I. Oyunun Konusu

Ünlü Tiyatro Oyunu CimriMoliere’in (1622-1673) “Cimri” (1668) adlı oyununda, paradan başka hiçbir şeye değer vermeyen, çok zengin olmasına rağmen hastalık derecesinde cimri bir adam olan Harpagon’un kişiliğine uygun kusurlu davranışları, komedi tarzında sergilenmiştir. Oyunda Harpagon’un şahsında, cimri bir adamın düştüğü gülünç durumları, sergilediği tuhaf davranışları görürüz.

Sponsor Bağlantılar

 

Oyunun başından sonuna dek kuvvetle hissedilen tema, “cimrilik”tir. Oyundaki gülmece unsurunu, Harpagon’un cimriliğinden kaynaklanan davranışları oluşturur. Harpagon’un cimrilikleri saymakla bitmeyecek kadar çoktur.

 

Cleante ve Elise, zengin olmalarına rağmen babalarının tutumu yüzünden sıkıntı içinde yaşamaktadırlar, arkadaşlarından sürekli borç alırlar, elbiselerini ancak veresiye satan dükkânlardan alabilirler. Cleante, yoksul sevgilisi Mariane’a para yardımında bulunamaz, ona gönül okşayıcı hediyeler alamaz.

 

Harpagon, sokağa çıkarken süslenip püslendiği, aşırı derecede şık olduğu, giyime kuşama gereksiz yere para harcadığı için oğlu Cleante’ı azarlar.

 

Harpagon, düğün masrafından kurtulmak için oğlunu, zengin ve dul bir kadınla, kızını da elli yaşlarında zengin bir adam olan Senyör Anselme ile evlendirmeyi düşünür. Zira Senyör Anselme, Harpagon’un kızını çeyizsiz olarak almayı kabul etmiştir. Harpagon için çocuklarının sevdikleri kişilerle evlenip mutlu olmaları değil, zengin birileriyle evlenip kendisine masraf açmamaları önemlidir.

 

Frosine, Mariane’ı Harpagon’la evlenmesi konusunda ikna etmeye çalışır. Yaptığı bu aracılık hizmeti karşılığı olarak Harpagon’dan az miktarda bir para ister. Çok dil döker, yalvarır yakarır, türlü iltifatlar yapar, fakat yine de cimri adamdan tek bir metelik dahi koparamaz.

 

Harpagon’un cimriliğinden hizmetçiler de nasiplerine düşeni alırlar. Harpagon, mobilyaları eskimesin diye hizmetçisine daha yumuşak silmesini tembihler. Kırılan şişe ve bardakların parasını aylığından keseceğini söyleyerek hizmetçisini korkutur. Hizmetçilerden biri ceketinin önünde kocaman bir yağ lekesi olduğunu söyler, diğeri ise pantolonunun arka tarafının delik deşik olduğundan dert yanar. Harpagon, perişan bir durumda olan hizmetçilerine yeni bir ceket ve pantolon alarak onların gönlünü hoş etmek yerine, birine ceketindeki lekeyi şapkasıyla gizlemesini, diğerine de servis yaparken arkasını duvara dönmesini söyleyerek meseleyi kendince çözüme kavuşturur.

 

Harpagon, aşçısından az parayla sofra donatmasını ister. Sıkı bir perhize soktuğu atları da açlıktan bitkin bir hâldedir.

 

Yine Harpagon’un, bir koyun budu artığını yedi diye bir komşusunun kedisini dava ettiği, bir gece kendi hayvanlarının yemini çalarken yakayı ele verdiği ve arabacısından bir temiz sopa yediği söylentiler arasındadır.

 

Harpagon, bahçesine sakladığı altınlarının çalındığını fark edince deliye döner. Şehirdeki herkesin tutuklanmasını, asılmasını, işkence görmesini ister. Altınlarına yeniden kavuşmak koşuluyla çocuklarının sevdiği kişilerle evlenmelerine razı olur. Oyunun sonunda düğün masraflarını Dom Thomas d’Alburcy’ye yıkar.

