Görünümüyle ve birbirinden farklı desenleriyle insanda hayranlık uyandıran kelebekler, Allah’ın benzersiz yaratma sanatının birer tecellisidirler.
150.000 kadar türü olan kelebeklerin vücutları, kiremit dizilişi şeklinde renkli pullarla örtülüdür. Kanatlar bu pulların üst üste dizilmesiyle meydana gelir. Pulların dizilişinde öylesine bir simetri vardır ki, iki kanat üzerinde bulunan desenler birbirinin aynıdır.
Bazıları 24 saat, bazıları ise 1-2 ay ömre sahip olan kelebekler yumurtadan kurtçuk olarak çıkarlar. Zaman içinde bu kurtçuk büyüyerek tırtıla dönüşür. Tırtıllar büyüdükçe kendi derilerine sığamayacak kadar şişmanlarlar. Sonunda yavaş yavaş derilerini yırtarak ondan kurtulurlar. Yerine kendi şişmanlamış bedenlerine daha uygun olan yeni bir deri çıkarırlar. Üstün korunma sistemiyle gelişimine devam eden tırtıllar yeni bir evreye geçerler ve bu aşamada karnını tıka basa yaprakla doldurarak çatlayacak hale gelirler. Bu evrede tırtıllar kendilerini bir torbanın içine hapseder ve burada değişime başlarlar. Bu evrede tırtılların etrafında oluşan sert kabuğa “krizalit” denir. Bu kabuğun içinde iken hareketsizdirler ve hiç yemek yemezler. Yalnızca tırtıl iken yedikleri yaprakların enerjisini kullanırlar. 10 gün kadar bir süre geçtikten sonra kelebek olarak krizalitin kabuğunu yırtarak dışarı çıkarlar.
Kelebeklerin Uzun Dilleri: Kelebeklerin bazılarının uzun bir dili (Proboscis) vardır. Çiçeklerin derinlerinde olan nektarı emmek ya da su içmek için kullanırlar. Kullanmadıkları zamanlarda ise dillerini içeriye doğru sararlar. Sarılmadığı takdirde kelebeğin boyunun 3 katı kadar uzayabilir.
Kelebeklerin Gözleri: Kelebeklerin gözleri, nesneleri tek tek parçalardan oluşan bir mozaik şeklinde görebilmelerini sağlayan pek çok gözden meydana gelir. Bu gözlerin her biri, resmin bütününün tek bir parçasını görür. Bu küçük gözlerin sayısı bazı kelebek türlerinde 17.000 kadardır. Kelebekler, sadece desenleriyle ve çok renkli kanatlarıyla değil, binlerce küçük gözden oluşan özel tasarıma sahip gözleriyle de Allah’ın gücünü ve sanatını yansıtmaktadır.
Kelebeklerin Vücut Isısı: Colias kelebekleri vücut sıcaklığı 28oC’den düşük olduğunda uçamazlar. Bu durumda hemen kanatlarını açarak sırtını güneşe döner ve güneş ışınlarını dik alacak şekilde dururlar. Yeterince ısınıp vücut ısısı 40oC’ye kadar çıktığında eksenleri etrafında 90 derece dönerler. Böylece güneş ışınlarını yatay alarak güneşin ısıtıcı etkisini en aza indirmiş olurlar.
Fizik kurallarından ve hangi açının güneş ışınlarını daha verimli alacağından haberi olmayan kelebekler çok açıktır ki, her şeyi koruyan ve gözeten Yüce Allah tarafından yaratılmıştır.
“Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan (Gani)dır, övülmeye layık olandır.” (Hac Suresi, 64)
Altuğ Öztürk
çok teşekür ederim.ödevime çok yardımcı oldunuz.
resim de olsaydı,daha iyi olurdu,ama buna da şükür:)
hiç resim yok birde aradığımı bulamadım
hiç resim yok
resim yok bu ne biçim
s
ayn
hiç bir resim yok hani