm ekonomik işlevlerin prezentabl şekiller ile endüstriyel alanlarla entegre olarak, tasarruf tedbirleri ile desteklenmiş ekonomik ve endüstriel verimli faaliyet artışının, ülke insanının refah payının en az % 5 oranında artışına yol açması olasıdır.

—- Küresel ekonomik krizin girdabına, alt ve üst yapısı tamamlanmamış ve sağlamlaştırılmamış ülkelerin kapılmaması söz konusu olamayacağından, var olan krizlerde, uluslararası işbirliği ve ülkeler arası dayanışma gibi spontane girişimlere ek olarak, kaynağı belirsiz, sınırsız, sermayenin spekülatif varyasyonlarına ve zahiri ışıltılı madden-manen başarı yüklü aldatmacalarına prim verilmeyerek, ulusal açıdan, evrensel kapital düzenin yöntemlerinden her % 10 ‘luk kurtuluşumuza binaen, bağımsız ekonomik ve sanayi idarelerimizin en az % 20 oranında, kendi öz kimlikli endüstriyel gelişimlerini arttırma oranına ulaşmaları kaçınılmazdır..

— Adalet sistemindeki çalışanların sorunları, Adalet mekanizmasının fonksiyonelliğinin sağlanması için gerekli hakkaniyetli yasal ve idari yönetmelik ve yasaların ivedilikle hazırlanarak, yürürlüğe konulmasının geciktirilmeyerek ve hiçbir iç politik görüşten etkilenmeksizin, evrensel anlamda tartışmaya mahal vermeksizin, kabul edilmiş tüm kural ve maddeler ile, bir sanat eseri misali bilimsel içeriklerinin düzenlenerek hizmete sunulması ile çözümlenmesi söz konusu olup, her % 5 ‘lik siyasetten arındırılmış şekilde hazırlanmış yasal düzenlemelerin, hakkaniyetli Adalet sisteminin reorganizasyonunun en az % 5 düzeyinde sorunları çözülmüş bir biçimde oluşturulmasına yarayacağı unutulmamalıdır.

— Bayındırlık hizmetlerinin düzenlenmesi konusu, ülkelerin Belediyeler ve Genel idarelerin Bayındırlık ve imar alanındaki üst yönetim birimlerinin yetki ve izin alanlarının saptanarak, kanunen düzenlemesi yapılmış çalışmalar ile yine her tür ve tip politik etkilenmelerin dışında bırakılmış şekillerde, imar planlarının yasal güvenceli geleceğe yönelik denetimli sistematiğinin hazırlanması halinde, suiistimale dayalı, halkın ve doğanın hakkını erozyona uğratacak bayındırlık ve imara açılma gibi tabiat katliamlarının önlenebilmesi, ancak söz konusu olabileceğinden, her suiistimali önlenmiş % 10 oranındaki imar planlarının yasal güvenceli revizyonunun, en az % 15 oranında doğal tahribatların önlenmesini ve halk ile tabiat hakkının korunmasını sağlaması muhtemeldir…

— Sosyal Güvenlik kurumlarının işleyişi ve mali yapısı şu an itibariyle dahi olsa bile, halen matematiksel ve güncel olarak, çalışanların brüt maaşlarından kesilen primlerin fonlandırılması ve güncel bileşik döviz tevdiat hesaplarına endekslenmesi halinde, uzun yıllar olan, 25-30-ve üstü yıllar boyunca yatırılan vergiler ve sağlık primleri hariç, salt emeklilik primlerinin toplanması ve akılcı işletilmesi prensipleri gereğince, kartopunun çığ gibi büyümesi, SGK ‘nın kendisine ve yönetenlerine rağmen engellenememekte olup, her maaşının % 50 ‘si kadar sgk priminin emekli olunana kadar olan süre boyunca ödenmesi halinde, biriken faizlendirilmiş ana para, sgk ‘ nın kasasında sabit kalmak suretiyle, salt toplanan bu anaparanın salt faiziyle dahi, maaşının % 100 ‘ünü sonsuza kadar sgk ‘ nın sigortalılarına ödemesinde bir sakınca bulunmamakta olup, ayrıca milyonlarca sigortalının ana paraları da sonsuza kadar, % 100 olarak, SGK ‘ nın kasasında mevcudiyetini koruyarak, hatta, Sgk yönetimleri kabul ettikleri takdirde, ana paradan bir kısmını da peyderpey emeklilere verdikleri takdirde, emeklilerin şu ana kadar aldıkları maaşlarının iki katına yakın olabilecek ücretlerini ömürlerinin sonuna kadar almaları halinde dahi, Sgk’nın ilelebet zarar etmesinin söz konusu olamayacağı gerçeği, % 100 doğru olacak ve doğru kalacaktır…