 

Oyunda dikkati çeken bir diğer tema ise “aşk”tır. Bu aşk, imkânsızlık ve sıkıntılarla doludur. Harpagon’un oğlu Cleante, annesiyle birlikte yoksul bir yaşam süren Mariane adındaki kızı sevmektedir. Çoğu kez ona yardım etmek ister, fakat babasının cimriliği yüzünden bu arzusunu yerine getiremez. Sevdiği kıza hediye almak ister, fakat alamaz. Sevdiği kızla evlenebilmek için bir tefeciden oldukça yüksek bir faizle para almaya karar verir. Fakat karşısında tefeci sıfatıyla babasını görünce plânı suya düşer.

 

La Fleche, Harpagon’un altınlarının bulunduğu çekmecenin bahçede gömülü olduğunu öğrenir. Çekmeceyi kaptığı gibi Cleante’ın yanına gelir. Babasının hazinesini eline geçiren Cleante, babasına Mariane ile evlenmesine izin vermesi karşılığında altınlarına kavuşabileceğini söyler. Harpagon, bu teklifi düşünmeden kabul eder.

 

Oyunda yaşanan diğer bir aşk ise, Harpagon’un kızı Elise ile Valere arasında geçmektedir. Valere, on altı yıl önce bir deniz kazasında ailesini kaybetmiştir. Kendisi, bir İspanyol gemisi tarafından kurtarılmış, geminin kaptanı Valere’i kendi oğlu yerine koymuş, onun yetişmesiyle yakından ilgilenmiştir. Babasının sağ olduğunu öğrenen Valere, onu aramaya koyulmuş, bu sırada güzel Elise’le tanışmış ve ona âşık olmuştur. Valere, Elise’i boğulmak üzereyken kurtarmış, onunla yakından ilgilenerek kalbini kazanmayı başarmıştır. Sevdiği kızla daha rahat görüşebilmek ve ona daha yakın olabilmek amacıyla Harpagon’un hizmetine girmiştir. Soylu ve zengin bir ailede yetişmiş olmasına rağmen, sevdiği kız için hizmetçi olmayı göze almıştır. Oyunun sonunda Senyör Anselme’nin babası olduğunu öğrenir. Harpagon, düğün masraflarına karışmamak kaydıyla kızı Elise’in Valere ile evlenmesine razı olur.

 

II. Oyunun Kişileri

 

Harpagon: Oyunun asıl kahramanıdır. Hastalık derecesindeki cimriliği yüzünden oyunun başından sonuna dek gülünç ve tuhaf davranışlar sergiler. Yıllar önce karısını kaybetmiş, oğlu Cleante, kızı Elise ve hizmetçilerle birlikte yaşam sürmektedir. Altmış yaşındadır. Harpagon, çok zengin bir adam olmasına rağmen, çocukları sıkıntı içinde, yoksul bir yaşam sürerler. Varlık içinde yokluk çekerler. Harpagon’un cimriliğinden hizmetçiler de nasiplerini alırlar.

 

Bir miktar para koparma umuduyla Harpagon’a iltifatlar yapan, güzel sözler söyleyen, Mariane’ı Harpagon’la evlenmesi için ikna etmeye çalışan Frosine adlı aracı kadına, Cleante’ın uşağı La Fleche, boşuna uğraşmamasını, ondan para çıkmayacağını söyler: “Tam buldun adamını, zırnık koparabilirsen aşk olsun derim; haberin olsun, metelik sızdırmazlar bu evde.” (…) “…sen daha Senyör Harpagon’u tanımıyorsun. Senyör Harpagon bütün insanlar içinde insanlıkla en az alâkası olan insandır, fânîler arasında ondan katı yüreklisi, ondan eli sıkı olanı yoktur. Ona istediğin kadar iyilik et, elini açtırmak ne haddine! İltifat mı dedin, pohpoh mu, muhabbet mi, lâftan ibaret kalmak şartıyla canının istediği kadar. Ama iş paraya geldi mi, hava alırsın. Onun lütuflarından, iltifatlarından daha kuru, daha bereketsiz bir şey olamaz; vermenin lâfından bile öyle tüyleri ürperir ki, ‘selam verdim’ demez, ‘selâm aldım’ der.” (…) “Para dedin mi herifin yüreği taş kesilir, hem öylesine ki, kimse onunla baş edemez; karşısında gebersen kılı kıpırdamaz. Sözün kısası parayı şereften de, namustan da, ahlâktan da üstün tutar, biri para istemeye geldi mi, ödü kopar. Para istemek, onu canevinden vurmak, yüreğini deşmek, ciğerlerini sökmek demektir.” Cleante’ın uşağı La Fleche’in söylediği bu sözler, Harpagon için paranın ne denli önemli olduğunu açıkça gösterir.

