Türkçede uzun ünlü meselesinin anlatılacağı çalışmamıza başlamadan önce uzun ünlünün tanımını vermenin konuyu daha iyi anlamamızı sağlayacağını düşünüyorum.

Uzun ünlü, boğumlanma süresi normal bir ünlünün süresinden daha uzun olan yahut normal uzunluktaki iki ünlünün boğumlanma süresini içine alan ünlü olarak tanımlanmaktadır. Bir başka ifadeyle bir konuşma temposu içinde ortalama/normal bir sürede boğumlanan ünlülere “normal süreli ünlüler”, normalden daha kısa sürede boğumlananlara  “kısa ünlüler” normalden daha uzun sürede boğumlananlara ise “uzun ünlüler” denilmektedir.[1]
Uzun ünlünün tanımını yaptıktan sonra bu konu hakkında önemli akademisyenlerimizin birkaçının görüşünü belirtelim. İlk olarak Prof. Dr. Muharrem Ergin’in bu konu hakkındaki görüşü şöyledir. “ Türkçe uzun vokal yoktur. Türkçedeki sekiz vokalin yedisi normal uzunlukta vokal, yani kısa vokaldir. Bir tanesi ise normalden kısa vokaldir. Türkçedeki normal vokaller a, e, i, o, ö, u, ü,”dür. “ı” vokali ise normalden daha kısadır. Türkçedeki yedi vokalin tek başlarına hece olmalarına, bir hece sonunda veya içinde bulunmalarına göre, normal, normalden biraz uzun ve normalden biraz kısa şekilleri vardır. Fakat bu normalden biraz uzunluk ve kısalık kulakla hissedilemeyecek bir derecededir. Türkçedeki Arapça ve Farsça kelimelerde ise çok miktarda uzun vokal vardır. Bu yabancı uzun vokaller Türk ses organlarının suni ve hususi bir gayreti ile söylenmekte, bu gayret tam bir şekilde ancak aydın çevrelerde görünmekte, halk dilinde ise uzun vokaller çok defa kısalmaktadır. Çok kullanılan bazı yabancı kelimelerin vokal bakımından Türkçeleştiğini, yani uzun vokallerinin kısa vokale döndüğünü bugün edebi dilde de görmekteyiz.[2] Bu konu hakkında Prof. Dr. Sadettin Özçelik ve Yrd. Doç. Dr. Münir Erten hazırlamış oldukları “Türkiye Türkçesi Dil Bilgisi” adlı kitapta şunları söylemişlerdir. Türkçede uzun ünlü yani normalden uzun ünlü, yoktur. Türkçedeki ünlüler kısa (normal uzunlukta) ünlülerdir. “ı” ünlüsü ise normalden kısa bir ünlüdür. Bazı ses olayları veya birleşmelerinde ortaya çıkan ünlü uzunlukları geçicidir. Ünlem veya ses taklitlerinde uzun ünlü görülmesi Türkçede uzun ünlü olduğu anlamına gelmez: Ahmed ağa >Ahmedaaa… gibi[3]

Sponsor Bağlantılar

Dil aştırmacıları Türkçede uzun ünlünün varlığı konusu üzerinde henüz kesin bir görüş birliğine varmış değildir. Bazı araştırmacılar uzun ünlünün varlığını kabul ederken bazıları uzun ünlünün olmadığını söylemektedirler. Türkçede uzun ünlünün varlığını kabul eden araştırmacılar birçok lehçe ve ağzında tespit edilen uzunlukları Ana Türkçe veya uzunluğu koruduğu iddia edilen Yakutça, Türkmence vb. lehçelerle karşılaştırarak uzun ünlülerin varlığını ispatlamaya çalışmışlardır.

