Hep yalan söyledim kendime. “Unuttum” dedim, “bitti” dedim. Her defasında ucuz yalanlarla kandırdım kendimi… Beni sevmediğine inandım hep… Çünkü gerçek buydu.
İçimden atabilmeyi, düşünmemeyi, sevmemeyi çok istedim. Her seferinde gözlerinde boğuldum. Konuşamadım, anlatamadım derdimi. Bir kere gözlerine baktım, kelimeler sustu gözlerin konuştu…

Sponsor Bağlantılar

Aşkta susabilmeyi öğrendim seninle… Beni bırakınca kelimeleri değil, kalemimi konuşturdum…

Tüm şehir üstüme üstüme geldi sen yokken… Çoğu zaman ağlayamadım, gözyaşlarımı serbest bırakamadım. Korktum, sabrettim, bekledim… Ağlayamadım hiç. Çünkü bilirdim sen dayanamazdın gözyaşlarıma, üzülürdün… Seni üzmemek adına içimde tuttum tüm kederimi…

Sen kalbimin denklemiydin. Tüm amacım seni çözmek, rahata erişmekti. Çözümü basit; bilinenler bir tarafa, bilinmeyenler bir tarafa… Benim bilinenler tarafım hep boş kaldı sevgili… Meğer ne çok bilinmeyenin varmış. Gözlerime bomboş baktığında anladım…

En büyük zaafım oldun ilk günden beri… “Hayır” diyemediğim, asla reddedemediğim… Hayatımdaki en büyük yaram oldun son zamanlarda… Her gün kanayan, geçmek bilmeyen… “Geçen iz bırakır, geçmeyen yara…” hiç geçmeyen izim ol isterken, her gün kanayan yaram oldun. Ama bazen yaralarımızı kanatmak, zaaflarımızdan vazgeçmek, unutmak pahasına reddetmeliymiş insan sevdiğini… Umarsızca “en sevdiğim” tarafından reddedildiğimde anladım…

Artık ne kendime güveniyordum ne de geleceğine inanıyordum. Yorgundum… Her şeyden, herkesten vazgeçmiştim. Zaten sen yoksan başkası da olmamalıydı…

Her defasında kendime yenildim… Bende dünyalara bedel, sende silik anılarımızı toplayıp yaktım… Kalbimdeki yangın bile aşkımı yakıp kül etmeye yetmedi. Yapamadım, yine yenildim…

Defalarca başka bedenlerde buldum kendimi… Ama yapamadım. Aşkım nefretimi yendi… Yine yenildim…

Sen yokken yanımda, uzun uzun, bomboş baktım duvarlara. Öyle amaçsız, çaresiz… Seni bile düşünmeden… Durduramadığım zamanlar geçti gözümün önünden… Uzun uzun gözlerime baktığın, beni sevdiğini söylediğin, kocaman sarıldığın…

Şimdi bomboş bir hayatı yaşıyorum. Ne sen varsın ne de bir başkası… Sadece ben ve yalnızlığım. Tek yol arkadaşım… Hiç terk etmedi beni, herkes gitti o kaldı… Sen varken bile yanımdaydı…

Yoksun… Ve ben yine durduramıyorum gözyaşlarımı… Her zamanki gibi büyük seven kalbin acısı küçük olmadı…

Ben yine yarımım… Yine eksiğim… Kendimi buldukça seni kaybediyorum… Boğuluyorum karanlıkta… Sanki çığlıklarımı bir tek ben duyuyorum… Kayboluyorum… Ellerine, gözlerine, varlığına ihtiyacım var…

Sen bir yerlere gitme sevgili, hep hatıralar sandığımın en nadide parçası olarak kal… Yaşanmışlığın değeri öyle bir sinmiş ki üzerime, kıyamadım eskileri atıp yerine yenileri benimsemeye… Eski sevgili, eskimiyorsun içimde…