 

Harpagon’un dünyası, para üzerine bina edilmiştir. Paranın dışında hiçbir şeyin önemi yoktur. Para, Harpagon için hastalıklı bir tutkudur, ateşli bir aşktır. Harpagon, çocuklarına karşı ilgisizdir. Şefkatli, sıcakkanlı, sevgi dolu, içten bir baba olmaktan çok uzaktır. Çocukları, zengin bir babaya sahip olmalarına rağmen, âdeta aldıkları her nefeste babalarının cimriliklerini ciğerlerine çekerler. Çocuklarının evlenip mutlu bir yuva kurmaları de Harpagon’un umurunda değildir. Altmış yaşında oluşuna aldırış etmeden, kızı yaşındaki Mariane’la evlenmek ister. Oğlu Cleant’ın bu kızı sevdiğini öğrenir, fakat yine de bu kızla evlenme fikrinden vazgeçmez.

 

Harpagon, oğlu Cleant’a zengin bir dul bulacağını, kızı Elise’i de elli yaşında zengin bir adam olan Senyör Anselme’ye vermeye kalkışır. Senyör Anselme, Elise’i çeyizsiz olarak almayı kabul etmiştir. Harpagon için çocuklarını masrafsız bir şekilde evlendirmek, en büyük mutluluktur.

 

Cleante: Harpagon’un oğlu, Elise’in ağabeyidir. Yirmi beş yaşındadır. Mariane’ı sevmektedir. Mariane, annesiyle birlikte yaşayan yoksul bir kızdır.

 

Cleante, babasının Mariane’la evleneceğini öğrenir. Sevdiği kızı babasına kaptırmamak için bir tefeciden çok ağır koşullar altında ve yüksek faizle para almaya karar verir. Fakat karşısında tefeci sıfatıyla babasını görünce çok şaşırır, plânı da böylece suya düşer.

 

Harpagon, bir oyun yaparak oğlunun Mariane’a karşı olan duygularını öğrenir. Fakat bunu umursamaz. Mariane ile kendisinin evleneceğini, en kısa zamanda da oğlunu zengin bir dulla evlendireceğini söyler.

 

Cleante’ın uşağı La Fleche, Harpagon’un bahçeye gömdüğü altınlarını bulur. La Fleche, altınları Cleante’a getirir. Bunun üzerine Cleante, babasına şantaj yapar. Mariane’la evlenmesine izin vermesi karşılığında altınları vereceğini söyler.

 

Elise: Harpagon’un kızı, Cleante’ın kız kardeşidir. Yirmi üç yaşındadır. Soylu ve zengin bir ailede yetişmiş, kibar bir genç olan Valere’i sevmektedir. Elise, Valere ile acı bir kaza sonrasında tanışmıştır. Valere, Elise’i azgın sularda boğulmak üzereyken kurtarmış, canını tehlikeye atmıştır. Kazadan sonra Elise’le yakından ilgilenmiş, genç kızın kalbini çalmıştır. Valere, sevdiği kıza yakın olabilmek için Harpagon’un evinde hizmetçi olarak çalışmaya razı olmuştur.

 

Harpagon, kızı Elise’i elli yaşlarında zengin bir ihtiyar olan Senyör Anselme ile evlendirmeye karar verir. Çünkü Senyör Anselme, Elise’i çeyizsiz olarak almayı kabul etmiştir.

 

Valere, Harpagon’a kızı Elise’i çok sevdiğini ve onunla evlenmek istediğini söyler. Fakat Harpagon buna karşı çıkar. Cleante’ın altınlarla babasına şantaj yapması ve Dom Thomas d’Alburcy’nin düğün masraflarını üzerine alması neticesinde Harpagon, kızının Valere ile evlenmesine razı olur.