Türk dilinde uzun ünlülerin varlığı ilk kez 19.yüzyılın ortalarından itibaren tartışılmaya başlanmıştır. Ancak eski yazılı belgelerden başlayarak bütün lehçe ve ağızlardaki uzun ünlülerin tespiti kolay olmamıştır. Bunun en önemli nedeni ise günümüze kadar ulaşabilen tarihi metinlerin farklı alfabelerle yazılmış olması, kullanılan alfabelerin Türkçenin ses özelliklerini, özellikle ünlüleri yeteri kadar karşılamayışı ve farklı imla gelenekleri uzun ünlülerin tespitini güçleştirmiştir. Bu nedenlerden dolayı Türk dilinde uzun ünlülerin varlığı yüzyıldan fazla bir sürede ispatlanmıştır. Günümüzde Ana Türkçede bulunduğu varsayılan ve asli olarak değerlendirilen tarihi ve modern lehçelerdeki kullanımı yerli ve yabancı bilim adamları tarafından incelenmiştir, incelenilmeye devam edilmektedir. Araştırmacıların yaptıkları birçok araştırmaya göre uzun ünlülerin Türkmen, Yakut ve Halaç lehçelerinde sistemli olarak korunduklarını, diğer lehçelerde ise düzenli olarak korunmadığını ve çoğunlukla kısaldıklarını ortaya çıkarmışlardır.

Orhun ve Yenisey Kitabeleri ve diğer runik alfabeyle yazılı belgelerle, ilk hece ünlülerinin tamamı ayrı bir işaretle gösterilmemiştir. Ayrı bir işaretle temsil edilen birinci hece ünlüleri, uzun ünlü olarak değerlendirilmiştir [ Tuna, 1960: 217; Tekin, 1975: 113 ]. Eski Uygur metinlerinde, belirli kelimelerindeki asli uzun ünlüler, düzenli olamamakla birlikte, eşit ikiz ünlülerle (aa, ii, oo, öö, uu, üü) gösterilmiştir. Benzer örneklere günümüz Kırgız yazı dilinde de rastlanılır [ Başdaş, 2002: 67 ]. Arap harfli tarihi metinlerde alfabenin ünlüler açısından yetersiz oluşu ve imla birliğinin olmayışı, bu metinlerdeki uzun ünlülerin tespitini güçleştirmiştir. Yakut ve Türkmen lehçelerinde sistemli olarak korunan asli uzun ünlüler, Yakutçada çoğunlukla yükselen diftong (ie, uo, üö) biçiminde, Türkmen Türkçesinde ise sadece uzun ince-dar ünlülerin bir kısmı (i,ü) alçalan diftong (iy, üy) olarak yazıda gösterilir. Düz-ince ünlüler dışındaki asli uzunluklar, Türkmen Türkçesinde korunduğu halde ayrı bir işaretle gösterilmemiştir. Yazıda gösterilmeyen uzun ünlülerin varlığı, sözlüklerden ve konuşma dilinden anlaşılmaktadır. Uzun ünlüler, Türkiye Türkçesi ve diğer birçok lehçe ve ağızda düzensiz ve dağınık bir şekilde de olsa uzunlukların kalıntılarına rastlanılmaktadır.

Türkçeyi bir bütün halinde incelememiz mümkün değildir. Çünkü Türkler büyük bir coğrafyada yaşamış ve yaşadığı coğrafyada yaşan diğer milletlerle ilişki kurmuşlar, bu ilişki sırasında iki toplum arsında etkileşim olmuştur. Bu etkileşimin kendini gösterdiği en geniş alan ise dil olmuştur. Yani Türk dili tarih içerisinde birçok milletin dilinin etkisi altında kalmıştır. Bunları örnekleyecek olursak, Türkler Orta Asya’da yaşamlarını sürdürürken buranın köklü medeniyetlerinden olan Çinlilerden etkilenmişler onların alfabelerini kullanmışlar bu dilden kelime alıp dile aktarmışlardır, bunun dışında Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra bu defa Arap kültürünün etkisi altına girmiş ve bu dilden birçok kelime Türkçeye aktarılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise Arap kültürünün yanı sıra Fars kültüründen etkilenilmiş ve bu iki dilden bilim ve sanat alanında yararlanılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde özellikle Fars dilinin etkisi büyüktür, bu dönemde bu dilden dilimize çok fazla kelime girmiştir. Biz bu çalışmada Eski Türkçe, Eski Anadolu Türkçesi ve Türkiye Türkçesindeki uzun ünlülerden bahsedeceğiz.

