Türkiye’nin, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren tartıştığı yegane kitledir gençlik. Her ülke için bir dinamik, bir güçtür. Toplumda korunması ve yüceltilmesi gerekir gençliğin, ancak dışa bağımlı ve sermayenin kölesi olmuş nice yöneticiler iktidarları ve güçleri uğruna gençliği dışlamış, bazen de tehdit olarak görmüştür.
Hatta Türkiye gibi yargısı hiç bir zaman bağımsız olamayan bir ülkede darbe sonrasında gençlerin yaşlarının büyütülüp idam edildiği bile olmuş. Gücünü başkalarından alan, çoğu kez otoriteye boyun eğmiş “eğilerek yükselenler” gençleri düşüncelerinden dolayı yargılamış, tehdit olarak görmüş ve hatta fişlemiştir bile. Ne olursa olsun gençlerin mücadelesi devam etmeli ve zafere ulaşana dek büyüyerek devam etmelidir.
Türkiye gençliği tarihi bir mücadele başlatmalıdır ve bütün temiz insanları katmalıdır davasına. 21. yüzyılda sürekli bölünmeye çalışılmış, birleştirilmesine izin verilmemiş gençlik tarihin en büyük bağımsızlık mücadelesini verebilir. Gençliğin hep belirttiği “barışarak savaşma” 21. yüzyıl Türkiye’sinde olmalıdır. Türkiye gençliği sahte Amerikancı rejimleri güçlendirmek için bir meta haline gelmemelidir, bağımsız gençlik özgür düşüncelidir.
Gençliğin yüce davası asla başkalarının elinde olmamalıdır, çünkü yüce bir gençlik ancak kutsal bir mücadele ruhu ile büyür, gençliğin davası başkasının elinde oyuncak olursa büyümek imkansızdır. Bunun için barışılarak savaşılması gereken yapı emperyalistlerin dünya siyaseti olmalıdır. Dünya siyasetini yönetenler ve yönlendirenler bellidir. Bugün eğer gençlik büyümek, gücünü herkese göstermek istiyorsa emperyalistlerle mücadele etmeli, emperyalistlerin insanlıktan çaldığı onuru tekrar insanlığa vermelidir. Onursuz bir gençliğin dünyaya hükmetmesi imkansızdır. Onursuz bir gençlik ancak sömürü düzeninin bir oyuncağı olur. Böyle gelmiş, böyle gidecektir anlayışına Türkiye gençliği dur demelidir.
Türkiye gençliğinin gerçek düşmanı bellidir, ancak çoğu kez gençlik gerçek düşmanını unutmuş kendi içlerindeki ideoloji kavgasının, çekişmesinin kurbanı olmuştur. Türkiye gençliğinin mücadele ruhu yüksek olmalıdır ve daima da bu mücadele ruhunu korumalıdır. Çünkü; gençliğin içindeki mücadele ruhu gençlik devriminin hazırlayıcısı olacaktır. Gençler emperyalistlere hesap soracak, emperyalistler ise şaşıracak ve afallayacaklardır… Onlara göre yaydıkları kürt milliyetçiliği ile getirdikleri Amerikancı iktidarların baskısı gençliği bitirme noktasına getirmiştir. Emperyalistler bitirdikleri ve böldükleri gençliğin birleşip mücadele edemeyeceğini düşünüyor ve sürekli Amerikancı iktidarlarları ve emperyalistlerin taşeronlarını kullanarak üniversiteli gençleri itibarsızlaştırmaya, sokaklarda özgürlüğünü arayan gençliği ise karalamaya devam ediyor. Evet bugün Türkiye gençliğinin iyi bir şekilde yapabileceği muhalefet, halka ve millete güven verecektir ve bu muhalefet gençlik iktidarının zeminini atacaktır.
Günümüzde kendi insanları tarafından yargılanan gençlik, bu başarıya ulaşırsa eğer Türkiye’de çok şey değişecektir. Sürekli baskılarla susturulmaya çalışılan gençlik muhalefeti barışarak savaşmalı ve bu mücadelenin sonunda mutlaka değer görmelidir Türkiye gençliği. Gençliğin yöneteceği yeni bir Türkiye ve emperyalistlerin Türkiye üzerindeki baskısını azaltacak en önemlisi de özgür Türkiye’nin temellerini atmış olacaktır. Hedef gençlik devrimi ve gençlik iktidarı olmalıdır. Susmamalıdır Türkiye gençliği, şimdi sesi her zamankinden daha gür çıkmalıdır.