Yazar: gülçin

Hangi Yöne Akıyoruz…

Hiç de zor değildi aslında. En azından aklım başıma geldiği yaşlarda istemesini bilecektim. Düşüncelerimle netleştirecek ve kendim için istediğim senaryoyu yazacaktım ve hedeflerimin tam içinde yaşıyor olacaktım. Fakat şimdiki hedeflerim yaşadıklarımla ortak alanda netleşiyorsa;  evet kimi 3 yaşında nettir ve direkt amacı, hedefi için doğmuştur, kimi ise önce yaşamalı, görmeli, tatmalı ve beklide acı çekmeli hedefini, amacını netleştirmek adına. Aslında zaman kavramı yalnızca bu gördüğümüz perdenin arkasında. 3 yaş ya da 30 yaş, ne erken ne de geç başlamak için. Neden yaşamıştım onca şeyi. Bazen bakıyorsun hiç de sana yakışan ya da düşüneceğin bir şey değil. Hatta hatırladığın zaman...

Devamını Oku

Geri Döndüm

DOĞUM GÜNÜM KUTLU OLSUN. VATANA MİLLETE ÖNCE BANA HAYIRLI OLSUN 🙂 25/10/1979 – 25/10/2013 yaş 34 Ben hep beklemiştim bu yılları. Bazen korku ve endişe ile ama hep yeniden başlama arzusu ile. Şimdi kendime bakıyorum. 4 yıl öncesi yine aynı hisler, aynı korkular, aynı düşler, aynı hayaller, aynı temenniler… Dönüp duruyor muyum eksenimde… Yine olmak istediklerim yine yapabileceklerimin farkında olduğum fakat icraatta kendime dair bunu yaptım diyebileceğimin yokluğunda doğum günümün ilk saatlerinde düşünürken buluyorum kendimi. Biçimler, mekanlar, yüzler farklı fakat ben, gece ve senaryolar aynı. Sevmediğim izlemeyi reddetdiğim diziler gibiyim. Nasıl da istiyorum her defasında, her yeni başlangıçta, yakasından...

Devamını Oku

Ne Yaramazdır Oysa O Minik Cümlecik

Seni Seviyorum… Ne büyülü, ne değişken, ne sarkaç bir cümleciktir O. Uğursuz ilan edilen sayıdan on üç harften, altı hece ve iki kelimeden oluşan, o küçük masum görünen basitliğin altında, şekilden şekle girebilen ve başka kelimeye yer vermeyen, o güçlü küçük cümlecik. Ne anlamlar taşır içinde, söylemesini bilenden anlamasını bilene ulaştığında. Ne doyumsuz bir cümleciktir ki asla bıkmaz söylenmekten, eskimez defalarca tekrar edilirken. Her defasında ilk kez söyleniyormuşçasına zevkini tadar, tattırır söyleyene de duyana da. Seni ben de beni sen de bütün yapabilen biz yapan, iki özne bir eylemden ibaret minik cümle. Ve herkese söylenebilir, her yerde söylenebilir görünen...

Devamını Oku

İçimdeki Çocuk

Nasıl sıkılmış benden, nasıl bıkmış bu gergin halden ve nasıl kaçası var bu sakladığım yerden. Bırak diyor bırak beni, koşucam ben. Dur diyorum düşer incinirsin. Banane diyor düşersem düşeyim karışma mani olma bana. Bırak diyor gülücem ben doya doya. Fazla abartma diyorum yanlış anlarlar. Banane diyor onlarda gülsün ben karışıyor muyum? Bırak diyor saçma espriler şakalar yapıcam, kendime gülüp dalga geçicem. Yapma diyorum asla zayıf tarafını gösterme ezilirsin diyorum. Ben Tanrı’nın bir parçasıyım, ondan parça zayıf olur mu hiç diyor. Bırak beni diyor düşünüp durmandan, planlarından çok sıkıldım. Olur mu? Diyorum plan yapmadan ya gelecek ne olacak. Gelecek öyle...