 

Mariane: Cleante’ın sevdiği kızdır. Annesine bağlı, terbiyeli, genç ve güzel bir kızdır. Mariane, on altı yıl önce bir deniz kazasında hem babasını hem de ağabeyini kaybetmiş, annesiyle birlikte korsanların eline düşmüştür. On yıl süren esirlikten sonra hürriyetlerine kavuşmuş, memleketlerine dönmüşler. Fakat akrabaları haksız bir şekilde mallarına el koyduğu için ana-kız yoksul bir yaşam sürmeye mahkum olmuşlar.

 

Mariane, Cleante’ı sevmesine rağmen annesinin isteğiyle Harpagon’la evlenmek zorunda kalmıştır. Akşam yemeği için Harpagon’un evine gider. Burada sevdiği gencin Harpagon’un oğlu olduğunu öğrenir. Çok şaşırır.

 

Oyunun sonunda hem ağabeyine hem de babasına kavuşur. Harpagon, çalınan altınlarına kavuşabilmek için Mariane’ın oğlu Cleante’la evlenmesine razı olur.

 

Valere: Elise’in sevdiği delikanlıdır. Valere, hayatını tehlikeye atarak, boğulmak üzere olan Elise’i azgın sulardan kurtarmış, daha sonra da kibar davranışlarıyla genç kızın gönlünü kazanmıştır. Valere, zengin ve soylu bir ailede yetişmiş olmasına rağmen, sırf sevdiği kıza yakın olabilmek için Harpagon’un evinde hizmetçilik yapmaya razı olmuştur. Evde, alışveriş ve harcamalardan sorumludur.

 

Valere, Harpagon’a yaranabilmek için rol yapar, bambaşka bir kimliğe bürünür. Hizmetçileri daha tutumlu olmaları konusunda uyarır. Harpagon’un cimriliklerini şiddetle destekler.

 

Valere, on altı yıl önce henüz yedi yaşındayken bir deniz kazasında ailesini kaybetmiş ve bir daha da onlardan haber alamamıştır. Valere, bu deniz kazasında bir İspanyol gemisi tarafından kurtarılmıştır. Geminin kaptanı, Valere’i bağrına basmış, kendi oğlu gibi yetiştirmiştir. Valere, yakın bir geçmişte babasının hayatta olduğunu öğrenmiş ve onu aramaya koyulmuştur. Bu sırada güzel Elise’i görmüş, görür görmez de güzelliğine vurulmuş, ona âşık olmuştur. Valere, oyunun sonunda hem kız kardeşi Mariane’a hem de babası Dom Thomas d’Alburcy’ye kavuşur.

 

Senyör Anselme (Dom Thomas d’Alburcy): Valere ile Mariane’ın babasıdır. Senyör Anselme’nin gerçek adı Dom Thomas d’Alburcy’dir. On altı yıl önce karısını ve çocuklarını, Napoli’deki zulüm ve işkenceden kurtarmak istemiş. Kaçarken gemileri batmış. O günden sonra ailesinden bir haber alamamış. Karısının ve çocuklarının öldüğünü zannetmiş.

 

Senyör Anselme, yıllarca gurbet ellerde dolaştıktan sonra genç bir kızla evlenip yeniden aile kurmaya niyetlenir. Harpagon’un kızı Elise’le evlenmeye karar verir. Harpagon için, Senyör Anselme’nin elli yaşında bir ihtiyar olmasının hiç mi hiçbir önemi yoktur. Damadının zengin olması, onun için fazlasıyla yeterli bir meziyettir.

 

Oyunun sonuna doğru, Valere’in konuşmalarından hareketle yıllardır aradığı ailesini bulur. Hem oğlu Valere’e hem kızı Mariane’a hem de karısına kavuşur.

 

Dom Thomas d’Alburcy, gerçeğin ortaya çıkması üzerine Elise’le evlenmekten vazgeçer. Çünkü oğlu, Elise’i çok sevmektedir. Kızı Mariane da Harpagon’un oğlu Cleante’ı sevmektedir. Dom Thomas d’Alburcy, düğün masraflarını üstlendiğini söyleyerek Harpagon’u çifte düğüne razı eder.

