MEVLANA SÖZLERİ
Gerek yok her sözü, laf ile beyana… Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana…
Hz. Mevlana
Bildiğiniz Mevlana Sözlerini Yorum Olarak Yazın Biz Yayınlayalım…
“Yine gel, yine gel, her ne olursan ol yine gel
İster kafir, ateşe tapan, putperest ol yine gel
Bizim bu dergahımız ümitsizlik dergahı değildir
Yüz defa tövbeni bozmuş olsun da yine gel.”
2. Mevlana Sözleri
“Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı kidünyanında sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli!”
3. Mevlana Sözleri
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
Hataları örtmede gece gibi ol,
Tevazuda toprak gibi ol,
Öfkede ölü gibi ol,
Her ne olursan ol,
Ya olduğun gibi görün,
Ya da göründüğün gibi ol.
4. Mevlana Sözleri
Ne olurdu, sen razı olsaydın benden de, herkes kızsaydı bana.
Ne olurdu, seninle aram düzgün olsaydı da, bütün alemlerle aram açılsaydı, dünya yıkılıp yansaydı.
Sen beni sevdikten sonra malın mülkün değeri mi olur? Zaten toprak üstünde ne varsa hepsi de toprak olacaktır.
Alem O’nunla kaimdir ve O’nsuz olan hiçbir şey yoktur. O’nun rızası, rahmeti, bereketi ve tecellisi olmayan hiçbir şeyin değeri yoktur.
5. Mevlana İle İlgili Sözler
Hz. Mevlana’nın kendi bakış açılarını yansıttığı ve amaçlarını açıkladığı sözü:
“Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil.”
6. Mevlana İle İlgili Sözler
Sen, değerinle ve düşüncenle iki aleme bedelsin.
Ama ne yapayım ki kendi değerini blmiyorsun.
Kendini ucuza satma, çünkü değerin yüksektir.
7. Mevlana İle İlgili Sözler
Hz. Mevlana’nın evrensel bakış açısını anlatan bir sözü:
“Tapımızda (yolumuzda) riyazat yok; burada hep lütuf var, bağış var. Hep sevgi, hep gönül alış, hep aşk, hep huzur var burada.”
8. Mevlana İle İlgili Sözler
Bizim Peygamberimizin yolu aşk yoludur.
Biz aşktan doğmuşuz, annemiz aşktır.
Aşk şeriatı, bütün dinlerden ayrıdır.
Aşıkların şeriatı da Allah’tır, mezhebi de.
Bu dünya pazarında sermaye altındır;
Orada ise aşk ve ıslak iki göz.
9. Hz. Mevlana Sözleri
Hz. Mevlana sözlerinin şifa ve gıda oluşunun sırrını şu sözlerle açıklaaktadır:
“Söz söyleyen kemal sahibi olursa, marifet ve hakikat sofrasını serdi mi, o sofrada her türlü yemek bulunur. Herkes orada gıdasını bulur.”
10. Hz. Mevlana Sözleri
Mesnevi şerhlerinde, Mevlana’nın “ney” ile “insan-ı kamil”i, “kamışlık” ile “elest bezmi”ni, “ateş” ile “ilahi aşk”ı sembolize ettiği belirtilmiştir.
“Duy şikayet etmede her an bu Ney,
Anlatır hep bu ayrılıklardan bu Ney.
Der ki; feryadım kamışlıktan gelir,
Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.
Ayrılıktan parçalanmış bir yürek,
İsterim ben, derdimi dökmem gerek.
Şayet aslından biraz ayrılsa can,
Öyle bekler, vuslata ersin zaman.
Ağladım her yerde, hep ah eyledim,
Gördüğüm her kul için, dostum dedim.
Herkesin zannında dost oldum ama;
Kimse talip olmadı esrarıma.
Hiç değil feryadıma sırrım uzak,
Gözde lakin yok ışık, duymaz kulak.
Aşikardır can-beden, gör insanı,
Yok izin, görmez fakat insan, canı.
Ney sesi tekmil hava; oldu ateş,
Hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş!
