Sahte olan ne varsa şu dünyada, nefret etmişimdir hep. Sahte ayakkabılar, sahte kıyafetler diyeceğimi sanıyorsunuz, hayır. Onlar, bir şekilde sahte değil. Onlar benim sokak köşelerinde gördüğüm kumaşın üzerine ekledikleri bir kaç santimlik etiketle sahtelikten arındıklarını iddia eden, aslında benim gözümde sokakta, pazarda, annemin, babamın, arkadaşımın, kardeşimin üzerinde gördüklerimin aynısı.Bir kumaş parçası. Kimilerine göre benim basit gördüğüm bu kumaş parçası, hayatın anlamı. Onlara göre o küçücük etiket insanlığın değeri, sembolü yada her nasıl adlandırırsanız… O kimileri, etiketi olmayan her bir şeye öfke ve tiksintiyle bakabilirler. Hele onu giyene karşı duydukları kin, yüz yıllık düşmana duyulmayacak türdendir. Fakat birazgörüş açılarını genişletseler…

Sponsor Bağlantılar

Sahte olan etiketsiz bir elbise, ayakkabı yada her neyse. Onlara göre sahtelik sadece bunlardan ibaret. Fakat bilinmezliklerin ötesinde bu dünyada, sahte olan etiketsiz masum kıyafetler değildir aslında. Sahte olan, değişen insanlardır. Bir giysinin sahte olması zararsızken, sahte bir bakış size bir çok eşyi anlatır aslında. Sahte bir ülüş, sahte bir cazibe. Sahteliğin ötesindeki o gerçek yüz o kadar iyi gizlenmiştir ki ortaya çıkmaz, maskesini taşıyan insan onu çıkartmadığı sürece. Zaman zaman sahte olan bakışlar gülüşlere, gülüşler dokunuşlara dönüşür. Adeta okşar ruhunuzu. Saf kalbinizi. Fakat ruhunuz o kadar temizdir ki onu kabullenemez. Onun zamansız gelişi ve sahteliği o kadar iticidir ki ancak gözleriniz aldanır buna. Çünkü bilmesinizde içten içe gerçek bir körlük yaşamışsınızdır. İşte o an bilmesenizde, sizin başkışlarınız onun sahteliğiyle dolmuştur. Bu o kadar yavaş ve içten olur ki, anlamanız için gerçekten bolca vakit harcamanız gerekir.

İşte sahtelik budur aslında. Küçümsediğiniz bir kaç parça kumaş veya deri değildir sahte. Onları küçümseyenlerdir sahte olan. Keşke diyorum bazen, sahte olan o giysiler olsa da insanlar olmasa diye. Zira sahtelik hiç akışmıyor insana, insan bunu kendine deli gibi yakıştırsa bile…