 

La Fleche: Cleante’ın uşağıdır. Harpagon, La Fleche’in kendisini gözetlediğinden şüphelenir. Üzerini didik didik arar, fakat bir şey bulamaz.

 

La Fleche, Harpagon’un Mariane’la evleneceğini öğrenir. Mariane, Cleante’ın sevdiği kızdır. Cleante, sevdiği kızla kaçıp evlenebilmek için paraya ihtiyaç duyar. La Fleche, Simon Usta adlı bir simsarın aracılığıyla bir tefeciyle görüşme ayarlar. Fakat, tefeci olarak karşılarında Harpagon’u görünce, plânları suya düşer.

 

La Fleche, sonunda Harpagon’un altınlarının gömülü olduğu yeri öğrenir. Harpagon, hazine değerindeki altınlarını küçük bir çekmeceye koymuş, bu çekmeceyi de evinin bahçesine gömmüştür. La Fleche, altınları aldığı gibi Cleante’ın yanına gelir. Cleante, Mariane’la evlenmesine izin vermesi karşılığında altınları babasına verir.

 

Frosine: Harpagon’dan bir miktar para koparmak umuduyla Mariane’ı Harpagon’la evlenmesi için kandırmaya çalışan aracı kadındır. Harpagon’a yaranabilmek için ona iltifat eder, pohpohlayıcı sözler söyler. Altmış yaşındaki Harpagon’a “yirmi beşinde ne delikanlılar görüyorum ki sizin yanınızda yaşlı sayılırlar” (…) “Altmış yaş da neymiş ki? Bunun da lâfı mı olur hiç! Ömrün en hoş çağı, erkeğin güzel zamanı asıl bundan sonradır.” (…) “Hamurunuz sağlam yoğrulmuş sizin. Yüz yaşına kadar ferah ferah yaşarsınız?” (…) “Vallahi! Yüz diyordum ama, siz yüz yirmiyi de geçeceksiniz.”

 

Frosine, Harpagon’un cimriliğini çok iyi bildiğinden ona Mariane’ı hoşuna gidecek biçimde tanıtır. Mariane’ın hiç boğazının olmadığını, süse püse önem vermediğini, kumar oynamadığını, gençlerden nefret ettiğini, yaşlı erkeklerden hoşlandığını söyler.

 

Frosine, çok zor bir durumda olduğunu söyleyerek Harpagon’dan bir miktar para ister. Kendine acındırır, yalvarır yakarır. Fakat Harpagon’dan tek bir metelik dahi koparamaz.

 

III. Cimri Oyununun Özeti (Olay Örgüsü)

 

Birinci Perde

 

Çok zengin olmasına rağmen cimriliğiyle tanınan Harpagon, karısını yıllar önce kaybetmiş, oğlu Cleante ve kızı Elise’le birlikte yaşamaktadır. Elise, nehrin azgın sularında boğulmak üzereyken kendisini büyük bir cesaretle kurtaran Valere’i sevmektedir. Valere, sevdiği kıza yakın olabilmek için, alışveriş harcamalarıyla ilgilenmek üzere Harpagon’un evinde çalışmaya başlar. Gerçek kimliğini gizleyen Valere, Harpagon’un gözüne girebilmek için bambaşka bir kişiliğe bürünür, onun sözlerini destekler. Elise’in ağabeyi Cleante ise, Mariane adında genç ve güzel bir kızı sevmektedir. Mariane, yaşlı ve hasta annesiyle yoksul bir yaşam sürmektedir.

 

Cleante ile Elise, babalarının cimriliği yüzünden çok zengin olmalarına rağmen sıkıntı içinde yaşamaktan şikayetçidirler. İki kardeş dertleşir. Cleante, kız kardeşine Mariane adında yoksul bir kızı sevdiğini, ona deliler gibi âşık olduğunu söyler. Fakat babasının cimriliği yüzünden, sevdiği kıza maddî anlamda yardımcı olamadığını, gönül okşayıcı hediyeler alamadığını söyler.

