Kaç zaman oldu bilmiyorum, ellerim kaleme değmeyeli. Kendime bile itiraf edemediğim şeylerle bocalıyorum bugünlerde… Güneş ilk günkü gibi değil artık, sevdalar eskisi gibi yaşanmazken yıldızlar isyanını anlatıyor dünya’ya. Gözlerde yaş, dillerde laf, yüreklerde sevda kalmamış artık. Günleri sayıyorum, takvim elimde. Gitmek istiyorum, mesafeler uzak. Sevdanın küflenmeye yüz tuttuğu bu şehirden gidiyorum şimdi.
Sonu olmayan bir yolda, uçsuz bucaksız bir şehre gidiyorum. Yokum artık, yüreğimi yanıma alıp, gölgemi yakıp, benden bir iz bırakmadan gidiyorum. Sonu olmayan bir diyarda, yalnızlığa gidiyorum. Kaf dağının eteklerinde gün geçtikçe yalnızlaşan kardelenlere gidiyorum. Bulutlara gidiyorum, yıldızlarla derdimi paylaşmaya gidiyorum. Gölgemi, hayallerimi ve geride kalan ayak izimi yakıp gidiyorum. Giderken uzaklara, sevdamı bırakıyorum sana.
Sonra Seni soruyorum gözlere, seni arıyor yüreğim… Sevdanın kapısını çaldığımda seni buluyorum karşımda. Sensiz yaşıyorum aşkların yalnızlığını, sensiz başlıyorum doğan her yeni güne, yüreğimin kıyılarında dalgalara vuruyor sensizliğim. Sensiz sokaklarda sensizliğimle, sensiz bir şehirde sessizliğimle yürüyorum… Yoksun biliyorum, olmayacaksın. Ellerimi uzattığımda boşlukta kalacak ellerim, onca hayallerimin içinde. Seni sensiz yaşamayı da bilirim ama yokluğunun acısına yok mu bir derman?
Sevda yüklü gemilerde, sensizlik sarıyor her yanı. Umudun yoksunluğunu yaşarken tenha sokaklarda, yüreğin tutuyor ellerimden. Sevdanın yollarında çakılı taşlar varken önümde, sevdan çıkıyor yüreğimin karşısına. Sensiz gecelerde, sensiz sokaklarda, sensiz yüreğimle başbaşayım şimdi…
Yüreğimin derinliklerinde buluyorum seni zaman zaman. Gözlerimi kapayınca kasvet dolu gecelerde, ürküyorum… Sonra gözlerin geliyor aklıma, yok oluyor kara bulutlar, sevda oluyor tüm umutlar…
GÖZLERİN GELİNCE AKLIMA…
sen bnm rukenimisin..başın sağ olsun geç duydum.. yüzüm yok sana döneyim.. sende dönme dualarım seninle.