İnsan hayatta en çok ne ister? İyi bir iş sahibi olmak, ev sahibi olmak, zengin olmak mı? Bense sadece anne olmak istedim. Bunun önemini, özlemini, içimde yaşadığım fırtınaları ancak benim gibi bu yolda mücadele eden anlar. Yedi yıl oldu mücadelemi başlayalı. Her tedavi yeni bir başlangıç, yeni bir umut oldu. Arkadaşlarımın birer, ikişer çocukları oldu. Okula başladılar. Onlarla ilgili hayalleri hedefleri oldu. Benim ise sadece,  hayallerimde, rüyalarımda, kaldı. O doktor bu hastane derken maddi ve manevi gücüm kalmadı. En son tüp bebek dediler. Heyecanla başladım tedaviye.

Sponsor Bağlantılar

Her gün yediğim iğneler, her gün kan aldırmalar, muayeneler hiç biri ama hiç biri zor gelmemişti bana. Belki inanmayacaksınız ama zevkle heyecanla devam etti bu süreç. Sonunda hayalime, özlemime kavuşmak vardı ya, yeter ki olsun ben her şeye katlanmaya hazırdım. O sıralarda bir arkadaşımda hamileydi. Hayal kuruyorduk olursa arkadaş olurlar diye. O büyük gün gelip çattı. Eşimle dualarla heyecanla çıktık evden. Embriyo transveri yapıldı. Artık on dört gün bekleme süresi kalmıştı. Geçmek bilmiyor saniyeler bile ilerlemiyordu sanki. Kalbimin atışı hiç dinmiyordu heyecandan. Hamile miyim diye düşünmediğim bir an dahi olmadı. Sonra bir sabah uyandığımda yoklardı artık. Dünya durmuş, her şey anlamını anlamını yitirmişti sanki. Sadece sabır ver Allahım diye dua ettim. Taktir Allah’ındı çünkü. Yapacak bir şey yok. Elinden gelen bir şey yok çünkü. Milyoner bile olsan faydası yok. Parayla satın alınacak bir şey değil bu. Öyle zor ki bu duyguları,yaşamak. Yaşamayan kimse bilemez.

Her hamile her bebek gördüğümde içimde, yüreğimde bir şeyler yanar, gözlerim dolar. Benimle birlikte hamile olan arkadaşımın gittikçe büyüyen karnını her gördüğümde, sonra bebeğini kucağına aldığında zorlada olsa yüzüme bir gülücük kondurdum. Çünkü kimseye anlatamazsınız neler hissettiğinizi. Yanlış anlaşılırsınız. Kimi zaman eşinizle hislerinizi birbirinizden gizlemek için gözlerinizi kaçırırsınız. Ne o seni üzmek ister ne sen onu üzmek istersin. Birde mutluluk ile mutsuzluk arasında kaldığınız anlar olur. Ne hissedeceğinize yüreğiniz bile karar veremez. Teyze ya da hala oluyorsun diye haber alırsın. Öyle çok sevinir ama aynı anda içinizden Öyle çok şeyler kopar gider ki. Yüreğiniz yanar, gözyaşlarına boğulursunuz. Kimseye belli edemezsiniz, içinizde yaşar içinize gömersiniz. Böyle anlarda oldu geldi,  geçti. Ama içimdeki bu özlem hiç bitmedi. Her anneler günü bana acı verir. Ogün buruk olurum yalnızlığımı çaresizliğimi anlarım. Evimin boş sessiz olduğunu hatırlarım. Önceleri hayatta bazı hedeflerim vardı. Ev sahibi olmak gibi. Sonra düşündüm bir gün ev sahibi olabilirim belki ama çocuk sahibi olamayabilirim. Çünkü her geçen gün bizim aleyhimize işliyor. Şimdi ise yeni bir deneme için harekete geçmem gerekiyor. Ama ayaklarım geri gidiyor. Umudumu hiç kaybetmesemde korkuyorum.

Hayal kırıklığına uğramak korkutuyor beni. Bir gün kucağıma alabilmek, doya, doya koklamayı öyle çok istiyorum ki. Neredesin meleğim hadi gel, gel artık. Her zaman rüyalarıma hayallerime değil benim dünyama, evime kucağıma gel. Umutlarım tükenmeden gel.

NEZAHAT KAPLAN tarafından “Makale Yarışması” için yazılmıştır…