 

Bu sırada Harpagon, gayet endişeli bir hâldedir. Çünkü bir gün önce, küçük bir çekmeceye koyduğu altınlarını evinin bahçesine gömmüştür. Altınlarının birileri tarafından bulunup çalınmasından korkmaktadır. Harpagon, Cleante’ın uşağı La Fleche’ten şüphelenir, onun bir şeyler aşırdığını düşünür. Hemen La Fleche’in üzerini yoklar, fakat bir şey bulamaz. Haksız yere suçlandığı için sinirlenen La Fleche, “Pintiliğin de, pintilerin de Allah cezasını versin” diyerek Harpagon’a karşılık verir.

 

Harpagon, çocuklarının yanına gelerek Mariane adında genç bir kızla evleneceğini söyler. Ayrıca oğluna zengin bir dul kadın bulacağını, kızı Elise’i ise henüz ellisini geçmemiş, olgun, zengin bir adam olan Senyör Anselme ile hemen bu akşam evlendireceğini söyler. Elise, evlenmek istemediğini söyleyerek babasına karşı çıkar. Harpagon kızını evlilik konusunda ikna edebilmek için, hizmetinde çalışan Valere’i hakem tayin eder. Valere, bir yandan sevdiği kızın güvenini kaybetme korkusu, diğer yandan Harpagon’un gözünden düşme korkusuyla ne yapacağını şaşırır. Harpagon, kızını çeyizsiz olarak almaya razı olduğu için bu evlilikte ısrar etmektedir. Hiçbir masraf etmeden kızını gelin edecektir. Valere, görünüşte Harpagon’u destekler, fakat bir fırsatını bulduğunda Elise’le konuşur. Nikahın hemen akşamleyin kıyılacak olmasından telâşa kapılan Elise’i, “Nihayet baktık ki olmadı, pılıyı pırtıyı toplayıp beraberce kaçar, işin içinden sıyrılırız; canım Elise’im, beni her fedakârlığa katlanacak kadar seviyorsanız…” diyerek sakinleştirmeye çalışır.

 

İkinci Perde

 

Cleante, babasının Mariane ile evleneceğini öğrenmiştir. Sevdiği kızla gizlice evlenebilmek için bir tefeciden oldukça yüksek bir faizle on beş bin frank almaya karar verir. La Fleche, parayı verecek olan kişinin birtakım şartları olduğunu söyler. Buna göre, paranın tamamı değil de on iki bin frangı nakit olarak verilecek, geriye kalan üç bin frank için de borç alan kişi, bir liste hâlinde belirtilen kullanılmış çamaşır, elbise ve eşyayı almak zorunda olacak. Cleante başka bir seçeneği olmadığı için bu ağır şartları kabul eder. Simon Usta aracılığıyla Cleante ile parayı verecek kişi arasında bir buluşma ayarlanır. Cleante, kendisine yüksek faizle borç para verecek olan tefecinin babası olduğunu görünce çok şaşırır. Baba-oğul arasında şiddetli bir tartışma yaşanır. Baba, oğlunu savurganlıkla; oğul da babasını tefecilik yapmakla suçlar.

 

Frosine adında bir kadın, Mariane’ı Harpagon’la evlenmesi konusunda ikna etmek için uğraşır. Frosine, Harpagon’dan biraz para koparabilmek umuduyla, onun hoşuna gidecek iltifatları, yalanları birbiri ardına sıralar. Mariane’ın boğazına düşkün bir olmadığını, giyim kuşama önem vermediğini, kumardan nefret ettiğini, yaşlı erkeklerden hoşlandığını söyler. Aracı kadın, Harpagon’dan bir miktar para koparabilmek için çok diller döker, yalvarıp yakarır. Fakat ne yapsa boşunadır.