1. ESKİ TÜRKÇEDE UZUN ÜNLÜLER:

Daha önce söylediğimiz gibi Türkçede uzun unlü 19.yüzyılda tartışılmaya başlamıştır. Bu tartışmanın ortaya çıkmasını sağlayan ise Köktürkler ve Uygurlardan günümüze kadar gelen yazılı belgelerdir. Bu belgelerden tespit edilen uzun ünlülerden kısaca bahsedelim.

A ) Köktürk yazılı belgelerindeki uzun ünlüler:

Bilindiği gibi, Köktürk alfabesinde birisi genel olmayan, diğer dördü ise bütün metinlerde kullanılan ve yalnız ikisi yuvarlaklara ayrılmış beş tane ünlü işareti vardır. Bunlardan başka, üçü düz ikisi yuvarlak heceleri karşılayan beş işaret daha bulunmaktadır ve bunların içinden sadece üçünün kullanımı yaygındır. Bu işaretler ise şunlardır;

Bunlardan hem ön, hem de art sesleri gösterebilen, dört işaretin okunuşlarını yanlarına gelen ve önlük-artlıkları belirli sessizlere tekabül eden işaretler belirler. Yuvarlak sesleri gösteren dört işarette ise, önlük-artlık belli olduğu halde, genişlik-darlık ayırt edilmemiştir. Köktürkçede uzun ünlü ile gösterilen kelime örneklerini ise Prof. Dr. Osman Nedim Tuna’nın kaleme almış olduğu makaleden alarak aşağıda veriyorum.

Bu iki kelime tesbit edilmiş en eski kelimelerdir. Prof. Dr. Osman Nedim Tuna bu iki kelime üzerinden konuyu açıklamaya çalışmıştır.

2. Uygur Türkçesinde uzun ünlüler:

Uygurlar yerleşik hayata geçen ilk Türk toplumu oldukları için Türk tarihinde önemli bir yere sahiptirler. Ama bunun dışında Uygurlar sanat ve kültür alanında da çok büyük işler başarmışlardır. Uygurlar tarih içerisinde birçok kültürü etkilemiş bunun yanında birçok kültürden de etkilenmişlerdir. Uygurların etkilendiği kültürlerin başında Çinliler gelmektedir. Çinlilerin etkisi altında Mani dinini benimseyen Uygurlar kendi alfabeleri ve kabul ettikleri Mani dininin alfabesiyle birçok eser meydana getirmişlerdir. Uygurlardan günümüze birçok yazılı belge kalmıştır. Bu belgeler Türkçede uzun ünlüler konusu üzerinde araştırma yapan bilim adamları için çok önemli bir kaynağı teşkil etmektedir.

Araştırmacılar yaptıkları çalışmalar sonucunda Uygur Türkçesindeki uzun ünlülerin varlığının Mani alfabesiyle yazılan belgelerde daha kolay tespit edildiğini ve kendisini daha iyi gösterdiğini ortaya koymaktadır. Yazımımızın baş kısmında da belirtmiştik Uygur Türkçesinde uzun ünlüler ikiz ünlülerle gösterilmekteydi. Uygurca metinlerden tespit edilen uzun ünlü ile yazılmış kelimelerin örnekleri ise şunlardır.

1. aa = â:

ala-(ı)nıı (âlnî), aarmak (ârmak), aat (ât), baars (bârs), saam (sâm)

2. ıı =î :

ıı (î)

3. ii =î:

çiik (çîk), iişi (îşi), yiig (yîg), yiil (yiil)

4. oo =ï

booş (bïş), kool (kïl), koolıçak (kïlıçak), oon (ïn), otun (ïtun), sorgun (sïrgun), toon (tïn), toosın (tïsın), tooz (tïz), yook (yïk)

5. öö =ő

Ööç (őç)

6. uu = û

buu (bû), çuug (çûg), tuuş (tûş), uu (uv, û), uudı- (ûdı), uut (uvut, ût), yuul (yûl)

7. üü =ű

küü (kű), küün (kűn), süü (sű), süülüg (sűlüg), süüli (sűli), süüle- (sűle), tüü (tű), yüüz (yűz)

verdiğimiz örnekler kelime başında bulunan uzun ünlülere aitti. Bunun dışında kelime sonunda ve eklerde görülen uzun ünlülerde vardır. Kelime sonunda ve eklerde bulunan uzun ünlülere örnek verip Eski Türkçede bulunan uzun ünlüleri bitirip Anadolu Türkçesinde tespit edilen uzun ünlüleri açıklamaya çalışacağız.