—- Seçim sistemlerindeki adaletin sağlanması ve şeçilmiş halk temsilcilerinden oluşan Millet Meclislerinin aksayan yönlerinin onarılması da, Milletin vekillerinin sadece mensup oldukları parti adı verilen gruplarının başkan ve kurullarının üyelerinin hegemonyasından soyutlanarak, delege adı verilen bindirilmiş
kıtalarından kurtarılarak, seçilmiş mahalli idarelerdeki temsilcilerin, silsile yoluyla belediye-ilçe ve il düzeyindeki üst temsilcilerinden oluşan adayların, mevcut parti başkanı ve yürütme kurulları üyelerinin eşit oy hakkı yöntemi uygulamaları ile, milletin vekillerinin aday adayı olmaları ve seçilmeleri hallerinde de Genel seçimlere katılımlarının sağlanmaları ile oluşturulmuş Milletin Meclislerinin işlerliğinin kesintilere uğratılmayarak, Milletin asillerinin hak ve hukuk mücadelelerinin vekilleriyle elele bir şekilde uygulanmaları çalışmalarının her % 10’luk faaliyetlerinin, her tür asil ve vekil ülke vatandaşlarının huzurunun ve refahının en az % 15-20 oranları civarında artışına neden olması, kaçınılmaz bir gerçek halinde bulunacaktır…

—- Belediyeler ile Genel idareler arası koordinasyonun, sadece ve sadece aynı siyasi partilerin mensuplarına ait olup olmadığına balkımaksızın, Devletin, Tarafsız en üst yönetimlerinin katkılarıyla saptanmış, yine, tarafsız, partiler üstü koordinasyon kurullarının katılımlarıyla, aktif ve eşitlikçi icraatları ile konsensüslerin sağlanarak, eşgüdümlü belediye-idare uygulamaları yapılarak, ne, halkın yerel seçim oyları ile seçilmiş belediyelerin faaliyetlerinde kesintilerin oluşması, ne de, halkın, yine, genel seçim oylamaları ile seçilmiş, genel idarelerin sorumluluğunun ve kapsayıcı yetkilerinin yıpratılmasının söz konusu olamayacağı, bir uyum zemininin yaratılması için gösterilecek, minimum % 5 oranındaki çaba ile oluşturulmuş ve kurulmuş % 5 ‘e tekabül eden, tarafsız partiler üstü koordinasyon kurullarının, Belediyelerin ve Genel idarelerin kazanımlarını en az % 5-10 oranında arttıracağı, ülke vatandaşlarının kazanımlarını ise minimum % 100 nispetinde yükselteceği, unutulmamalıdır…

—- Etnik grupların ülke yönetimine entegrasyonları ve var olan kışkırtılmış sorunları, yıllarca ülkelerin mevcut meşru yönetimlerine ve vatandaşlarının ortak gelişimlerine ayak bağı olmalara devam ederek, genel olarak kendileri dahil her kesime problemler sunmanın ötesinde, genel ve çoğunluk ve temel, kabul edilmiş uluslar arası tabiyetin yasal kazanılmış mevcut bütünlüğüne zarar gelmeksizin, bu ortak üst ulusal aidiyet içinde, tâli ve komponent, grup tamamlayıcıları hüviyetinde, hak ve hukuksal ve gelenek-görenek –örf-adet vb. gibi folklorik öğelerle yüklü, ırk-dil-din misali öz kazanımlarına da bir halel getirilmeksizin, bir adil ortak yaşamın ve paylaşımın vücuda getirilerek, her tür halkların vatandaşlarının huzuru ve sükûnu ve kazanımlarının adına, konsensüslerinin yaratılmasında, her bir sistemdeki etnik grupların en az % 10 ‘unun karşılıklı mutabakat ile sisteme entegrasyonunun başarılmasının, minimal % 15- 20 oranında etnik çatışmaların ve huzursuzlukların önlenebilmesine yarayacağı muhtemeldir..

