ERDEN ÖZKANT
***
Yüzlerce sanatçı ve sinemasever, bu olayların bir hafta sonrasında, Emek Sineması için bir kez daha yürüdü.
Bu kez daha kalabalık bir şekilde yapılan eyleme, çok sayıda sinema sanatçısı da destek verdi.
Grup “Emek yerinde güzel”, “Emek bizim, İstanbul bizim” yazan pankartlar taşıdılar.
***
Her iki eylem de, medyada gerektiği kadar yer bulamadı.
Hatta ilk eylemin ardından, medyanın bir kısmı, sanatçılara destek verip, polisin sert müdahalesini eleştirirken; medyanın diğer kısmı, sanatçıları eleştirip, polisin sert müdahalesini görmezden geldi.
***
Peki ama, polisin, demokratik bir şekilde eylem yapan ve aralarında Türkiye’nin önemli sanatçılarının da bulunduğu yüzlerce vatandaşa sert bir şekilde müdahale etmesi doğru mu?
Peki ama, “Ben ne istersem onu yaparım, kimseye sormam” anlayışı doğru mu?
Peki ama, Türkiye’de büyük sevgi gören ünlü komedyen Cem Yılmaz, “Benim sinema yaparken çok emek harcamadığımı düşünenler var, doğrudur; çünkü ‘Emek’ harcanmaz. Bir haberim var. Emek Sineması’nı satın aldım. Keşke böyle olsaydı tabii. Teklif ettim, ama baktım ki Emek Sineması zaten bizimmiş” diyorsa; aralarında Nuri Bilge Ceylan’dan Cem Yılmaz’a kadar birçok önemli ismin bulunduğu 350 sanatçı Emek Sineması’nın yıkımını durdurmak için ortak metin imzalayıp Kültür Bakanı’nı göreve çağırıyorsa; yani yüzlerce sanatçı, ısrarla, “Emek Sineması’nın yıkılmasına karşıyız” diyorsa bu sese kulak vermek gerekmiyor mu?
Peki ama, medyanın tüm bu olan biten karşısında konuya daha fazla yer ayırması gerekmiyor mu?
Peki ama, işlerine gelince “Özgürlük, demokrasi” diyenlerin, bu tür önemli konularda ağızlarını dahi açmamaları doğru mu?
Hele hükümete yaranmak için ne yapacaklarını şaşırmış bir vaziyette olan sözde demokrat gazeteci-yazarların yazıları tam gazeteciliğe yeni başlayanlara ders olarak okutulası nitelikte.
Üç şahane dizi
Hayatta her gün işler güçlerle uğraşıp duruyoruz.
Çoğu zaman, bu işler güçlerden birçok konuya ve hatta, kendimize dahi vakit ayıramıyoruz.
Ama Star TV’de salı akşamları yayınlanan İşler Güçler uğraştırmıyor, güldürüyor.
İşler Güçler, Türkiye’de, bugüne kadar zaten az sayıda yapılmış olan komedi dizileri arasında başarısıyla, zekasıyla öne çıkıyor.
Ahmet Kural-Murat Cemcir-Sadi Celil Cengiz üçlüsü ve diğer oyuncular, rollerinin hakkını fazlasıyla veriyorlar.
Dizinin özellikle internette izlenme oranı çok yüksek.
Malum ülkenin gündemi ve insanları fazla gergin.
Böyle olunca insan gülmeye hasret kalıyor.
İşte İşler Güçler, yaklaşık bir yıldır, salı akşamları, yaklaşık iki saat boyunca insanı güldürüyor.
İyi de yapıyor…
Ama dizinin bu sezon final yapacağı belirtiliyor.
Doğrusu sıkı bir izleyicisi olarak özleyeceğim…
***
Geçtiğimiz haftalarda, televizyonda kanallarını dolaşırken bir dizi dikkatimi çekti: Huzur Sokağı…
Adını çok duymuştum ama hiç izleme fırsatım olmamıştı.
İzledim.
Daha önce izlemediğim için önce bir şey anlamadım ama diziyi takip eden yakınlarımdan özet bilgi alınca bilgiler yerine oturdu.
Bu tür dizileri pek izlemem ama Huzur Sokağı hakikaten farklı.
O haftanın ardından, daha sonraki birkaç bölümü de izlemeye çalıştım.
Oyunculuklar, çekim kalitesi çok güzel, izleyeni sıkmadan ekran başında tutuyor. Dizideki, yılların usta oyuncuları göz dolduruyorlar.
Dizi, şiirlerle de renklendiriliyor.
Duygusallığı da epey yüksek…
***
Bir fragman gözüme çarptı. Galip Derviş adlı yeni bir dizinin fragmanıymış.
Fragman, güzel bir dizinin habercisi gibiydi.
Dizinin ilk bölümünü izledim, hoşuma gitti.
Diğer bölümleri de izlemeye çalışıyorum. Gayet iyi gidiyor.
Başta Engin Günaydın olmak üzere oyunculuklar harika.
Her hafta konuk oyuncu olarak rol alan usta oyuncularla dizi daha da renkleniyor.
Diğer dizilere göre süresi de kısa, inşallah bir gün diğer diziler de sürelerini kısaltır.
***
Özetle: Üç harika dizi…