Sen Türk müsün?
Ülkücümüsün?
Boşnak mısın?
Kürt müsün?
Ermeni misin?

Arnavut musun?
Alevi misin
Sünni misin?
Ulusalcımısın?
Kemalistmisin?

Sponsor Bağlantılar

Bunlarla uğraş. Birbirini ye!… Dizileri, yarışmaları izle. Kendini kaybet, Bırak seni biz yönetelim…!

Emperyal güçlerin kültürel yozlaşma yöntemidir.

Televizyonlara kilitlenmiş bizler, algı bozukluğuna uğratılıyoruz. Algı sorunu yaşattırılıyor. İzledikçe kendimizi kaybediyoruz. ”Biz koyun gibi bir milletiz” dedirtiyorlar bize…!

Egemenler, fikir ve inanç farklılıklarımızı pompalayarak, onlarda ayrışmalara yol açarlar; bir biçimde bireylerde birlik düzeninin fikrinin ortadan kalkmasına mücadele ederler. Toplumun geri kalmışlık nedenlerini abartırlar. Bu geri kalmışlığın nedenleri o toplumun sahip olduğu değerlerden kaynaklandığı yolunda fikirler üretirler, ve uygulamaya koyarlar.

Sahip olduğumuz medeniyetin, kötülüklerin kaynağının kan ve şiddet olduğu lanse edilir. Sunulan değerler ise kurtarıcı reçete olarak gösterirler.

Hoş görme, sessiz kalma bağlamında bir politika izlettirir, hatta toplumun genel menfaatlerini ilgilendiren konularda bile hoşgörüyle yaklaşma gereğinden bahsederler. AB için verilen tavizler ve halkın sessizliği gibi… Ezan Müslümanların duyacağı frekansa ayarlasın diyen birilerine sessizliğimiz gibi… Milliyetçilik ayaklarımın altında diyen birine sessizliğimiz gibi… Yığın, sessiz, tepkisiz ve edilgen…!!!

Halka bencillik aşılanır. Kendinden başkasını düşünmez hale getirirler. Sadece maddeci toplum oluşturarak, maneviyattan uzaklaştırırlar.

Ülkenin temeli olan gençler aşırı eğlence, uyuşturucu madde ve diğer boş işlere yönlendirilir. Milli değerleri umursamaz hale getirilir. Gençlere yabancı hayranlığı aşılanır.

Bunu nasıl yapıyorlar?

Egemenler ve bu işte iyi birer aktör olan Küresel şirketler devreye girer.

Format’ı şudur…!

Beynine “Batı kelepçesi” geçirmiş ve kendi olmaktan çıkmış insan/insanlar bulunur. Bu/bunlar başa geçirilir…

“bunu yapacaksın, şunu yapacaksın”, ”satacaksın”, “satacaksın”derler.

Her şey satılır…!!!

Birileri çıkar parayı gösterir…!

Aç toplumlarda satın alma işi kolaylaşır… İnsanlar alınır satılır olur…

Moral bozukluğu, lumpenlik, buna eşlik eder… İşsiz ve parasız olduğumuz  zaman, her şeye açık hale geliriz.

Toplumun iyi eğitilmiş olanları satın alınır, aç bilaç olanlar sadakayla ayakta tutulur, köle yapılır…

Satın alma sıralamasında en üstte medyada olanlar, finans kurumları, üniversite akademisyenleri, kadın örgütleri, çevre örgütleri, bazı dernek ve vakıflar vardır. Bunlar devreye sokulur. Medya ve internet siteleri sürekli bu konuda yayın yapar, ve istedikleri kültürü yavaş yavaş enjekte ederler.

Televizyon ve yazılı basından zehir saçıp beynimizi durduruyorlar. Sonra, ekonomik olarak sıkıp suyumuzu çıkarıyorlar. Bankalara, finans kurumlarına, kredilere, kredi kartlarına önce bağımlı hale getirip ve bunların tahakkümüne sokulup, sonra “kredi/kredi kartı, banka, faiz” üçgeni ile anamızı ağlatıyorlar. Daha sonrası yok. Bataklığa sokup oradan da çıkarmıyorlar.

Yıllardır, sömürü ve emperyalist tahakkümden kurtulamayan bizler, ekonomik alanda yaşanan bu süreçlerin bedelini hem maddi hem de manevi kayıplar olarak ödüyoruz.

Tüm bunlar olurken içerde psikolojik savaş uzmanları da boş durmuyor… Gelişen duruma toplum hazırlanmalıdır.

Peki, bu nasıl olacak?

