İlk insandan günümüze kadar okuma ve okuduğunu idrak etme arayışı içinde olan insan, hayatı anlama ve yaşamanın gayesi ile ömrünü tamamlamaya çalışmaktadır. Kimi zaman ilahi kaynaktan kimi zamanda satırlarda coşan kelime pınarlarının bir kağıt parçasına nüksetmesiyle oluşan anlamlı veya anlamsız yazı dizinine gönlünü açan insanoğlu iç benliğine doğru sürdürdüğü arayışını kıyamete kadar da asla terketmeyecektir.
Nesiller değiştikçe okuma alışkanlığının oranı, okunan metnin içeriği, hatta metnin yazıldığı materyal bile değişmiştir. İlk çağlarda taşa, ağaca ve deriye yazan insanlar sonrasında kağıt kullanarak büyük bir kolaylık sağlamıştır. Şimdilerde ise kağıdın yerini cep telefonları ve tabletler aldı. Gittiğimiz her yere yanımızda binlerce kitap götürebilir ve çok para harcamadan okumanın keyfini çıkarabiliriz. Teknolojik araçlarla daha fazla ilgili olan gençlerimiz çok şanslılar. Eskiden imkansızlıklardan ötürü okuma zevkinden mahrum kalan insanların aksine gençlerimiz tüm kitaplara internet üzerinden ulaşabiliyorlar.
Elimizin altında olan imkanların bu denli gelişmesine rağmen, maalesef yapılan araştırmalarda gençlerin okuma konusundaki acizliklerinin had safhalarda olduğu tespit edilmiştir. Özellikle anne ve babası okuma alışkanlığı edinmemiş gençler neredeyse hiç kitap okumuyorlar. Eğitim kurumlarımızdaki öğrenciler sınavlardan kitap okumaya vakit bulamadıklarından dert yanmakta ve okullarda kitap okumayı teşvik edici programların yapılmasını talep etmektedirler. Yapılan diğer bir araştırmada genç kızların kitap okuma oranı % 86 iken, erkeklerin % 72 seviyesinde olduğu ve gençlerin% 40′ ının hiç kütüphane görmediği saptanmıştır. İhtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sıraya koyduğumuz kitapların okunmamasının sebeplerinin detaylı bir şekilde araştırılması ve çıkan sonuçlar doğrultusunda çalışmalar yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde ellerinden telefonlarını düşürmeyen gençliğimiz kitap okumaya vakit bulamadıklarından kendini ifade edemeyen, sosyal ilişkileri zayıf, akademik ve bilimsel çalışmalarda yetersiz düzeyde görülen bir birey olarak topluma karışacaktır.
Günde ortalama 5 saat Tv izleyen, elinden telefonunu düşürmeyen, kafelerde sabahtan akşama kadar gereksiz muhabbet eden bir gençlik yerine vaktinin çoğunu kitap okumaya, araştırmaya ve öğrenmeye adayan bir neslin varlığı hem toplum hem de ülkemiz için bir kazanç kaynağıdır. Yeni sloganımız; “Okumak güzeldir, kişiyi güzelleştiririr”
Zeyn K.