—- Küresel ısınma ve hali-hazırda getirdiği ve ileride getirebileceği muazzam kaotik doğal felaketlerin önlenebilmesi adına, atmosferdeki salınmaya devam eden gazların sera etkisi yaratması sürecinin kontrol altına alınmasının gerekmekte olduğu gerçeği, fosil yakıtların kullanımının ve insanların tüketim alışkanlıklarının denetlenmesinin, bir kurallar zinciri halinde international yaptırımlarının oluşturulması durumunda, yeni -temiz ve atıksız enerji kaynaklarının rüzgar ve akarsu dahil olmak üzere, ek olarak da değişik varyasyonlarının keşfi ve tespiti ile, kullanımlarının yaygınlaştırılmasının zorunluluğun devamlı olarak gündemde tutulması öngörüsüyle, her % 10’ luk klasik fosil yakıt ve var olan tüketim alışkanlıklarından vazgeçilmesi oranının, küresel ısınma artış oranında en az % 5-10 ‘luk bir azalma ve süreçte yavaşlamaya yol açacağı ortadadır.

—- Küresel açlık ve yoksulluk ile küresel obezite gibi kavramların birbirine tezat olan işleyişlerinin ortak paydalarının saptanarak, bir kesimin gereğinden fazla tüketiminin törpülenerek, empati yapma yeteneklerinin gündeme getirilmesi neticesinde, bir kesiminde gereğince tüketememesi sonucunda, kendilerinin ve gelecek nesillerinin de silsile yoluyla adeta fizik ve manevi açıdan biyolojik yapılarının hastalıklı bir yapıya bürünerek ve salgın hastalıklara müptela olarak yok oluşlarına gidişlerinin, ortak bir şekilde ket vurularak önlenebilmesi için, bir kesimin aşırı tüketilmemesi gereken ( + ) değerlerinin, diğer kesimin tüketimine sunulmasının, her kesimin sağlığına olumlu katkılarının göz ardı edilemeyeceği öngörülerek, bunun başarılabilmesi için de, sermayenin güçlü olduğu, üretim fazlası kapasitesine sahip ülkeler ile, alenen maddi yetmezlik ve üretim zafiyetine muzdarip ülkeler arası iletişim ve transport bağlantılarının, uluslar arası yardım ve gönüllü toplum kuruluşları ağırlıklı olarak sağlanması yoluyla aktarmaların neticesinde, her % 5 ‘ lik gıdasal ve besin gibi üretim fazlası dayanıksız tüketim malları paylaşımının sağlanmasının, küresel obezitenin önlenmesine en az % 5-10 oranında katkı sağlayacağı, küresel açlığın ise minimum % 10-15 oranında ortadan kalkacağı unutulmamalıdır.