Ateş ateş olmuş, dökülmüştür Ney’e,
Cebesi aşkın karışmıştır mey’e.
Yardan ayrı dostu Ney dost kıldı hem,
Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.
Kanlı yoldan Ney sunar hep arzuhal,
Hem verir Mecun’un aşkından misal.
Ney zehir, hem panzehir; ah nerde var,
Böyle bir dost, böyle bir özlemli yar?
Sırrı bu aklın, bilinmez akl ile,
Tek kulaktır müşteri, ancak dile.
Sırf keder, gam; gitti kaç gün kaç gece,
Geçti yanışlarla günler, öylece.
Geçse günler, korku yok, her şey masal;
Ey temizlik örneği, sen gitme kal!
Kandı her şey, tek balık kanmaz sudan,
Anlamaz olgun adamdan bil ki, ham,
Söz uzar, kesmek gerektir vesselam!”
11. Hz. Mevlana Sözleri
Ben sağ olduğum müddetçe Kur’an’ın bendesiyim
Ben, Seçilmiş Muhammed’in yolunun toprağıyım
Eğer birisi benden bundan başka söz naklederse
Ben ondan da bizarım, naklettiği sözlerden de bizarım.
Hasan Ali Yücel’in manzum tercümesi şöyledir:
“Can tende var oldukça kulum Kur’an’a,
Yol toprağıyımPeygamber-i zişana,
Hakkımda bunun zıddına söz etse biri,
Vay bu söze, vay böyle diyen insana…”
12. Hz. Mevlana Sözleri
Allah’a tekrar tekrar yemin ederim ki,
Bu mana (Mesnevi),
Güneşin doğduğu yerden, battığı yere kadar bütün dünyayı kaplayacak,
Ve bütün ülkelere ulaşacaktır.
Hiçbir mahfil ve meclis olmayacak ki orada Mesnevi okunmuş olmasın.
Hatta o dereceye varacak ki,
Mabetlerde, zevk u safa yerlerinde okunacak;
Bütün milletler bu sözlerle süslenecek ve onlardan faydalanacaktır.
13. Hz. Mevlana Sözleri
Güzel söyle de halk, yüzyıllar boyunca okusun.
Tanrı’nın dokuduğu kumaş ne yıpranır, ne eskir.
14. Hz. Mevlana Sözleri
Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki.
Sanır mısın ki benim sözüm sadece bir sözdür.
15. Hz. Mevlana Sözleri
Ey oğul, herkesin ölümü kendi rengindendir. Düşmana düşmandır, dosta dost!
Ayna Türk’e nazaran güzel bir renktedir. Zenciye nazaran o da zencidir.
Ey can, aklını başına devşir. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen, kendinden korkmaktasın.
Gördüğün, ölümün yüzü değil, kendi çirkin yüzün. Canın bir ağaca benzer; ölüm onun yaprağıdır.
İyiyse de senden yetişmiş, yeşermiştir; kötüyse de. Hoş nahoş… gönlüne gelen her şey senden, senin varlığından gelir.
16. Hz. Mevlana Sözleri
Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir.
Nakil, nakdin fer’idir.
17. Mevlananın Sözleri
Sözünü öyle bir izah et ki havas da avam da istifade etsin.
Herkesin aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda anlat.
Söz söyleyen kemal sahibi olursa,
(mağfiret ve hakikat) sofrasını yaydı mı, o sofrada her türlü aş bulunur.
Hiçbir misafir aç kalmaz, herkes o sofrada kendi gıdasını bulur.
18. Mevlananın Sözleri
Güzel üslupla söz söyleyenleriz;
Mesih’in talebesiyiz; nice ölülere tuttuk da can üfürdük biz.
19. Mevlananın Sözleri
Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, manaya bak.
Hacca giderken hac yoldaşı ara. Ama ha Hintli olmuş, ha Türk, ha Arap.
Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak.
Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı gdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de.
20. Mevlananın Sözleri
Bu dünya zindandır, biz de zindandaki mahkumlarız.
Zindanı del, kendini kurtar!
Dünya nedir? Allah’tan gafil olmaktır.