 

Üçüncü Perde

 

Müstakbel damadı Senyör Anselme ile Mariane’ı akşam yemeğine davet eden Harpagon, hizmetçileri yanına çağırarak masrafları ellerinden geldiğince kısmaları konusunda uyarır. Valere de Harpagon’un sözlerini destekler. Evin aşçısı Jacques Usta, güzel yemekler pişirebilmek için fazla paraya ihtiyacı olduğunu söyler. Valere, Harpagon’un gözüne girebilmek için “Münasebetsizlik olursa bu kadar olur. Bol para ile güzel yemekler pişirmek de sanki bir marifetmiş gibi, yahu onu babam da bilir; ben usta diye az para ile sofra donatmasını bilene derim.” diyerek aşçıyı azarlar. Harpagon, Jacques Usta’ya atları hazırlamasını söyler. Fakat Jacques Usta, atların açlıktan bitkin bir hâlde olduğunu, bu yüzden de değil arabayı çekmek, ayakta dahi duramayacağını söyler. Valere, Jacques Usta ile tartışır, ona bir güzel sopa atar.

 

Mariane ile Frosine, Harpagon’un evine gelirler. Mariane, kendisini darağacına götürülen bir insana benzetir. Çünkü kalbinde Cleante varken Harpagon’la evlenecektir. Mariane, Harpagon’u görür, onu hiç beğenmez, bayağı konuşmalarından bunalır. Frosine, genç kızı sakinleştirmeye çalışır. Mariane, Harpagon’un kızı Elise’le tanışır. Daha sonra Harpagon, Mariane’la tanışması için oğlunu çağırır. Mariane, sevdiği genci karşısında görünce şaşırır, ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilemez. Üstü kapalı sözlerle birbirlerine olan sevgi ve bağlılıklarının sürdüğünü söylerler. Harpagon, oğlu ile Mariane arasında bir ilişki olduğunu anlamaz. Bu sırada Cleante, babasının parmağındaki oldukça değerli olan elmas yüzüğü çıkarır, babasının küçük bir hediyesi olarak kabul etmesini söyler, Mariane’a uzatır. Oğlunun bu cömert hareketi karşısında Harpagon’un âdeta canından can gider, öfkesinden köpürür.

 

Dördüncü Perde

 

Cleante, Mariane, Elise ve Frosine tenha bir yerde konuşurlar. Bu güç durumdan kurtulmanın yollarını düşünürler. Frosine, çok zengin bir kadın bulduğunu söyleyerek Harpagon’u kandırabileceğini belirtir. Bu esnada Harpagon gelir, oğlunu Mariane’ın elinden öperken görür. Oğlu ile Mariane arasında bir ilişki olabileceğinden şüphelenir. Şüphesinde haklı olup olmadığını anlamak için oğluna küçük bir oyun oynar. Harpagon, oğluna, Mariane’a bir üvey anne gözüyle değil de bir genç kız olarak baktığında onu nasıl bulduğunu sorar. Cleante, babasına açık vermemek için Mariane’ı güzel bulmadığını, onun pek zeki olmadığını söyler. Bunun üzerine Harpagon, “Yazık, çünkü aklıma bir şey gelmişti, ama görüyorum ki olmayacak. Kızı burada görünce yaşımı başımı düşündüm; bu kadar genç bir kızla evlendiğimi görenler beni tefe korlar, dedim. Onun için bu işten vazgeçmeye karar verdim, ama kızı bir kere istemiş bulunuyorum, söz de kesildi, biraz olsun hoşuna gitmiş olsaydı onu sana verecektim.” der. Babasının bu sözleri üzerine Cleante, Mariane’la olan ilişkisini ayrıntılı bir biçimde anlatır. Harpagon, oğlunun bu sırrını öğrendiği için çok sevinir. Fakat güzel Mariane’ı oğluna kaptırmaya hiç mi hiç niyeti yoktur. Oğluna, “Bana bak oğlum, sana söyleyeyim mi ben? Artık bu sevdadan vazgeçmeye bak; onu ben alacağım, anladın mı? Ümidi kes ondan; yarından tezi yok sana uygun gördüğüm kadınla evlenirsin.” Diyerek rest çeker. Baba-oğul şiddetli bir kavgaya tutuşurlar. Cleante, Mariane’ı çok sevdiğini ve ne olursa olsun ondan asla vazgeçmeyeceğini söyler. Harpagon, oğlunu evlatlıktan reddettiğini ve mirasından mahrum bırakacağını söyleyerek kovar.