Devamını Oku

Bindik Bir Alamete Gedeyoz Gıyamete

Demiş adam vallahi güzel demiş. Elinden gelenin fazlasını yapcek bir şey yok. Bırak kendini en iyisi, eller yukarı vaziyette teslim ol evrene. O bilir işini… Arkadaş, ne kadar plan program yapayım diye deli divane elinde ajanda, defter, kalem dört dönsen de, ne kadar konuşmadan önce düşünme süresini uzun tutsan da, ne kadar her adımda bir elinde bakkal terazisi, her bir seçeneği ölçüp tartsan da yaşanacak olan yaşanıyor, kusura bakma. Artık ders mi alırsın yola devam edersin yoksa bu da varmış ne edek deyip geride mi bırakırsın, o sana kalmış. – İnsan kendi kaderini kendi yaratır, hâkimiyet sendedir, patron sensin,...

Devamını Oku

Gözün Gönlün Açık Olsun Öyleyse

Farkında olmayı seçtiğinde, coşku selinde bulacaksın kendini. Her gördüğüne aşık olacak, her işe benim diyeceksin. Ne yakalayabiliyorsan kar sayacaksın bundan sonrası için. Güzellikler getireceğine inandığın her fırsatı değer sayacaksın. Gözlerin ışıl ışıl olacak, yüzün hep gülüyor olacak, yoldan geçen herkese merhaba demek isteyeceksin ve her dilenciye para vermek isteyeceksin. Yardım etmeyi severim diyen sen daha da iyilik yapmak isteyeceksin, özel olduğuna inandığında bir melek göreceksin her sabah aynanın karşısında. Kimse seni üzemeyecek, sen kimseyi üzüyor olmayacaksın şikâyet ederek acılar denizinden maceralarını anlatarak. Her gün yeniden bu problem değil, vardır bir sebebi mutlaka diyeceksin. Unutmayacaksın da düşünmemeye çalışacaksın kilitli çekmeceye attığın aksi şeytanları. Hayır diyeceksin hayır ben iyiyim mutluyum. Bunun için geldim dünyaya. İçin içine sığmayacak bir çocuktan farksız sayacaksın kendini ve sığmayacaksın sokaklara koşmak isterken sevinçle. Negatif düşünceler içinde boğulduğunu hissettiğin an hayır bu ben değilim iptal diyeceksin sonra yoksa ben miyim acaba diyecek ve iki arada sıkışıp kaldığını hissedeceksin. Başın ağrıyacak yine düşüncelerini eline almaya çalışırken. Akışa teslim olmak yeniden çok zor gelecek imkânsız saydığın nedenler sayesinde. Bilmem kaç ay kaç gün kaç hafta direneceksin değişime tanık olmak için. İnatla çok iyiyim diyemesen de belki iyiyim diyeceksin ve anlatmak istemeyeceksin neyi dert edinmişsen kendine. Bir süre sonra içinde anlatamadığın sebebini gösteremediğin düğümler yoracak seni. Tam da yakaladım saydığın bir an belki bütün bir gün seni yeniden çekecek eski alıştığın sen olmaya. Aşkların aynı olacak işin aynı paran aynı...