Kelime sonunda bulunan uzun ünlüler:

Agıı (agî), börii (börî), edgütii (edgütî), alkınçuu (alkınçû), çulvuu (çulvû), ordu (ordû), içküü (içkű), kentüü (kentű), meñgigüü (meñgigű)

Eklerde bulunan uzun ünlüler:

Bu konuda çok fazla ek ve örnek vardır. Biz çalışmamızda eklerin kendilerini ve birer örneklerini verecegiz.

+çî, +çì : buyançıı (buyançî), nomçıı (nomçî), ötegcii (ötegcì), kemiçii (kemiçì)

+î, +ì, +sî, +sì : azukıı (azukî), boolmakıı (bolmakî), begii (begì), eñgekii (eñgekì), erki (erkì), tamgasıı (tamgasî), belgüsii (belgüsì), mingüsii (mingüsì)

+kî, +kì : ajuntakıı (ajuntakî), yumkıı (yumkî), tamudakıı (tamudakî), içrekii (içrekì), ödkii (ödkì), yimkii (yimkì)

+lî, +lì : karalıı (karalî), yaruklıı (yaruklî), utlıı (utlî), tirnegülii (tirnegülì), yekli (yeklì), yigirmilii (yigirmilì)

+nî, +nì : anıı (anî), olarnıı (olarnî), suyumuznıı (suyumuznî), ernii (ernì), siznii (siznì), köñgülümüznii (köñglümüznì)

+gâ, +ge : başıngaa (başıngâ)

+garû, +gerű : yirgerüü (yirgerű), tengrigerüü (tengrigerű)

+dî, +dì, +tî, +tì : atrıltıı (atrıltî), boltıı (boltî), tutuzdıı (tutuzdî), ertii (ertì), intii (intì), keltii (keltì), kelürdii (kelürdì), öklitdii (öklitdì), tebredii (tebredì)

-daçî, -deçì, -taçî, -teçì : bardaçıı (bardaçî),  kurtultaçıı (kurtultaçî)

Yukarıda vermiş olduğumuz örneklerle Eski Türkçede bulunan uzun ünlüleri örneklemiş olduk. Bundan sonra Türkçenin başka bir tarihi dönemini oluşturan Anadolu Türkçesinde bulunan uzun ünlüler hakkında bilgi vermeye çalışacağız.

2. ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİNDE UZUN ÜNLÜLER:

X. yüzyılda Türkmence haricinde, diğer Oğuz şivelerinde ünlü uzunlukları büyük oranda kısalmıştır. Hatta Ligetti, yazdığı bir makalesinde Anadolu şivelerinden, uzun ünlüleri olmayan şiveler olarak bahsetmiştir. Bunun dışında ağız çalışmalarının geç başlaması kalıntı şeklinde kalan ve çeşitli bölgelerde tespit edilmiş uzun ünlülerden habersiz olarak değerlendirmeler yapılmasına neden olmuştur. Bu dönemde Türkmence ve Yakutçada tespit edilmiş birçok uzun ünlü Divan ü Lügat-it Türk’te kısa yazılmaya başlanmıştır. Bundan dolayı kısalma eğilimi Oğuzcaya has bir özellik olmayıp Yakutça ve Türkmence hariç bütün şivelerde kendisini göstermiştir. Ama bu uzun ünlüler kısalırken bir takım fonetik izlerde bırakmışlardır.