 

Bu arada, bütün gün Harpagon’u gözetleyen La Fleche sonunda Harpagon’un altınlarının gömülü olduğu yeri öğrenir. La Fleche, içinde altınların bulunduğu küçük çekmeceyi gömülü olduğu yerden çıkararak doğru Cleante’ın yanına gelir, babasının gizli hazinesini bulduğunu söyler. Harpagon’un bağırtısını duyan Cleante ile La Fleche oradan uzaklaşırlar.

 

Bahçesine gömdüğü altınlarının çalındığını fark eden Harpagon, yaygarayı koparır. “Hırsız var! Hırsız var!.. Mahvoldum, boğazladılar beni, paramı çaldılar… Ah! Paracıklarım! Paracıklarım!.. Çabuk, komiserler, zaptiyeler, çavuşlar, yargıçlar, zincirler, darağaçları, cellâtlar çabuk yetişsinler. Herkesi astıracağım, gene paramı bulamazsam kendimi de asacağım.”

 

Beşinci Perde

 

Harpagon, komisere herkesten şüphelendiğini bu nedenle şehirde yaşayan herkesi tutuklamasını söyler. Jacques Usta, yediği dayağın intikamını almak için paraları Valere’in çaldığını söyler. Harpagon, Valere’i yanına çağırtır, ona, oynadığı oyunu öğrendiğini söyler. Harpagon’un oyunla kastettiği şey, paralarının çalınmasıdır. Fakat Valere, Elise ile yaşadığı gizli ilişkinin öğrenildiğini zanneder. Harpagon’a kızı Elise’i çok sevdiğini, kendi aralarında sözlendiklerini söyler. Harpagon, kızı ile Valere arasındaki ilişkiyi öğrenince öfkesinden kudurur. Kızını dört duvar arasına hapsedeceğini, Valere’i de diri diri işkence çarkına vurduracağını söyler. Bu sırada Senyör Anselme de gelir. Valere, kendisinin gerçekte Napolili soylu bir aileden geldiğini, sırf güzel Elise’e yakın olabilmek amacıyla bu sıkıntılara katlandığını anlatır. Kendisi de Napolili bir soylu olan Senyör Anselme, Valere’in söylediklerinin gerçek olup olmadığını anlamak için ona birtakım sorular yöneltir. Valere, Dom Thomas d’Alburcy’nin oğlu olduğunu söyler. Senyör Anselme, bu konuşmalar sonucunda Valere’in kendi oğlu olduğunu anlar. Zira Senyör Anselme olarak bilinen kişi, gerçekte Dom Thomas d’Alburcy’nin ta kendisidir. Mariane da bu konuşmaları duyunca Valere’le kardeş olduğunu öğrenir. On altı yıldır görmediği babasına ve ağabeyine kavuşur.

 

Dom Thomas d’Alburcy, on altı yıl önce Napoli’de yaşanan kargaşalar sırasında ailesini işkence ve zulümden kurtarmak istemiş. Fakat kaçmak üzere bindikleri gemi batmış. Dom Thomas d’Alburcy’nin yedi yaşındaki oğlu Valere, bir İspanyol gemisi tarafından kurtarılmış. Karısı ile kızı Mariane ise korsanlara esir düşmüşler. On yıl süren esirlikten sonra hürriyetlerine kavuşup Napoli’ye dönmüşler. Dom Thomas d’Alburcy de bu deniz kazasından üzerindeki paralarla birlikte sağ salim kurtulmayı başarmış. Ailesinin bu kazada öldüğünü zanneden Dom Thomas d’Alburcy, on altı yıl gurbet ellerde dolaştıktan sonra, akıllı uslu bir kızla evlenip yeniden aile kurmaya niyetlenmiştir. Bir anda hem oğluna, hem kızına, hem de karısına kavuşan Dom Thomas d’Alburcy, çok mutlu olur.

 

Cleante, babasına çekmecenin izini bulduğunu, şayet Mariane’la evlenmesine izin verirse paralarına kavuşacağını söyler. Dom Thomas d’Alburcy de çifte nikah için Harpagon’u ikna etmeye çalışır. Harpagon, çekmecesine kavuşmak ve düğün masraflarına karışmamak kaydıyla oğlunun Mariane’la, kızının da Valere’le evlenmesine izin verir.

 

   S  O  N