Devamını Oku

Aklıma Gelen Başıma Geldi

Tanrı bizleri, kendisinden özellikler vererek, sevgisinden yarattı. Güzellikleri yaşatabilelim diye. Bize seçimlerimiz için; akıl, zekâ, düşünce gücü, irade, istek ve tutku verdi ki özgür olalım diye. Farkında olmamız için, kararları bize bıraktı ki yaratıcı olabilelim diye. Ve gerçek isteklerimizi, en hayırlı dualarımızı duydu ki yardımcı olabilmek için, gerçekleştirebilelim diye. En zor çıkılmaz anlarda, anlamlı rastlantılar verdi (bizim felaket olarak adlandırdığımız),  mesajlar, güzellikler, çirkinlikler gösterdi ki ölçüp tartalım ve karar verip, kendimizden vazgeçmeyip ilerleyelim, ilahi gücümüzü kanıtlayalım diye.Tanrı’nın tek isteği güzelliklerin yaşanabileceği bir yeryüzünde farklı niteliklere sahip insanların yaşayabildiği bir bütün görmekti. İhtiyacı var mı sence Tanrı ‘ nın herhangi birşeye. Bir mutluluk ve iyilik anlaşmamız var, biz ki bunu inkâr ettiğimizde belki farkında olmadan, evren mutsuz olaylar sunuyor bize ki bazen ardı ardına isyan edelim ve hatırlayalım sözümüzü dönelim özümüze diye. Düşün fark et ve şükret her ne olursa olsun ve seyret neler olacak hayatında. Bu bütün en mükemmel haliyle oluşabilsin diye her birimize ayrı yetenek vermiş ve kimse kimseden aşağıda ya da yukarıda olmasın diye. Birde seçimlerimize saygı duyarak affetme büyüklüğünü gösteriyorken nedir sende ki bu nefret duygusu. Tanrı ki biliyor deneyimlerimiz eğitim sürecimizde gerekli, öyleyse affetmediğin yada kabul etmediğin kendin olmayasın, deneyimlerini yargılayıp pişmanlık beslerken keşkelerle. Sonsuz sınır ve olanakların olduğu Evren’e güvenmemizi istiyor ki sınır tanımaz tahrip edilemez ruhumuz yücelsin diye. Ve yine araç olarak beden verdi, sevdiklerimizi verdi, doğayı verdi, duyguları verdi bol bol kullan...

Devamını Oku

Ne mi Görüyorum !

Ne Mi Görüyorum Bakınca Uzağa; Dur Bakalım, Ne Görüyorum Oralarda Bakıyorum karşıma bir akşamüstü, şehrin tepesinden. Karşımda işte şimdi, savunmasız ve saklı haliyle. Bir semt, bir mekân, birkaç insandan ibaret değil bu kez. Koca bir yer var gözlerimin önünde ve koca bir gökyüzü var, şekillenen düşüncelerimle. Güneş mesaisini tamamlamış, mutlu mesut inzivaya çekmiş kendini. Dağların ardında, yarınki hazırlığını yapacak. Aldığı emir ile coşkuyla yarın yine tüm ışıklarıyla göz kamaştıracak. Ardında renkler bırakmış. Pembe, mor, beyaz, yeşil, gri, mavi ve gece mavisi. Mevsimde yaz malum ve en sıcak günlerinden biri bugün. Belli ki bulutlarda bugün izinli. Şehirden çıkıyorum göğe doğru. Bir iki üç…Yıldızlar tek tek gösteriyor kendini daha kararmadan gökyüzü. Kimi yakında, kendinden emin ve parlak, kimi de uzakta biraz çekimser ama çatlak. Yarım kalmış ay bugün ama memnun halinden. Tam şehrin üstünde, bulutsuz bir günde kapmış çünkü başrolü. Siliyorum şehri tablodan, sonsuz gökyüzündeyim bir an. Berrak, temiz, huzurlu tamamı ve ben içindeyim işte. Gözüm kayıyor bir yıldızla birlikte ve aşağıya şehre doğru iniyorum yeniden. Işıklar şenlenmeye başlamış bile. Zaten hareket halindeki şehir biraz daha canlanmış. Günün getirdikleri bir yana bırakılmak üzere çekiliyor insanlar sığınaklarına. Bakıyorum ve görüyorum bir bir herkesi. Şu evde bir çocuk ağlıyor, anne babası kavga ediyorken diğer odada. Bak sağdaki evden kahkahalar yükseliyor, belli ki hoş bir sohbet var. Soldaki tabutu gördün mü ve başında ağlayanları, Allah günahlarını affetsin, iyi bilinirdi mutlaka. Kavga ediyorlar bak şu...

