İnsanoğlu’nun var olduğu ilk günden itibaren, doğası gereği inanma, bağlanma, güvenme ihtiyacı ile kendi varlığını çözmek için, farklı şekillerde varlığın sebebini çözme yolunda, inanışlar gösterdiler. Totem, aslında çok basit kavram olarak gözükmektedir. Ama içerik olarak, semavi dinlerin ve şu an ki bazı inanış sistemlerinin temelini oluşturmaktadır.İnsanoğlu evrimleşme sürecinde, bilmediği ve tanımadığı bu evrene ilk gelişi ile birlikte, çeşitli olaylar ile karşılaştı; gök gürültüsü, yağmur, fırtına, sel, kar ve kimi zaman vahşi bir hayvan ya da ay ve güneşin o ihtişamlı etkisinin gücü ve kudreti, onların kafalarında olan varlığın kaynağı sorusuna bir cevap bulmada, bir ışık olmuş ve dinler tarihi’nin oluşmasına zemin hazırlamıştır. İlk insanlar, kabileler ve klanlar halinde yaşıyorlardı. Onların bu yaşayış tarzları, kendi kendilerine ait farklı farklı totemlere sahip olmalarına ve her kabilenin kendine ait olan, bir totemi benimsemesine neden olmuştur. Totem seçmede en büyük etken, korku ve güç olmuştur. Çünkü; insan doğası, kendinden daha güçlü olana karşı bir itaat etme ve ona boyun etme iç güdüsü ile yaratılmıştır. Savaşlardan önce kabile üyeleri, kendilerine uğur getirdiğine inandıkları simge, motif, eşya, söz vb. Her türlü kavram onları için bir totemdi. İlk insanlar, bu tür kavramları inanma eksikliğini gidermek için totem haline getirmişlerdir.
 
Nedensiz ve sonuçsuz hiçbir şeyin olmayacağını algılayan ve bunu yaparken, okuma, yazma ve hiçbir bilgiye sahip olmadan yapan insanoğlu bir nevi, günümüzde oluşacak olan inanç sistemlerinin temellerini atmışlardır. Günümüzde, batıl inanış olarak nitelendirdiğimiz, büyü, tılsım, fal gibi inanış türlerinin asıl kökeni ilk çağlara kadar uzanan bu totem anlayışından gelmektedir. Basit mantık ile totemi ifade edelim, gücü ve iktidarı elinde bulunduran, gizemli, ürkütücü ve kavranamaz bir yanı olan, tüm kavramların genel adıdır. Totem, bazenleri ilahi gücün dışında somutlaşan, bir nesne olarak insanların hayatına girmiştir. Herkesin kullandığı, nazar boncuğu bu bir totemdir. İnanış olarak, kişileri kötü gözlerden koruduğuna inanılır, belli gözlemler sonucu ulaşılan bir durum olsa da gerçekliği yoktur. Totemi, bir tanrı olarak, kimi coğrafyalarda bir uğur ve şans olarak, kimi zamanda bir tabu olarak düşünebiliriz. Tabu, bilindiği gibi yasaktır. Tabu, aslında bir önlem ve tedbir olarak adlandırılabilir. Yasak ve ulaşması, istenilmeyen her şey arkasında, çoğu zaman insanoğlu lehine durumlar vardır. Eski zamanlarda, tabular gündelik hayatı düzenlemek için konulmuştu. İlk insanlar, Klanlar ve aileler halinde yaşıyorlardı. Anne, Baba, çocuklar şeklinde ve kız ve erkek çoçuklar yetişkinlik dönemleri, başlayınca birbirlerinden uzak noktalara yollanır ve orda yaşarlardı. Ne zaman, Erkek kardeş, kız kardeşi yanlışlıkla bile olsa görse, bu bir tabuydu. Bu yüzden belli başlı cezaları vardı.
 
Çünkü, kız kardeş evlenmemişti, bu yüzden kendi kanından olan bir erkek onu göremezdi. Bu durum, günümüzde bir çok şekillerle karşımıza, çıkarak gelmiştir. Tabu, olarak nitelendirilen, bir çok şey aslında farkına vardırılmak istenilmeyen ve eğer bilgilendiğimiz taktirde, bazı çevrelerin tekerleğine çomak sokacağımızdan, dolayı oluşturulan engelleme politikasıdır. O yüzden, Tabu eğer insanlığa zarar verecek şekilde, koruma amaçlı ortaya çıktı ise, yerindedir. Ama sadece bazı, çevrelerin çıkarları için oluştu ise bunu ayırmak size kalmaktadır… Dinlerin tabu olarak, gösterilmesi sonucu kişiler ve toplumlar yanlış noktalara, sapmış ve kendilerine ait oluşturdukları totemleri din haline getirmişlerdir. Çünkü; dinlerin evrim süreci, totem ile başlar, semavi dinler ile birlikte günümüze kadar ulaşır. Tabular, totemleri arttırır ve semavi dinlerin etkisini azaltır. Semavi, dinlerde olan tabular, totem inancı yani eski zamanlardan, kalma batıl inançlardan gelmektedir.
 
Cihangir ÇELİK

Sponsor Bağlantılar