Kumaş, para, ölçüp tartarak ticaret yapmak ve kadın; dünya değildir.
21. Mevlana’nın Sözleri
İnsan, büyük bir şeydir ve içinde her şey yazılıdır. Fakat karanlıklar ve perdeler bırakmaz ki insan içindeki o ilmi okuyabilsin. Bu perdeler ve karanlıklar; bu dünyadaki türlü türlü meşguliyetler, insanın dünya işlerinde aldığı çeşitli tedbirler ve gönlün sonsuz arzularıdır.
22. Mevlana’nın Sözleri
İnsaf et, aşk güzel bir iştir!
Onun bozulması, güzelliğini kaybetmesi, (insanlardaki) tabiatın kötü niyetli oluşundandır.
Sen, kendi şehvetine ve arzularına aşk adını takmışsın;
Halbuki şehvetten kurtulup aşka ulaşabilmek için yol çok uzundur.
23. Mevlananın Güzel Sözleri
Gönlünde Allah sevgisi arttı mı, şüphe yokki Allah seni seviyor.
24. Mevlananın Güzel Sözleri
Ben,
İnsanlara faydam dokunsun diye bu dünya zindanında kalmışım.
(Yoksa) hapishane nerede, ben nerede?
Kimin malını çalmışım?
25. Mevlananın Güzel Sözleri
Aynı dili konuşmak, akrabalık ve bağlılıktır.
İnsan, yabancılarla kalırsamahpusa benzer.
Nice Hintli, nice Türk vardır ki dildeştirler (aynı dili konuşurlar).
Nice iki Türk de vardır ki birbirine yabancı gibidirler.
Şu halde “mahremlik (yakınlık) dili” bambaşka bir dildir.
Gönül birliği (gönüldaşlık) dil birliğinden daha iyidir.
Gönülden sözsüz, işaretsiz, yazısız yüz binlerce tercüman zuhur eder.
26. Mevlananın Güzel Sözleri
Pergel gibiyiz; bir ayağımız sımsıkı şeriata bağlı,
Diğer ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşıyoruz.
27. Mevlana Özlü Sözleri
Hz Mevlana “Ne Arıyorsan Kendinde Ara”…
Kişinin değeri nedir?
– Aradığı şeydir!
Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki sen cansın.
Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin.
Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki
Aradığın ancak sensin, sen.
Madendeki inciyi aradıkça madensin.
Ekmek lokmasına heves ettikçe ekmeksin.
Şu kapalı sözü anlarsan, anlarsın her şeyi;
Neyi arıyorsun, sen osun.
Senin canın içinde bir can var, o canı ara!
Beden dağının içinde mücevher var, o mücevherin madenini ara!
A yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara;
Ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara.
28. Mevlana Özlü Sözleri
Hz. Mevlana “Ben’im Ancak”…
Demedim mi sana, gitme oraya; seni tanıyan, bilen ben’im ancak;
şu yokluk serabında hayat pınarın ben’im.
Kızıp uzaklaşsan da yüz yıllık yola gitsen, sonunda dönüp gene bana gelirsin;
son durağın ben’im demedim mi?
Demedim mi sana, dünyanın süsüne razı olma;
senin razı olacağın otağın ressamı ben’im ancak.
Demedim mi sana deniz ben’im, sen bir balıksın;
karaya gitme; arı duru denizin ben’im ancak.
Sana, kuşlar gibi tuzağa gitme;
haydi gel, kolundaki, kanadındaki kuvvet ben’im demedim mi?
Demedim mi sana, keserler yolunu, soğuturlar seni;
ateşin, coşkun, sıcaklığın ben’im ancak.
Demedim mi, yakıştırırlar sana kötü kötü sıfatlar; sen olursun kaybeden;
halbuki sıfatlarının kaynağın ben’im ancak.
Demedim mi sana; “kulun işi gücü hangi sebeple düzene girer acaba?” deme;
sebepsiz, cihetsiz yaratıcı ben’im ancak.
Gönlünde bir ışık varsa bil bakalım, nerede evinin yolu;
Tanrı sıfatlıysan eğer, bil ki ev sahibin, efendin ben’im ancak.