Devamını Oku

Anlamlı Rastlantılar

Hayatımda bir sıçramaya şahit olmak istiyorum. Kaybettiğim güveni sağlamak yeniden diğer ruhsal varlıklarla barışmak istiyorum. Amaç edindim gaye edindim çünkü yalnız kalmamalıyım mutlu olmak için. Birçok ihtiyacı olan bedenime sahip özümün de ihtiyaçları vardı. Güzel bir dostluk, hoş bir sohbet, farklı paylaşımlar ve kahkahalarla süslenmiş mekânlar. İç rahatlığım için güzel bir derin düşünme ve yeniden hazırladığım kimliğim için motivasyon sağlayacak. Duygularımla hareket ettim düşündüm kurguladım ve eyleme geçirdim. Çok geçmedi birkaç günde evren çağrımı ulaştırdı dostlara. İlk adım evrensel bilincim sayesinde gereken yerlere iletildi. İkinci adım korkma devam et. Kendine ve mesajlara güven güvende olacaksın. Rehber rüyalarım da eşlik ettiler ve hayal edemediğimi gösterdiler bana. İdol edindiğim, üstat dediğim, Işık vereceğine inandığım bir başka ruhsal varlık hiç sorgusuz davetime yanıt verdi. Yine samimiyeti ve mütevazılığiyle büyüledi beni. Buydu düşündüm gerçekten istedim hissettim ve evren bir kere bir armağan verdi bana. Geriye kalan sahip olmaktı buna ve vazgeçmemek kendime güvenmek. Fakat henüz kontrolünü sağlayamadığım egom, çeşitli şekillere bürünerek ve sesler edinerek etrafımda dolaşmaya başladı. Kendini belli etmeden sinsice yaklaştı. Anlayamadım çünkü duyduğum seslerle amacımı şaşırdım ve asıl olan benliğimi erteledim yine ve yeniden. Bir büyüye kapıldım ve sezgilerimi duydum fakat dinlemedim. Oysa yüksek benliğim beni sık sık uyarıyor ve rüyalarım mesajlar gönderiyordu ‘’kendini erteleme. Sen kendin için yaptığında ve sevinci yüreğinde hissettiğinde herkes mutlu olacak. Düşündün ve gerçek oluyor. Daha önce de olduğu gibi fakat bu kez farkında olmalısın gücünün.’’...

Devamını Oku

Sıra Sende

İç çekiyorsun bu gece yine derinden. Yine yeniden, on dakika öncesini, dünü, bir yıl öncesini ve kaç yıllar öncesini çekiyorsun derin bir nefesle içine. Aynaya bakıyorsun fakat aynı yüzü görüyorum yine ve yeniden soluk, mutsuz, memnuniyetsiz, gülmeye çalışan ama samimi olmayan bir tebessüm yalnızca suratında oluşan. Saçın aynı kaşın aynı bir of çekiyorum yine sen ve ben, her şey aynı. Dün yaşanan ve bu sabah yaşanan. Acılar aynı, dertler aynı, haberler aynı. Ne oluyor kendi eksenimizde dönüyoruz devamlı.   Ben bu sahneyi görmüştüm birkaç yüz kere daha. Bu gözyaşını bu geceyi tanıyorum yine o işte yapıştı yakamıza başarısızlık mıydı adı? Yok, yalnızlıktı sanırım. Yo hayır adın neydi senin ya yetersizlik, tembellik, huysuz muydu adın. Her neyse zaten isimleri tutamam hiç aklımda. Gördüm mü bilirim ama bu kez görmekte zorluk çekiyorum, başka biri ya da bir şey bu. İsyan mı diyesim var ama karşılaşmadım seninle daha önce, kaçmak mı desem yok bu kaçmaktan farklı.   Aynaya bakıyorsun yeniden, gözlerim evet ne güzel renkli ve parlak aslında. Saçlarım evet çok güzel ama senelerdir taşıyorum, belkide bu yüzü biraz göstermek gerek. Bir değişiklik yapalım ne olabilir… Makas vardı buralarda biraz saçlardan alalım. Böyle şekilsiz oldu biraz daha kessek ne olacak ki ben buradayım. Biraz daha dur en iyisi çok küçükken annemin kestiği gibi keseyim kısacık kulak hizasında hadi cesaret küçücük bir değişiklik işte. Bir kere makası vur gerisi zaten mecburen kesilmek zorunda....