*** bir psikolojik tetikçidir ve haindir. Bu makaleyi okuyan kişilerin özellikle *** üzerinde yoğunlaşmasını hassasiyetle istirham ediyorum. Bu adamı iyi araştırıp, analiz edip gruplarda işlemek lazım. Bu adam 25-30 kişilik çekirdek ve bilgi birikimi üst düzey ağa babaları tarafından yetiştirilmiş kadrosuyla medyaya, STK’lara, üniversitelere, finans kurumlarına, siyasi partilere, sağda solda birçok kesime psikolojik savaş uygulayarak yozlaşma fikrini empoze ederler. ***’ın bundan 1 yıl kadar önce Cumhurbaşkanına götürdüğü “Kürt meselesine çözüm, ya da demokratik açılım” raporunda bir sürü küsur madde vardır.

Özenle hazırlanmış bu öneriler son derece ilginçtir. Bunların içinde Siirt ve Mardin’e Kürtçe Üniversitenin kurulmasından, öğretmenler gününde yılın öğretmenine Siirt’te İbrahim Hakkı Hazretleri türbesinde ödül verilmesine kadar, “andımız”ın tamamen yokedilmesine kadar… “Ne Mutlu Türküm Diyene“ yazısının dağlardan kaldırılmasına kadar… Neler yok ki…

Kültür emperyalizminin neden olduğu sonuçlardan biride kültürel asimilasyondur.

Kültürel asimilasyon;bir kültürün başka bir kültürü kendi içinde eriterek yok etmeye çalışmasıdır. Asimilasyon, kültür emperyalizminin gizli ya da açık olarak izlediği zora dayalı politikaları ile gerçekleştirilmeye çalışılmasıdır. Kültürler, ancak kendi özgürlükleriyle ve farklılıklarıyla var olabilirler. Bir kültürün, diğer kültür üzerindeki zora dayalı politikaları kültürel çatışmalara neden olur. İşte örnek: Sen Türk müsün? Ülkücümüsün?Boşnak mısın? Kürt müsün? Ermeni misin?Arnavut musun?Alevi misin?Sünni misin?Ulusalcımısın?Kemalistmisin?Sen kimsin, nesin kardeşim?

Algı değiştirmek, Algı Operasyonu yapılıyor. “Şu anda okuduğunuz bu makale yalan bütün haberler yalan! Yalan haberle şekillendirilmeye çalışılıyorsunuz.” desem eğer, bir anda insanlarda algı sorunu hasıl olur. Bütün dünya da bu böyledir.

Gerçek haberin ne olduğunu asla bilemiyoruz. Küresel medya üç beş ailenin elinde. Bütün dünyayı idare ediyorlar. Üç beş tane şirket, vakıf altında yüz, yüz elli küresel şirket. Bu şirketler dünyayı savaşa, faşizme, iğrenç bir düzene doğru götürmeye çalışıyorlar. Medya da ellerinde. Bunlar dünyanın kaynaklarını sömürmeyi amaçlayan bir küçük grup tarafından yapılıyor.

Piramit bir yapı bu. Bir algı operasyonu söz konusu.

Beyin yıkama:

Bunlara beyin yıkama gerçekleştiriliyor. Dünya’nın bir çok yerinde beyinler yıkanıyor. İşin ilginç tarafı ise, bunu demokrasi adı altında sahneye koyuyor olmaları.

Kılcal damarlarımıza kadar girmiş adamları ve sistemleri var. İnsanlarımız, ”Soros, David Rockefeller – Nelson Rockefeller (Rockefeller vakfı / Bilderberg grubu / Tavistock Enstitüsü), Ford (Ford vakfı), Marshall (Marshall planı), ”Truman Doktrini” gibi isim/kuruluşları iyi analiz etmeliyiz.

Marshal yardımı ile beraber Türki’ye gelen, ABD’li görevlilerin, çocuklarımız için hazırladığı bir oyun…Ne kadar manidar…!!!

Bir – iki – üçler ; yaşasın Türkler
Dört – beş – altı ; Polonya battı
Yedi – sekiz – dokuz ; Ruslar domuz
On – on bir – on iki ; İngiltere tilki
On üç – on dört – on beş ; Amerika kardeş

Tarih boyunca kültürlerine sahip çıkamayan devletler, hep başka devletlerin egemenliği altına girip asimile olmuşlardır. Örnek olarak Bulgarlar, Macarlar kendi kültürlerine sahip çıkmamış, Hristiyanlaşıp öz kimliklerini yani Türklüklerini kaybetmişlerdir. Silahla alınamayan yerler kültür sömürgeciliği ile ele geçirilmiştir. Bugün ise Türk olduklarını asla kabul etmemektedirler. Ancak, kültürüne sahip çıkıp, birlik ve beraberliğini koruyan devletler asla kendi benliklerin kaybetmemiş, hep var olmuşlardır.

Silkelenmiş ve benliğimizi kaybetmemiş Umudu ile…!!!

Yaşar KİRAZ / KONYA 03. 08. 2013 / 13:00