—- İşsizlik, yolsuzluk ve suç oranlarının artışı arasında doğru orantılı bir bağlantı söz konusu olduğundan, işsizliğin önlenebilmesi için yeni iş alanlarının yaratılması belli bir maliyet gerektirdiğinden, yapılan hesapsız –kitapsız ve/veya usulsüz ve gereksiz popülist kökenli harcamaların kontrol altına alınarak, vergi adaletinin ve kayıt dışı ekonomik iş ve işlemlerin zapt-ı rapt altına alınması adaletinin sağlanarak, bu günlere kadar yaratılması eksik kalmış yeni iş olanaklarının, hiç olmazsa bundan böyle maliyet hesapları aşağıya çekilerek, ortalama maliyet unsurlarının yaygınlaştırılmasıyla, ekonomik göstergeli alternatiflerinin kurulması sağlanarak, sözgelimi çalışan başına 10 para birimi yatırım ile kurulabilecek otomotiv sektörü ile alâkalı yeni iş alanı gibi zaten doygunluk noktasına ulaşmış, ağır sanayi ve yüklü elektronik dalları yerine, adam başına 1 para birimi yatırım ile kurulması mümkün, tarım ve hayvancılık –ziraat –süt ve su ürünleri ile ve gıda teknolojileri ve yeni rüzgar ve akarsu enerji kaynakları gibi atıksız enerji türlerinin yaygınlaştırılmasının, bilimsel aktivasyonları vb. türünden, hem de küresel ısınmayı önleyici, daha sayısız ekonomik maliyetli, doğal ve çağdaş ve hakkaniyetli iş ve yatırım ortamlarının yaratılarak, rant kokulu çekiciliklerin önlenerek yolsuzlukların önlenebilmesi adına da, yasal müeyyidelerinin tavizsiz uygulamalarının öne çıkarılarak, yoksunluktan yolsuzluğa ve yasa dışılığa meyletmelerin de engellenerek, her % 10 oranında maliyeti düşük yeni ve temiz iş alanlarının yaratılması ile önlenebilmiş işsizlik nispetinde, en az % 5-10 oranında yolsuzlukların engellenebileceği ve en az bu oranlarda, yoksulluğa ve yoksunluğa bağlı suç miktarlarında da düşmeler olacağı bir gerçektir.

—- Nükleer – kimyasal silahlanma gibi dünya çapında, tüm dünya ülkelerinin uluslarının korkulu gündemleri, bu gibi silah ve teknolojiye sahip veya müstakbel malik olabilecek ülkelerin silahlanma envanterlerinin ve bu
süreçlerinin denetim serbestisi ile önlenebilecek mekanizmalarının, Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyinin denetim görevlisi birimlerinin belli bir periyoda bağlanmış teftişleri ile gündemde tutulabileceği unutulmayarak, Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı/kurumu ‘nun (UAEK), zenginleştirilmiş Uranyum gibi hem Nükleer reaktörler için hem de Nükleer silahlar için yegane kaynak olan bir elementi elinde bulunduran veya elde etmek isteyen ülkelerin takibini eksiksiz yaparak, tavizsiz olarak da yaptırımlarda bulunması sonucunda, bu gibi kimyasal-biyolojik ve nükleer silahlanmalara karine teşkil edebilecek çalışmaların sonlandırılmasının sağlanması, minimal % 10 oranında, bu tür katalizör maddelerin elde edilmesinin engellenmesi için yapılan denetim ve yaptırımların, asgari % 5-10 arasında bu tür anti-konvansiyonel kitle imha silahlanmalarının önüne geçebileceği unutulmamalıdır.

—- Savaşlar gibi ülkeler ve uluslar arası çatışmaların doruklarına çıkabilmiş yıkıcı faaliyetler, her ne kadar günümüz şartlarında, sonuçlarının kabullenilme ihtimalinin ve katlanılabilirliğinin güçlüğü nedeniyle gerçekleşmesi zorlaşmış olsa da, gündemden düşmesi mümkün olamamaktadır.Toprak ve doğal zenginlikler ile stratejik mevkilerin ele geçirilmesi isteği ile geçmişten gelen husumet ve kindarlık yüklü hesaplaşmaların tetiklediği çatışmalar, her an için savaş boyutlarındaki çarpışmalara dönüşme risklerini bünyelerinde bulunduruyor iken, zaten son zamanlarda da, var olan ve sürdürülen iç çatışma tanımına daha uygun olabilecek şekilde tetiklenmiş savaş türleri, egemen güçlerin ve ülkelerin ittifakları ile diktatör tabir edilen kişi ve yönetimlerce kumanda edilen ülkelerin yönetimlerinin kısa sürede istila edilerek, kumandaların ittifak ülkelerinin üzerinde hemfikir oldukları kişi ve kişilerden oluşan grup ve topluluklara bırakılması suretiyle, sözde, o ülkelerin uluslarının kurtarılması bahanesiyle, yeni bir takım kaotik yapılanmaların önünü açabilecek, eski bire-bir ve göğüs –göğüs ‘e mertçe yapılan savaşları aratırcasına, uluslara rağmen, ulusların kendilerinin, kendilerinden kurtarılması misali bir garip tezatlıklarla yüklü şekillerde yapılıyor olmalarına rağmen, yine de bu türden ve savaşın her türlüsünden ulusları ve ülkelerini uzak tutmanın mantığı geçerliliğini korumaktadır.Savaşlar, salt, bir ülkenin ve ulusunun onurunu ve bağımsızlığını ve her şekil ve biçimde maddiyatını ve maneviyatını korumak ve kollamak adına yapılırsa da, her % 10 ‘luk Uluslar arası ve Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararlarına riayet edişlerin, en az % 5 oranında çıkabilecek muhtemel savaşları önlemesi olasıdır.

