İlk hareketleriyle farkına vardı kendisinin, güneş o kadar fedakâr olmasına rağmen çok ince verdi bu sefer sıcaklığını, incecik aralıktan girdi tüm sıcaklığıyla hayat verdi. Güneşten korkup her çırpınışında daha çok yaklaşıyordu korkusuna.Aslında beklide kendisini canlandıranın güneş olduğunu bilse hiç korkmadan çıkardı karşısına, artık korkusuyla yüzleşmişti zaten gözlerini açamadı mamurdu gözler. Göz kapaklarını ürperti ile hemen kapattı birkaç kez tekrarladı bunu açtı kapattı durdu kapatarak araladı göz kapaklarını farkına varmak istedi neler olduğunun. Açtı gözlerini dikildi ayaklarının üstüne yüzleşti tüm korkularıyla o’nun içinde başlamıştı hayat kendisini tanımak istedi her hareketi kendisini keşfetmesine tanımasına yardımcı oluyordu kanatlarını çırptı, farkında olmadan ayakları kesilmişti yerden korkuyla karışık bir mutluluğu vardı. Hayatının kısa olduğunu bilse beklide hiç kırmazdı kabuğunu çünkü dünyanın o kadar çok güzelliği vardı ki yetmezdi Üç gün. Üç gündü bizim için ömürleri onlar içinse bir hayattı üç gün.
Kanatlarının, dünyanın, denizlerin ve çiçeklerin hepsini ilk defa görüyordu belkide her gördüğü güzelliği son defa görüyordu tekrarı olmayabilirdi.
Zorluklarla da karşılaşıyordu tabi ama hiçbir zorluk yıldırmıyordu kelebeği güzelliklerden.
Peki, sen senin üç günün olsa hangi sorunu sorun eder, hayattan nefret eder veya keşke doğmasaydım lanet olsun bu hayata derdin?
Ne kadar berbat diye tanımladığımız sorunumuz olursa olsun unutmayalım ki tüm güzellikler bizim için, en önemlisi de bizim üç günümüz bile yok!
Ersin Tezel
Düzce Pasifik
kimin için