29. Mevlana Özlü Sözleri
Ey özden habersiz gafil!
Sen hala kabukla öğünüyorsun!
30. Mevlana Özlü Sözleri
Göğsünün içindekini hakiki gönül sanan kimse,
Hak yolunda iki üç adım attı da her şey oldu bitti sandı.
Aslında tesbih, seccade, tevbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır.
Hak yolcusu aldandı da bunları varacağı konak sandı.
31. Mevlana Özlü Sözleri
Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler.
Her testide ne var? Sen ona bak.
32. Mevlana Özlü Sözleri
Ey Tanrı kitabının nüshası insanoğlu!
Sen, kainatı yaratan Hakk’ın güzelliğinin bir aynasısın!
Her şey sensin. Alemde ne varsa, senden dışarıda değil.
Her ne ararsan, onu kendinden iste, kendinde ara.
33. Mevlana İle İlgili Sözler
Kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? Ne olmayacak şey!
Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hak’tan mı? Ne boş zahmet.
34. Mevlana İle İlgili Sözler
Her gün bir yerden göçmek ne iyi!
Her gün bir yere konmak ne güzel!
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş!
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
35. Mevlana İle İlgili Sözler
Yetmiş iki millet kendi sırrını bizden dinler. Biz, bir perde ile yüzlerce ses çıkaran bir ney gibiyiz.
36. Mevlana Sözleri
Yapılma, yıkılmadadır; topluluk, dağınıklıkta; düzeltme, kırılmada; murat, muratsızlıktadır; varlık yoklukta. Her şey buna benzer.. öbür zıtlar ve eşler de hep bunlar gibidir.
Birisi geldi, yeri bellemeye, sürmeye başladı. Aptalın biri dayanamayıp feryat etti.
Dedi ki: “Bu yeri neden yıkıyorsun… Neden yarıyor, dağıtıyorsun?!”
Adam dedi ki: “A ahmak, yürü git.. benimle uğraşma! Sen yapılmayı yıkılmada bil!”
Bu yer, böyle çirkin ve yıkık bir hale gelmedikçe, nasıl olur da gül bahçesi, buğday tarlası haline gelir?
Düzeni alt üst olmadıkça nasıl olur da bostanlık, ekinlik olur, mahsul ve meyve yetiştirir?
Yarayı neşterle deşmedikçe iyileşir, onulur mu hiç?
Ahlatın, ilaçla yıkanmadıkça hastalığın nasıl geçer, nasıl şifa bulursun?
Terzi kumaşı paramparça eder. Bir kimse çıkıp da o sanatını bilen terziye, mevlana sözleri
“Bu canım atlası neden bu hale getirdin, neden kestin; ben kesik kumaşı ne yapayım?” der mi?
Her eski yapıyı yaparlar, yenilerlerken eski yapıyı yıkmazlar mı?
Marangoz, demirci ve kasap da bunun gibi, yeni bir şey yapacakları zaman önce o şeyi yıkıp yakıp harap etmez mi?
O helileyi, belileyi dövmek -de öyledir-, onları adeta telef etmek, bedenin yapılmasıdır.
Buğdayı değirmende ezmeseydin ondan ekmek yapılabilir miydi? Bizim soframızı bezeyebilir miydi?
37. Mevlana Sözleri
Hz. Mevlana’ya sormuşlar “aşk nedir?” diye. Ben ol ki bilesin! demiş…
38. Mevlana Sözleri
“Üzülme der Mevlana ve devam eder; Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun…, Tek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz……. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır..!”
39. Mevlana Sözleri
Ey kardeşim! Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varlığın bunlardandır. Geri kalan sinir ve kemiktir ki, onlar hayvanlarda da vardır.
40. Mevlana Sözleri
Varlık, yoklukta görülebilir. Zenginler, yoksula cömertlik edebilir.
41. Mevlana Sözleri
Dünya uykudaki kişinin gördüğü rüyadır.
42. Mevlana Sözleri
Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.
43. Mevlana Sözleri
Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.
