Bayram kelimesinin etimolojisine kιsaca bir gözattιğιmιzda ilgili kelimenin çok büyük bir ihtimalle dilimize Farsça dan girdiğini görmekteyiz. Sevinç günü anlamιna gelmekte olan „bez-ram“ kelimesi zaman içinde geçirdiği fonetik değişim üzerine „bayram“ olarak dilimize yerleşmiş bulunmaktadιr. Yakιn bir gelecekte idrak edeceğimiz Ramazan Bayramι da yüce Allahιn müslümanlara ikram ettiği bayram günlerinden bir tanesidir. Ramazan boyunca sadece ve sadece Allahιn rιza-i bârisine ulaşabilmek maksadιyla diğer zamanlarda kendisine helâl ve meşru olan hallerden uzak duran müslümanlar bunun karşιlιğιnda daha dünyada iken yüce Allah tarafιndan mükafatlandιrιlιp bayram etmek üzere ikrama mazhar kιlιnmιşlardιr. Bir ay boyunca Allahιn koyduğu hudutlara sadιk kalan müslümanlar bu boyun eğmenin karşιlιğιnda sadece öteki aleme ilişkin mükafatla bιrakιlmamιş bunun yanιsιra „bayram“ hediyesi ile taltif edilmişlerdir. Buraya kadar anlatageldiğimiz ve hemen herkesin mutabιk kalacağι bayram konusunda sormamιz gereken iki esaslι soruyu da gözardι etmemeliyiz. İdrak etmeye hazιrlandιğιmιz gerçekten Ramazan bayramι mιdιr? Ve bu bayram kimin bayramιdιr?
Geleneksel öğreti içinde kalanlar için yerleşik bazι kavramlaştιrmalarι muhtevasι yanlιş bile olsa değiştirmek o kadar kolay olmuyor malesef! Ramazan ayιnda gösterdiğimiz „dikkat, rikkat ve boyun eğme“ karşιlιğιnda mabudumuz tarafιndan ikrama mazhar görülmemiz çok anlaşιlabilir bir durumdur. Nitekim bizim iman ettiğimiz Rabb, bizim havsalamιzιn alamιyacağι kadar yani sonsuz merhamet sahibidir. Ancak burada akιllara getirmemiz ve sorgulamamιz gereken esas konu Ramazanιn ne olduğudur. En kuvvetli hadislerin bile son on günde arayιn dediği „Kadir“ gecesini her zamanki kolaycι tavrιmzla 27. geceye „fix“ledik ve ihya etmeye gayret ettik. İyi güzel de Ramazan ayιnι nereye koyacağιz. Ramazan günlerine „nikbet“ (zorluk) zamanlarι diyemiyeceğimiz aşikar. Zira Ramazan yüce Allahιn kullarιna sunduğu yιllιk en önemli bir „imkan“ ve fιrsat. Üstelik bu kutlu ay içerisinde bin ay dan daha hayιrlι ve daha faziletli bir geceyi yani „kadir“ gecesini, yani „Kader“ gecesini, yani“ Ölçü“, „takdir, kιymet“ yani „değer“ gecesini barιndιrιyor. Bu gece de yüce Allah adeta tüm kainatιn ve bu arada hem iradeli ve hem de iradesiz varlιklarιn bütün yιllιk program ve planlarι ile birlikte geçmiş yιlιn muhasebesini ortaya koymakta ve iradeli varlιk olan insan için hayat kιlavuzu olan „Kuràn“ adlι ilahi projeyi insana nazil etmeye başlιyor. İnsan için bundan daha fazla sevinilebicek ne olabilir ki? Kendi bedeni bile kendisine emanet olan aciz bir kulun hayatι nasιl anlamlandιracağιnι bizzatihi yaratιcιsιndan öğrenmesinden daha önemli ve daha değerli ne olabilir ki? Ahiretimizin yegâne teminatι olan dünya hayatιnι nasιl yaşamamιz gerektiğini öğrenmek için Allahιn önümüze indirdiği „gök sofrasι”ndan yani Kur`an daha kιymetli hiç bir şey olamaz. Her tarafι bereket dolu mübarek günlerin içinden geçtiğimiz şu günlerde ramazan sonunda Allahιn ikramι olan bir anlamda „iftar“ etme günleri olan günler mi yoksa içinde „bin ay“ dan daha faziletli bir geceyi barιndιran günler mi bayram olmaya daha lâyιktιr. Bizim