Devamını Oku

İlkokuldan Bir Not

Yazılımız var. Ben yine çok heyecanlı, kâğıdı kalemi alıyorum elime. Kalbim güm güm, elim titrek; koyu yeşil, içimi karartan tahtada gördüğüm soruları yazmaya başlıyorum. Hepsini bir bir kâğıdıma döküyorum özenle. Sorular başlığı altında 1,2…10 ve yazdım.1. soru tamam, 2. soru, tam olmasa da tamam ve 3. soruyu düşünmeye fırsat kalmadan;  kalın, yüksek, öfkeli bir ses kulağımda. Başımı kaldırıyorum hızla, öğretmenimin sesi. Sayın öğretmenim Necdet Ulak. Kısa boylu ve kumral, kahverengi gözlü, açık kahve saçları,iyimser suratına rağmen sert, sinirli ve sopasını kullanmaya hiç üşenmeyen öğretmenimin sesi ‘’PELİNN!!’’.Tamam, işte sınavın bittiği an, heyecanımın müthiş bir korkuya döndüğü an. Efendim diyecek kadar bile sesim çıkmıyor ve yarım kalıyor cevabım ‘’EFEN dim’’. Elinde sopası, kaşları çatık; sınıfta herkesin gözü bende ve beynime iki kelime kaydediyor. ’’Kopya mı çekiyorsun’’. Annemi düşünüyorum bir an, kaçmak istiyorum, saklanmak istiyorum.’’Hayır öğretmenim’’ diye kısık titrek bir iki kelime dökülüyor dilimden ama nafile tabii. İşaret parmağı kapıya yönelmiş  ‘’kâğıdı kalemi bırak, çık dışarı !’’ diyor; nedenini nasılını sormadan; yüzüm öne eğik, gözlerim dolu dolu, omuzlarımda bir ağırlık, kollar düşmüş, koşmak isterken ağır adımlarla çıkıyorum sınıftan. Uzun saatlerden sonra, yazılı bitiyor sonunda, ben kapı dışındayım. Arkadaşlarım çıkıyor tek tek, yüzüme bakıyorlar iyice. Sanki görmemişler beni daha önceden. İyi kalpli birkaç arkadaşım ‘’üzülme Pelin’’ diyorlar elleri omzumda. Utanıyorum, ‘’kopya çekmedim ki, bir şey yapmadım ki’’ diyorum, ağlarken. Tam kızacakken öğretmene, arkadaşlarımdan birisi bakıp yüzüme, beni işaret edip gülüyor. Diğerlerinden de onay...