44. Mevlana Sözleri
Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyeceğim kimse olmadığından yalnızım ben.
45. Mevlana Sözleri
Kötülerin kötülüklerine acıyın. Benliğin, kendini görüp beğenmenin etrafında dolaşmayın.
46. Mevlana Sözleri
Akıl, canla idrak sahibi olmuş, canla aydınlanmıştır. Ruh, nasıl olur da aklın tasarrufuna girer.
47. Mevlana Sözleri
Taş, taşlıktan çıkıp yok olmadıkça, mücevher olup yüzüğe takılır mı hiç?
48. Mevlana Sözleri
Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.
49. Mevlana Sözleri
Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.
50. Mevlana Sözleri
Pirlik, saçın sakalın ağarması ile elde edilmez. İblisten daha ihtiyar kim var?
51. Mevlana Sözleri
Bal yiyen, arısından gocunmaz.
52. Mevlana Sözleri
Üzülme der Mevlana ..! İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur. . . !
Zeynep Sayılır tarafından eklendi (yorum)
53. Mevlana’nın Özlü Sözleri
Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır.
54. Hz. Mevlana’nın Sözleri
Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi. Sonunda sana da dikişsiz elbiseyi giydirecekler.
55. Hz. Mevlana’nın Sözleri
Sarhoş, cinayeti yapar da sonra “özrüm vardı, kendimde değildim”der. Kendinde olmayış, kendiliğinden gelmedi sana, onu sen çağırdın.
* Hz. Mevlana’nın Sözleri
* Hz. Mevlana’nın Hayatı
* Hz. Mevlana Kimdir
* Hz. Mevlana’nın Vasiyeti
* 360 Derece Mevlana Müzesi’ni Dolaş
* Yanmadımki Söneyim
Arama Bulutu: Mevlana Celalettin Rumi sözleri, Mevlananın aşk sözleri, Mevlananın hoşgörü sözleri, Mevlananın önemli sözleri, Mevlananın ünlü sözleri, Hz. Mevlana ile ilgili sözler, Mevlananın dostluk sözleri, Mevlananın tüm sözleri, Hz. Mevlana şiirleri, Mevlana’nın ahlakla ilgili sözleri…
Bildiğiniz Mevlana Sözlerini Yorum Olarak Yazın Biz Yayınlayalım…
ödevime yardımcı oldu yaşasın
ÇOK GÜZEL ÖĞRETİCİ SÖZLER….
ödevime yardımcı oldu yaşasın 😀 😀 😀
ödevmeçok yardımcı oldu:D 😀 😀 😀
ben geçmişe ait değilim geçmiş bana ait
HZ MEVLANA’yı çok seviyorum
ÇOK GÜZEL SÖZLER
Gönlüm Dilime Dargın, Dilim Gönlüme…
Gönlüm Duygularını Anlatamadığı için Kızarken Dilime…
Dilim anlatamayacağı şeyleri Düşündüğü İçin Kızıyor Gönlüme…
[MEVLANA]
hz.mevlana yı çok seviyorum
GÖZ YAŞI LEYLA İÇİN AKIYORSA CİĞERİ İNCİTİR.
EĞER MEVLA İÇİN AKIYORSA İNCİLER İÇİNDE İNCİDİR.
HZ.MEVLANA
ben mevlanayı severim birincisi alah onu sevdiği için ikincisi o mevlama aşık olduğu için
her olaya mantıklı bir cevabı var bazen düşünüyorum bir daha gelirmi böyle kişiler diye biz çok şanslı bir miletiz bize yol gösterenler var!..
mevlanayı çok seviyorum çünkü o bizim büyüğümüz olduğu için
kendin ol
Engüzel olan Alah aşkından başka ne varsa can çekişmeden ibaretir.
senin kitaplarında senin gibi bu devre ışık tutu alahım bizi senin kitaplarınla sözlerinle onun yolunda senin ona aşık olduğunun zeresini verse bu cana kafidir
mevlanayı seviyorum büyümüz oldugu için
Uzak şehirler uzak hatıralar gibidir İnsanın içinde ölür içinde yaşar….