Eski Anadolu Türkçesinde kullanılan imâleler de uzun ünlüleri tespit etme noktasında önemli fonetik ipuçlarından biridir. İmâle, vezin kaygısından başka, uzun ünlülerin kendisini imâle yoluyla göstermesi bakımından da önemlidir. Bu konu hakkında araştırma yapmış olan “Brendemoen”, Çağatay ve Osmanlı şairlerinin şiirlerinde karşılaşılan imalelerin bir istatistiğini çıkartarak, bunlardan etimolojik yönden doğru olan imâlelerin azımsanmayacak ölçüde olduklarını ortaya çıkarmıştır. Bizim vezin kaygısıyla açık heceyi kaparak uzun gösterdiğimiz birçok ünlü, beklide uzun ünlüdür. Bu konuda etimolojik olarak hangi kelimelerin uzun ünlü taşıdığı araştırılıp, Klâsik edebiyat çalışmalarında vezin konusun Klasik edebiyat çalışmalarında araştırmacıların faydalanması da hataya düşülmemelidir. Çünkü aslında imale olmayan bir kelimeye imale yapmaya çalışmak pek doğru olmayacaktır. Klasik edebiyat çalışmalarında araştırmacıların faydalanması için bu güne kadar tespit edilen uzun ünlü taşıyan kelimelerin bir listesi yapılmıştır. Bu çalışmayı yapan araştırmacı ise “Zikri Turan”dır. Bu çalışma klasik edebiyat araştırmacıları Eski Anadolu Türkçesine ait herhangi bir metin üzerinde çalıştıklarında bu uzun ünlüleri göz önünde bulundurabilmeleri açısından önemlidir. Zikri Turan’ın yaptığı bu çalışma “Teshil’in İmlâ’sı” üzerine yapılmış ve Eski Anadolu Türkçesi dönemindeki bir kısım uzun ünlüler ortaya çıkartılmıştır. Zikri Turan yaptığı çalışmada tespit ettiği kelimeleri bir liste şeklinde yayımlamıştır.

Teshile Gore Unlu Uzunlukları (TURAN 1993)

a:c
i:ç
a:cı
i:t
a:cla
ila:n
a:clık
ka:dın
a:çuk
ka:kı
a:d
ka:ş
a:dım
ka:t
a:àır
úa:vurma
a:n (o)
úarasa:àu
a:rı
úarda:ş
a:rıt-
kı:ş
a:s
ki:m
a:ş
úoca:
aàa:ç
úula:ú
alma:
oàla:n
ana:
sa:à
āra:
sa:àıl
ayra:n
sa:àlık
ba:lık
sa:ru
ba:ş
sı:ú
bi:l (bel)
soàa:n
bi:ş
ti:z
çıba:n
tutma:c
çi:ğ
ta:r
di:z
ta:ş
egi:r-
va:r
gi:ce
vi:r
gici:k
ya:à
ya:r (salya)
ya:y (yaz)
ya:rıl-
ya:ş(rutubet)
ya:zın
yaba:n
yaña:
yana:dın
yı:la
yı:lat
yıla:n
yi:r (koku)
yaba:n
yaña

Eski Anadolu Türkçesinde uzun ünlü sadece söyleyişte kalmıştır. Çünkü bu dönemde kullanılan Arap alfabesinin imla özellikleri Türkçede var olan uzun ünlüleri belirtmede yetersiz kalmıştır. Bu dönemde yazılan eserlerde uzun ünlüleri tespit etmek çok güçtür. Bunun nedeni ise hem uzun ünlülerin sistemli bir şekilde korunmaması hem de kullanılan alfabenin uzun ünlüleri belirtmek için elverişsiz olmasıdır.

3 . TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE UZUN ÜNLÜ:

Asli uzun ünlüler, tek heceli kelimelerle birden fazla heceli kelimelerin ilk hecesinde görülür. Asli uzun ünlülerin bulunduğu kelimelerin sonundaki p, ç, t, k sesleri iki ünlü arasında kaldığı zaman tonlulaşarak b, c, d, g seslerine dönüşür. Türkiye Türkçesinde de bazı tek heceli ve birden fazla heceli kelimeler bu duruma örnek teşkil etmektedir. Gerek Türkmence gerekse diğer Türk lehçelerindeki sonu p, ç, t, k olan ve iki ünlü arasında kaldığı zaman tonlulaşan örneklerin Türkiye Türkçesinde de hemen hemen aynı olduğu görülmektedir. Bu örneklerde bizi Türkiye Türkçesinde asli uzun ünlülerin izlerinin bulunduğunu göstermektedir.[8]

