Tarih, hepimizin bildiği üzere geçmişte yaşanmış olayları yer ve zaman göstererek sebep sonuç ilişkisi içerisinde inceleyen bilim dalıdır. Peki, tarihin bizler için önemi var mı? Ya nasıl olsa geçmişte yaşanmış olup bitmiş bizi niye ilgilendiriyor deme hakkımız var mı? Artık geleceğe bakmalıyız, geçmişe saplanmanın ne mantığı var dememiz doğru mu? Tarihte hiç bir millet yoktur ki geçmişini unutarak geleceğine yön verebilmiş olsun. Birçok dünya milletleri ve ülkelerinde de bunları görmekteyiz.
Tarihini ve geçmişini bilmeyen bir millet, geleceğini de doğru şekillendiremez. Yani tarihini bilmeyen milletlerin kaderlerini başkaları çizer. Bu sebeple tarihimizi, yani geçmişimizi iyi bilmemiz gerekir.

Sponsor Bağlantılar

Padişah Türbeleri geçmişimizin temel taşlarının önemli bir umdesini oluşturmaktadır. Yani Kabirlerde yatan o padişahlar, bu güzel ülkeyi bizlere emanet eden asillerdir.

Kabirler ağlanacak yerlerdir. İnsanın bir gün kendisinin de içine gireceğini düşünmesi gereken bir yer. “Ya kurtulurum ya kurtulamam…” dediği bir mekân. Dünyanın fâni olduğunun düşünüldüğü ve ahiretin hatırlandığı yer.

Padişahlarımız ve büyüklerimizi ziyaret etmeli, onlara dualar okumalı ve kat’iyen saygısızlıkta bulunmamalıyız. Hele cihanı idare etmiş o sultanların huzuruna mutlaka tazim ve edeple girilmeli ve Kur’ân’lar okunmalıdır. Değerli bir mütefekkir, ”türbeyi her terk edişimde, sanki Kâbe’den ayrılıyor gibi geri geri çıkmış ve saygısızlık yapmamaya çalışmışımdır.” buyurarak bize bir ölçü vermektedir.

Ne zaman bir padişah türbesi ziyareti yapsam onların ölmemiş de dipdiri ve bizi gözlüyor gibi geliyor mezarlarında. Vicdanım sanki onların diri olduğuna dair bir şeyler fısıldıyor kulaklarıma, kalplerime, ruhlarıma…

İnsan, düşüncelerinin enginliği, niyetinin derinliği ile insandır. Dar yaşayan, dar gören, dar düşünen yani at gözlüğü takan ve cisminin eteğine takılıp kalarak beden endeksli hayat yaşayanlar, gerçek insanî mânâ ve muhtevayı kavrayamazlar.

Kabirleri ziyaret etmek, sevaptır. Bu ziyaretlerde Yasin, Mülk ve ihlâs surelerini okumak verebileceğimiz en güzel hediyelerdendir.

Peygamber Efendimizin (sav) de zaman zaman kabir ziyaretinde bulunduğunu görüyoruz. Orada bulunan mevtalara: “Esselâmu aleyküm ey kabir halkı! Allah sizi de bizi de mağfiret buyursun. Sizler bizim seleflerimizsiniz. Biz de arkanızdan geleceğiz” diye seslendiğini hadis kitaplarında okumaktayız.

Kabirleri ziyaret etmek ve oraları birer ibret mahalli olarak görmek ahiret düşüncemizi geliştirecektir.

İstanbul fethedilinceye kadar padişahlar hep Bursa’ya gömülmüş. Fetih’ten sonra ise İstanbul’a yaptırılan ulu mabetlerin misafiri olmuşlardır.

Osmanlı padişahlarının türbelerini, onların nerede olduklarını öğrenmek ve ziyaret etmek milli ve dini bir görevdir.

Osmanlı başkentlerinden Bursa’da 6, İstanbul’da 29 olmak üzere 35 padişahımız ülke sınırlarında iken Sultan Vahdettin Han, Şam Sultan Selim Camii Kabristanında bizleri izlemektedir.

Padişahlarımızı ziyaret etmek insani ve İslami bir görevdir. İlk işimiz çocuklarımızın ellerinden tutarak bize bu güzel ülkeyi emanet edenleri ziyaret edelim ki ne kadar soylu bir millet olduğumuzu çocuklarımıza gösterelim.