insanda güzel olan yüzüdür yüzde güzel olan gözdür ama aslında insanı insan yapan ağzından çıkan sözü dür hz. MEVLANA
rabim okuyup anlayan ve yaşayabilen lerden etsin cümlemizi
yine gel yine gel her ne olursan ol yine gel
hepsi birbirinden güzel ama ben kendi isteğimi bulamadım
Mevlanaya gore alah aski insani yùceltir,olum alaha kavusmaktir diyor,,,
bişi bulamadım
hepside çok güzel ama benim aradığım sözü bulamadım.
ne olursan ol gel
BİR KULU DAHİ SEVMEKTEN ACİZ OLAN BİR İNSAN NASIL YÜCELER YÜCESİ ALAHA AŞIK OLMAYA YOL BULUR…
Rabimizin veli kuları, Uman gibi geniş bir kalbe sahiptir..
Onlar Alah’ın nuru ile bakar;Alah’ın nuru ile Yürür;Alah’ın nuru ile işitirler..
Nurlu Nazarları Kalplere şifa dertlere deva,Ölü Kalplere Ab-ı Hayat suyudur…
Hz. İsa Ölüleri diriltirdi… Hz.Muhamed As. ve Onun Seçkin ümetinden Seçilmiş insanlarda ölü Kalpleri diriltmekte..
Ey Mevlanam…..
Ey Gavsi Geylanim…
Ey Şah-ı Nakşibendim….
Ey Gavsım Abdulbaki Hazretleri….
Rabim sizlere yakın eylesin.. kalplerimizi sevginizle doldursun….!
Himetlerinizi üzerimizden eksik eylemesin…..!
toprak8585_@hotmail.co
Tanrı yerine ALAH yazında yanlış olmasın 🙂
her ne olursan ol
ya olduğun gibi görün
ya göründüğün gibi ol
gönlü ışık yakmayı aydınlanmayı öğrenen kişiyi güneş bile yakamaz
gündüz gibi ışyıp durmayı istiyorsan geceye benzeyen benliğini yakı ver
yeşiliklerden çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici fakat akıldan meydana gelen bahçe geçi fakat akıldan gelen gül bahçesi hep yeşildir ve güzeldir
alah sizlerden razı olsun çok işime yaradı ve çok güzel sözler..(:
cok guzel ısıme cok yaradı
ÇOK ANLAMLI SÖZLERİ VAR VALA 5 ALCAM Hİ:D
gerçekten MEVLANA sözleri çok güzel
Herşeye yetim diyenler, gün gelir bitim demeye mecbur kalırlar…. (mevlana hz.)
Herşeye yetim diyenler gün gelir bitim demeye mecbur kalırlar… mevlana hz
mutiş bir site
bu sözler çok güzel
adalet nedir? ağaçları sulamak zulüm nedir? dikene su vermek.
Mevlana
Büyük insan.Söylediğin her söz.,çok değerli,
Seninle ŞEMS İ tanımak isterdim.
Okuduğum her sözün,çok önemli benim için.
Seni daha iyi tanımaya çalışacağım
Mevlana İle Hacı Bektaş Veli
Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi birşey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli’nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektaş Veli ‘ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergahına gider ve aynı durumu Mevlana ‘ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli’ye de anlatığını ama onun bunu kabul etmediğini söyler ve Mevlana’ya bunun sebebini sorar.
Mevlana şöyle der:
– Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, ama o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergahına gider ve Hacı Bektaş Veli’ye, Mevlana’nın kurbanı kabul etiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli’ye sorar.
Hacı Bektaş da şöyle der:
– Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.
Hz. MEVLANA ve HZ. ŞEMS İ TEBRİZİNİN HAYRANIYIM ÇOK SEVİORUM YA NE MÜBAREK İNSANLAR… ;(;(;(;
Mevlana’nın Sözleri A:
Mademki kendinde bir dert veya pişmanlık hisediyorsun; bu, Alah’ın sana olan yardımının ve sevgisinin bir delilidir.
Sen değerinle ve düşüncenle, iki âleme de bedelsin, ama ne yapayım ki kendi değerini bilmiyorsun.