Daha önce Türkçeye yabancı dillerden kelime girdiğini söylemiştik. Türkler İslam dinini kabul ettikten sonra Araplar ve Farslarla çok sıkı ilişkiler kurmuş ve milletlerin dillerinden dilimize kelimeler alınmıştır. Türkçeye Arapça ve Farsçadan geçen kelimelerin sonundaki b, c, d, g sesleri Türkiye Türkçesinde son seste tonsuz seslerin bulunması kuralına göre p, ç ,t, k şeklindedir. Bu kelimelerdeki son p, ç, t, k sesleri iki ünlü arasında tonlulaşarak tekrar orijinal şekillerine döner. Türkçeye Arapça ve Farsçadan geçen kelimelerin sonundaki p, ç, t, k seslerinin de uzun ünlünün tesiriyle tonlulaştığı kabul edilebilir. Ancak sonu t,k sesleriyle biten bazı Arapça ve Farsça kelimelerin sonundaki sesler iki ünlü arasında kaldığı halde tonlulaşmamakta, orijinal şekliyle Türkçede kullanılır.

Vefat-ı > vefatı,              hukuk-u >hukuku

Yukarıdaki örnekler daha öncede belirttiğimiz gibi sınırlı sayıdadır. İki ünlü arasında kalıp tonlulaşan kelimelere ise örnekler şunlardır.

acayip-i > acayibi (acāib بئاجع) edip-i > edibi (edîb بيدا)

hesap-ı > hesabı (hesāb باسح) cenup-a > cenuba (cenūb بونج)

ihraç-ı > ihracı (ihrāc جارخا) haraç-ı > haracı (harāc جارخ)

amaç-ı > amacı (amāc جامآ) taç-ı > tācı (tāc جات)

ilaç-ı > >ilācı (ilāc جلاع) kayıt-ı > kaydı (kayd ديق)

adet-i > adedi (aded ددع) cilt – i > cildi (cild دلج)

dert- i > derdi (derd درد) va>at –i > va>adi (va>ad دعو)

mert-i > merdi (merd درم) renk-i > rengi (reng گنر)

ahenk-i > ahengi (āheng گنهآ)

Türkiye Türkçesinde görülen kelime sonlarındaki p, ç, t, k ünsüzlerinin tonlulaşması bazı istisnalar dışında kısalan asli uzun ünlülerin etkisiyle meydana gelmiştir. Dolaysıyla bu fonetik gelişmeler çoğunlukla uzunluk belirtisidir.

Dipnotlar

[1] Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yay: 575, 2. Baskı, Ankara 2003, s.221
[2] Prof. Dr. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi,  Bayrak Basım/ yayım, İstanbul 1999, s. 29
[3] Prof. Dr. Sadettin Özçelik, Yrd. Doç. Dr. Münir Erten, Türkiye Türkçesi Dil Bilgisi, Diyarbakır 2000, s. 46
[4]Osman Nedim Tuna, Köktürk Yazılı Belgelerinde ve Uygurcada Uzun Vokaller, TDK Belleten, Ankara
[5] Osman Nedim Tuna, Köktürk Yazılı Belgelerinde ve Uygurcada Uzun Vokaller, TDK Belleten, Ankara
[6] Osman Nedim Tuna, Köktürk Yazılı Belgelerinde ve Uygurcada Uzun Vokaller, TDK Belleten, Ankara
[7] Mehmet Dursun Erdem, Birincil Ünlü Uzunlukları ve İmâle
[8] Yrd. Doç. Dr. Suzan Tokatlı, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 15 Yıl : 2003/2 (141-150 s.)

Kaynakça

Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi,  Bayrak Basım/ yayım, İstanbul 1999.
Sadettin Özçelik, Yrd. Doç. Dr. Münir Erten, Türkiye Türkçesi Dil Bilgisi, Diyarbakır 2000.
Mehmet Dursun Erdem, Birincil Ünlü Uzunlukları ve İmâle.
Osman Nedim Tuna, Köktürk Yazılı Belgelerinde ve Uygurcada Uzun Vokaller, TDK Belleten, Ankara
Suzan Tokatlı, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 15, Yıl: 2003.
Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yay: 575, 2. Baskı, Ankara 2003.

MUSA TILFARLIOĞLU tarafından “Makale Yarışması” için yazılmıştır…