Bir çiçek kendi kendine oluşabilir mi? Tohumunu toprağa atıp, belirli zamanlarda sulayabilir mi? Bir çiçek; gül, papatya oluşur mu kendi kendine? Tohumun toprağı bulması, sulama zamanında yağmurun, suyun ona yardım etmesi gerekmez mi? Yaradan bu döngüyü böyle yaratmamış mı? Her canlı birbirina muhtaç değil midir? İnsan yalnız yaşayabilir mi? İnsan dertleriyle tek başına baş edip sevinçlerini tek başına yaşayabilir mi? İnsan tek başına insan olabilir mi? Siz yalnız dolaşan, yalnız yaşayabilen tek bir canlı gördünüz mü? Göremezsiniz… Çünkü canlıların yaşayabilmek için aldıkları oksijen bile ağaçların yardımıyladır. Ve işte bir canlı olmadan diğeri yapamaz. Canlılar evrende yaradılışları gereğince özenle ve nizamla hep birlikteler. Biri olmazsa diğeri olmaz. Yardımlaşma, dayanışma, kardeşlik olmazsa yaşam olmaz.
Hayatın her alanında, yaptığımız her işte, tutunacak bir dal ararız. Bize destek olacak bir el, bir yürek ararız. Yeri gelir biz de yardımına koşarız çevremizdekilerin. Sürekli döner durur bu döngü böyle… Kiminin morali bozuktur, kiminin maddi sıkıntısı vardır, kimi ailesi ile sorun yaşamaktadır, kimi dersleri yüzünden sıkılmıştır. Böyle devam eden örneklerde önemli olan hep birlikte omuz omuza olmak değil mi ? Düşünsenize yardıma ihtiyacı olan bir arkadaşınıza yardım ettiniz. İşi halledildiğinde yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Bu … Bu sizi de mutlu etmez mi? Ona yardım ettiniz. Haydi sevinsenize ne duruyorsunuz. Ya başka örneklr yok mu? Cadde de el ele tutuşmuş boyunları bükük iki kardeş… Yiyecek tek lokma ekmekleri, kalacak kendilerine ait sıcacık odaları, onların sığınacak evleri bile yok. İnsanın onları gördükten sonra yediği lokma boğazına dizilmez mi , sıcacık evlerinde ruhu üşümez mi? İşte bu noktadan sonra sıra bizde. Onlar dünyaya “Kimse yok mu bize yardım edecek?” dermiş gibi bakarken gidip ellerinden tutmalıyız. O iki masum çocuğa yüreyimizi şevkatimizi sunmalıyız. Bir ekmek, bir çikolata, giyecek bir şeyler … Ne kaybederiz ki aksine iki çocuk sevgisi kazanırız. Gözümüzün görmediği ama yüreğimizin bildiği diğer kimsesizler , diğer yardıma muhtaç kişiler. Yardım etme isteği oldukça içimizde… Bulmalıyız. Nerede, kim olursa olsun, hangi ırk, hangi dil, hangi din olursa olsun maddi maanevi her konuda yardım etmeliyiz. Birgün biz de o duruma düşebiliriz. Bu düşünceyle hareket etmeliyiz. Küçük büyük herkese yardım etmeliyiz. Yardımlaşma sorgulanabilir mi? Her canlı yardımlaşmayı seçmeli. Her koşulda her şart altında nefes alıp veren her canlı birbirine yardım edebilmeli. Annelerimizin bize karşılıksız yardım ettiği gibi bizde karşımızdakine karşılıksız kucak açıp yardım etmeliyiz. İnsanlar bu şekilde insan olur. İletişimler bu şekilde kurulur. Yardımlaşmanın olduğu yerde dayanışma ; dayanışmanın olduğu yerde aynı dili konuşan aynı düşüncelere sahip mutlu insanlar olur. Dünya bu yardımlaşma sayesinde iletişime geçer ve yaşanacak mükemmel bir yer haline gelir…

Sponsor Bağlantılar

Yardımlaşma … Artık hepimiz nerede, kime ; renk, ırk ayırmadan hangi ölçülerde yani gücümüzün yettiği kadar yardım etmemiz gerektiğini biliyoruz. Yapmamız gereken zaman kaybetmeden bir el uzatmak, onlara elimizle yüreğimizi uzatmak… Hayvanlara, insanlara, bitkilere… Can taşıyan her varlığa bir el bir yürek uzatmak. Artık sıra bizde, hepimizde. Birey olarak, toplum olarak, millet olarak artık sıra hepimizde… Yeşermesi, çiçek açması için tohumu toprağa atıp sulama sırası hepimizde. Verin elinizi, verin yüreğinizi, sonsuzlağa yürüyün. Karşılık beklemeden sadece bir tebessüm için, hem kendi mutluluğumuz, hem de çevremiz için. Küçücük bir tebessüm yaratabilmek için…