Devamını Oku

Kızım Büyüyor

Kızım büyüyor!!!   Evet, bu başlık üzerine ne senaryolar yazıldı, ne çizimler yapıldı, ne filmler çekildi. Evet, kızım büyüyor. Tüm güzelliğiyle narin bir çiçek katılıyor hayata. Yine ve yeniden keşfetmek üzere, keşfedilmek üzere bir gonca açıyor. Umut dolu, hayat dolu, biraz deli dolu güneş doğuyor…Canım… Hayat zor gibi görünsede kızım; tatlı anları sindirdikçe yüreğine, yaşamda hediyeler sunacak sana. Yeni fırsatlar ve umutlarla dolu her günde sürprizler hazırlayacak. Ağladığın, isyan ettiğin günler olacak bazen anlayamayıp, kafan karıştığında. Bilmediğin için, iyi ve kötü yaşadığın her şeyin tecrübelerine katkısını ‘’bu da olur mu’’ diyeceğin zamanlar olacak. Kaçmak istediğin anlar olacak belki, aman kızım sakın yapma. Üstüne git her zaman korkularının dimdik. Heyecanını, coşkunu gizleme olur mu bebeğim, her yaşta içindeki çocuğu üzme, saklama. Geri dönüp baktığında; kendine güldüğün, kendinle gururlandığın anıların olacak her yeni senede. Ne güzeldi geçen gün diyeceksin, bugününden ve yarınından gelen sürprizlere hazır. Saatlerinin, saniyelerinin tadını çıkar ve sakla onları güzel kızım. Ee birde cadı kızım; çok can yakacaksın sen ve günü gelip canın yanacak. Özleyeceksin çok kere, çok kere özleneceksin… Söz sana bebeğim. Önce sen sev kendini, bak gör herkes sevecek seni ve çok kolay aşacaksın engelleri. Korkunun ecele faydası yok kızım büyüyor… Yanında olamadığım,  olmamı istemediği saatler gelecek, ne yazık… Kızım akıllıdır, kararlıdır, ne yapacağını bilir benim bebeğim diyeceğim yüreğim pır pır atarken… Canım, yaramazım, akıllım büyüyor işte… Kötü niyetten uzak olsun dilerim…   Kızıma Öğüt şiiri...

Devamını Oku

Ey Gökyüzü!!!

Taştın yine deli deli. Önünde yaz var sevinçten mi yoksa isyan mı bilmeyenlere değerini. Ben diyorum ki coşkun sığmadı bıraktın yaşları. O da yetmedi, kulakları sağır edercesine bir haykırış. Ve her nedense korkutur bazen bu sesin. Ürperirim bazen, estikçe hızla yüzüme. Bugünse seni dinliyorum ve izliyorum yürekten. Anladım korkularımın sebebini. Bende, senden bir şeyler var. Kaçıyorken senden, aslında kaçmak istemiştim kendimden. Ey gökyüzü! Seni mavinle, seni yaşınla, seni karanlığınla, seni bulutunla seviyorum. Her yönünle ruhlara hitap etmeni seviyorum. Hatırlar mısın, bakarak sana yürürdüm bırakıp kendimi, konuşur anlatırdım. Yıldızlarında eşsiz sohbetler ederdik. Güler, ağlar bazen hayaller kurardık bulutlarınla. Bir de misafirlerin var senin. El salladığım selam verdiğim uçaklar, kıpır kıpır olan yanınıza gelsem dediğim kuşlar. Ayla çok kez astın suratını, çok kez güldün halime bakıp. Güneşle baktım gözlerimin yeşiline. Engin bitmez derinliğinde verdim ruhumu,elimi ve gezinirken karşıda görünen ışıklarda, dağlarda, yollarda buldum kendimi. Ey gökyüzü! Senden bir şeyler var bende. Birçok yönünü bende yaşatıyorum seninle beraber...

Devamını Oku

Hayattan Notlar

Düşündüm, düşündüğümü yazdım, yazdığımı paylaşmak istedim güzel yüreklere güvenerek… Boğulmuşum gecelerin derinliğinde. Güneşi göremez olmuşum karanlığımı beklerken. Kime neye bilmeden bu korkunç isyanım, ruhum terk etmek istemiş bedenimi. Kaybolmak istemişim sormadan sorgulanmadan sessizce. Unutmuşum öfkemi, sevgimi, iyi ve kötü olduğumu. Unutmak istemişim varlığımı, insan olmayı bana layık gören Yaradan’a sığınmayı… Başkaydım ben ama neydi o bambaşkalık beni sevdiren. Bir terslik vardı yaşamda meğer yanlış anlamamışım yaşam benmişim. Sordum, sordukça anladım. Nedendi ille de korkmak. Acı olanı söyleyen ille de dost mu olmalıydı. Nedendi duygularını haykıran ve hislerin en yoğununu yaşayan âşıklar mı olmalıydı. Âşık mı olmalıydı ille de insan...

Devamını Oku