SEVÜK, İsmail Habib (1940), Avrupa Edebiyatı ve Biz, İstanbul: Remzi Kitabevi.
17. yüzyıldan bu yana edebiyat tarihimizin Batı edebiyatı ile olan ilişkisinin, etkileşiminin gözler önüne serildiği eser, iki cilt olarak yayınlanmıştır. Cumhuriyet’ten sonraki ilk edebiyat tarihimizin yazarı tarafından kaleme alınan eser için Nazım Hikmet Polat şunları söylemektedir: “İsmail Habib Sevük’ün edebiyat tarihçiliğimiz üzerinde duranların yeterince dikkate almadıklarına inandığımız asıl eseri Avrupa Edebiyatı ve Biz (1. C. 1940, II. C. 1941) adlı eseridir. Bu kitap sadece Türkçedeki Batıda tercüme faaliyetlerini gözler önüne seren tarafıyla değil, XVII. yüzyıldan itibaren bütün Batı edebiyatları ile Türk edebiyatını eş zamanlı vererek okuyucuya bir mukayese imkânı sağlamasıyla, hatta bilim tarihi konulu bilgileriyle, şahıslar yerine ancak kurulların yapabileceği çapta bir hizmettir. Yayımlanışı üzerinden 60 yıldan fazla bir zaman geçtiği halde sahasının hâlâ tek abidesi gibi duran bu eserin belki, tek eksiği, Batı edebiyatının Türk edebiyatına neleriyle ve nasıl model olduğunu yeteri kadar göstermemesidir.” (Polat: 2002)Sponsor Bağlantılar
17. yüzyıldan bu yana edebiyat tarihimizin Batı edebiyatı ile olan ilişkisinin, etkileşiminin gözler önüne serildiği eser, iki cilt olarak yayınlanmıştır. Cumhuriyet’ten sonraki ilk edebiyat tarihimizin yazarı tarafından kaleme alınan eser için Nazım Hikmet Polat şunları söylemektedir: “İsmail Habib Sevük’ün edebiyat tarihçiliğimiz üzerinde duranların yeterince dikkate almadıklarına inandığımız asıl eseri Avrupa Edebiyatı ve Biz (1. C. 1940, II. C. 1941) adlı eseridir. Bu kitap sadece Türkçedeki Batıda tercüme faaliyetlerini gözler önüne seren tarafıyla değil, XVII. yüzyıldan itibaren bütün Batı edebiyatları ile Türk edebiyatını eş zamanlı vererek okuyucuya bir mukayese imkânı sağlamasıyla, hatta bilim tarihi konulu bilgileriyle, şahıslar yerine ancak kurulların yapabileceği çapta bir hizmettir. Yayımlanışı üzerinden 60 yıldan fazla bir zaman geçtiği halde sahasının hâlâ tek abidesi gibi duran bu eserin belki, tek eksiği, Batı edebiyatının Türk edebiyatına neleriyle ve nasıl model olduğunu yeteri kadar göstermemesidir.” (Polat: 2002)