düşüncemize göre esas bayram günleri ramazan günleridir. Bu itibarla bayram yapmak için Ramazan orucu tutmak yerine Kuràn gibi kutlu ve mukaddes bir hayat kιlavuzunun doğum günü (gecesi) mesabesinde bulunan ramazanι kendimiz için bayram bilmek yani sevinç ve bahtiyar günleri olarak bilmek ve öyle yaşamak elbette ki daha evlâdιr. Evet esas bayram „Ramazan“ ayιnιn tamamιdιr. Ramazan sonunda bayram diye bildiğimiz bir anlamda iftar günleri diyebileceğimiz bu güzel günlerin arkasιndan ikram edilmiş (güncel tabirle söyleyecek olursak) „bonus“ mahiyetinde olduğunu düşünmek daha yerinde bir tavιr olacaktιr. Cuma günleri nasιl müminler için haftalιk bayram günleri ise Ramazan ayι da müminler için yιllιk bir bayramdιr ve genellikle 30 gün sürer. Orucun tamamlanmasιndan sonraki günler ramazan da fιrsat bulunmayan güzellikleri ve değerleri üretmek için sunulmuş ikinci bir fιrsattιr. Ezcümle „Ramazan Kuràn bayramιnιn kutlandιğι“ günlerdir. Ramazan sonu ise ramazan günlerinden elde edilen hasιlatιn tahsis ve tedvin edildiği günlerdir.
Kimin bayramι sorusuna verilecek cevabιmιz ise daha bir zorluk ve risk taşιmaktadιr. İnsanlarιmιzιn özellikle de son zamanlarda biraz zenginleşmesiyle beraber içerisine yuvarlanmakta olduğu habis „dünyevileşme hastalιğι“ sayesinde bιrakιn ramazan günlerini „bayram“ bilmeyi daha onbeşindeyken „tatil“ hesaplarι yapιlmakta, ülke içi de yetmiyor, Paris ten Londraya yahut başka batι kentlerinden süratle rezervasyonlar tedarik edilmektedir. Bu zamana kadar „dindar“ müslümanlar olarak bizler şu bizim kendilerini „laikim“ ama dedem hocaydι, babaannem de örtü takardι diyerek aldatan ve Ramazan bayramιna „şeker“, Kurban Bayramιna da „et bayramι“ gözlüğüyle bakan „dini dar“ insanlarι hep eleştirdik. Ancak son zamanlarda yaklaşιk hastalιklarιn dindar diye bilinen insanlara da sirayet etmekte olduğu gözlenmektedir. Zengin müslümanlar; „Allah nimetini kulunun üzerinde görmek ister“ hadisini baştacι etmekte ve müslümanlarιn da pekala kuralιna uygun olarak tatil yapabileceklerini hatta yapmalarι gerektiğini savunmakta ve artιk şöhretli tatil beldemiz Bodrum da bile „İslami Otel“ (ne demekse!) sayιsι yirminin üzerine çιkmιş bulunmaktadιr. Elbette İslam servet düşmanlιğι yapmaz ama bu tür basit bahaneler de insanι iyi müslüman yapmaz. Trilyonluk cip lere binip, milyarlιk yüzme havuzlarιnda zevk sefa yaptιktan sonra üç-beş kuruş fakir –fukaraya dağιtιp „iyi müslüman“ olmak ne kadar mümkündür, bunlarιn islam vicdanι ile yeniden sorgulanmasι gerekir. İşçisine „asgari ücret“ bu kadar deyip bahanelere sιğιndιğι halde kendileri kat be kat kazananlar sonrasιnda bazι felâketzedelere ekranlar aracιlιğιyla bağιşta bulunarak Allahι razι edeceklerini sanιyorlarsa büyük bir aldanιşla aldanιrlar. Bu durum biraz komik bile kaçabilir. Hani bizim meşhur Nasreddin Hocamιzιn yaptιğι gibi: Hoca bir kova yoğurdu pazarda satmak üzere çarşιnιn yolunu tutar. Dinlendiği esnada kova yere devrilir ve üzerinden biraz dökülünce „o da başιmιn gözümün sadakasι olsun“ demiş. Dindar müslümanlarιn böyle bir lüksü yoktur. Zira İslâm sadece ibadet demek değildir, İslâm öncelikle „erdemli, faziletli ve ahlâklι“ olmak demektir.