—- Nüfus artışıyla gelen dünyevi sorunlar, birbiriyle bağlantılı olmak üzere, işsizlikten ve suç oranlarının artışından tutun da, sağlıkta ve enerji alanındaki yetersizliklere ve küresel ısınma artışının ivmelenmesine ve doğal kaynakların silsile yoluyla tüketilmesine ve kirletilmesine kadar bir dizi sorunları da beraberinde getirdiğine göre, bu gidişin rendelenmesine ve rafine edilmesine ihtiyaç olduğu da ortadadır. Hızlı Nüfus artışlarının önüne geçilebilmesinin ilk ve tek şartı doğum kontrolü yöntemlerinin, pratik ve ekonomik şekillerde gündelik yaşantıya adapte edilebilmesinden geçmekte olup, mali profili düşük ülkelerin, maddi bakımdan güçlü ülkeler tarafından, sağlıklı kontrol yöntemleri açısından takviye edilmeleri şart olup, sonuç itibariyle olumsuz gelişmelerin global olarak tüm dünya ülkelerini etkilemesi gerçeği söz konusu olduğuna göre, minimum % 10 oranında uygulanan sağlıklı doğum kontrolü yöntemlerinin, dünya nüfusunun kontrolsüz artışını en az bu oranlarda engellediği bilinmekle birlikte, Hızlı nüfus artışıyla beraber gelen küresel sorunların ise, en az bunun iki katı oranında önlenmesi mümkün olabilecektir.

—- Nükleer enerji sorunsalı, güvenlik açmazları nedeniyle, teknolojik olarak kapsayıcılığı ve uzun vadeli maddi avantajları nedeniyle tercih edilmesi söz konusu olmasına rağmen, ivme kazanması mümkün olamamaktadır. Salt çalıştırılması sırasındaki güvenlik problemleri dışında, atıklarının da elimine edilememesi ve ikincil bir tehlikeli kanserojen çevre kirliliğine yol açması olası nükleer atıkların varlığı da, nükleer enerji kaynaklarının tehlikesiz kullanılması ve yanma ürünleri olan atıkları ile ilgili tehditsiz bir çevre güvenliği sağlanması yöntemleri bulununcaya kadar olan süreçte, bu en son teknolojik enerji alternatifinin gönül rahatlığıyla kullanılmasında, daha uzun bir süre çekimser kalınacağı ve re’sen kullanılması muhtemel durumların gündemlerde olacağı anlaşılmakta olup, en az % 20 oranında rüzgar ve akar su enerji kaynaklarının kurulması ve yeni- temiz enerji alternatiflerinin yaratılması ile, minimal bu oranlarda, nükleer enerjiye gereksinimimizin kalmayabileceği ve bu oranın en az iki katı oranında da, nükleer tehlikelerden uzak kalabileceğimiz unutulmamalıdır…

27.03.2012

Dr. İlhan KORKMAZ – ATAEVLER ASM – NİLÜFER / BURSA

* Genel Dünya ve Ülke Sorunları ve Çözüm Arayışları -1
* Genel Dünya ve Ülke Sorunları ve Çözüm Arayışları -2

(DEVAMI VAR)