Ramazan günlerini sindire sindire Kuràn okuyarak geçirip hayatιna tatbik eden ve bu güzel günleri ilâhi
mesajι gönderene şükran vesilesi bilerek bayram sevinci ile geçirenlerin ramazan sonunda adιna bayram dediğimiz ekstra günleri kutlama hakkι doğar. Ramazanι bayram bilenlerin ramazan sonunda ikram günlerini değer üretimine tahsis eder ve başta sιla-i rahim olmak üzere ümmet için elzem olan en güzel meşguliyetlere tahsis eder.
Ramazan hepimizi mübarek kιlsιn.
Ömrümüz Ramazan, Ahiretimiz Bayram Olsun. Amin!
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya
Merhaba Ömer Bey;
Diyorum ki, oruç tutsa da tutmasa da, teravihlerini kılsa da kılmasa da her insan, çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek kısacası herkesin bayramı… Bayramlar, sevenlerin, eşlerin, dostların, arkadaşların, akrabaların biraraya geldikleri, hep beraber gülüp eğlendikleri, yemeklerini ve tatlılarını yedikleri günler… Zaten sadece oruç tutanların bayramı olsaydı, bu bir “Oruç tutan yetişkinlerin bayramı” olurdu. Peki ama böyle mi? Halbuki bayramlar, en çok çocuklarındır. Sizin dediğiniz nokta ise, ahiretle ilgili. Kim nasıl bayrama kavuşursa kavuşsun, herkesin hesabı öbür tarafta görülecek zaten. Ayrıca, zaten kutuplaşmaların olduğu, küslüklerin, yalanın, iftiranın iyice artığı bugünlerde bari bırakın da bayramlar ortak buluşma noktası olsun insanların, onu da bölmeyin…
Merhaba Ali Bey,
Kimsenin kutlayacagi bayrami engelemek gibi bir ne hedefimiz ne de gücümüz var. Ramazan ile namazla sükürle, yetimle, fakirle, zayifla mazlumla hic ilgisi olmayan ve hayati sadece eglence gözüyle görmekte olanlar da mi bayram etmeli diyorsunuz. Etsinler efendim ben kesemden bagisliyor degilim . Ama böylesi bir kutlamanin Alahin rizasina muvafik oldugu asla idia edilemez. Sizin 10 tane iscinizin oldugunu düsünün. Bunlardan 8 tanesi canla-basla calisiyor ve ay sonunda parasini almaya geliyor. Iki tanesi ise calisirken hic ortalarda yok lar ama düzenli olarak mas almaya üstelikte calisanlardan daha önce geliyorlar. Bu durum sizin hosunuza gider miydi?
Baki Selamlar
“Ramazan günlerini sindire sindire Kuràn oku***** geçirip hayatιna tatbik eden ve bu güzel günleri ilâhi mesajι gönderene şükran vesilesi bilerek bayram sevinci ile geçirenlerin ramazan sonunda adιna bayram dediğimiz ekstra günleri kutlama hakι doğar” demişsiniz. Ne yani, bayram diğer insanların da hakı değil mi? Onlar da, bayramı kutlayamazlar mı, yaşayamazlar mı?