Bazı insanlar vardır ki selam verirler ve selamlarından is kokusu gelir. Bazıları da vardır ki selam verirler ve onların selamından misk kokusu gelir.
Denizin kenarına kadar, ayakların izi vardır. Ama denize girdikten sonra ne iz kalır, ne işaret.
Sen bizim suretimize [yüzümüze] değil, siretimize [ahlakımıza] bak.
Mevlana’nın Sözleri B:
■Ümit, güvenlik yolunun başıdır. Yolda yürümesen de daima yolun başını gözet. “Doğru olmayan şeyler yaptım.” deme, doğruluğu tut. / O zaman hiçbir eğrilik kalmaz. / Doğruluk Musa’nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazın sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca onların hepsini yutar.
■Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.
■Yüz binlerce birbirine benzeyenleri seyret de aralarında ki yetmiş yılık farka dikat et. İki şey birbirine benzeyebilir: Acı su da beraktır, tatlı su da…
■Ömründen nasibin, kendini Sevgiliden mesut bulduğun andan ibaretir.
■Şunu iyi bil ki safları yaran, her şeyi yenen aslanla savaşmak kolaydır; gerçek kahraman odur ki önce kendi nefsini yener.
Mevlana’nın Sözleri C:
■Yeşiliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.
■Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.
■Nice kişiler vardır ki dizimin dibindedirler, ama benim için sanki Yemen’dedirler. Yemen’de olan niceleri de vardır ki sanki dizimin dibindedirler.
■Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir.
■Tuzağa saçtığın taneler cömertlik sayılmaz.
Mevlana’nın Sözleri D:
■Kanaten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı.
■Alah ile olduktan sonra, ölüm de ömür de hoştur.
■Bal yiyen, arısından gocunmaz.
■Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından birşey kaybetmez.
■Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.
Mevlana’nın Sözleri E:
■İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha iyidir.
■Bu dünya bir tuzaktır, tanesi de arzular.
■Balığa, denizden başkası azaptır.
■Soru da bilgiden doğar, cevap da.
■Adalet nedir? – Ağaçları sulamak. Zulüm nedir? – Dikene su vermek.
Hz. Mevlana Sözleri
Ey oğul, herkesin ölümü kendi rengindendir. Düşmana düşmandır, dosta dost!
Ayna Türk’e nazaran güzel bir renktedir. Zenciye nazaran o da zencidir.
Ey can, aklını başına devşir. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen, kendinden korkmaktasın.
Gördüğün, ölümün yüzü değil, kendi çirkin yüzün. Canın bir ağaca benzer; ölüm onun yaprağıdır.
İyiyse de senden yetişmiş, yeşermiştir; kötüyse de. Hoş nahoş.. gönlüne gelen her şey senden, senin varlığından gelir.
Hz. Mevlana Sözleri
Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir.
Nakil, nakdin fer’idir.
Mevlananın Sözleri
Sözünü öyle bir izah et ki havas da avam da istifade etsin.
Herkesin aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda anlat.
Söz söyleyen kemal sahibi olursa,
(mağfiret ve hakikat) sofrasını yaydı mı, o sofrada her türlü aş bulunur.
Hiçbir misafir aç kalmaz, herkes o sofrada kendi gıdasını bulur.
Mevlananın Sözleri
Güzel üslupla söz söyleyenleriz;
Mesih’in talebesiyiz; nice ölülere tutuk da can üfürdük biz.
Mevlananın Sözleri
Surete kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, manaya bak.
Haca giderken hac yoldaşı ara. Ama ha Hintli olmuş, ha Türk, ha Arap.
Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak.
Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı gdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de.
Mevlana Şiri:
Mevlana’dır evliya kutbu bilün.
Ne kim ol buyurdu ise anı kılun.
Tanrı’dan rahmetir anın sözleri.
Körler okursa açıla gözleri.
Mevlana’nın asıl ismi Muhamed, lakabı ise Celaledin’dir.
Eskiden “Diyar-ı Rum” denilen Anadolu topraklarında, Konya’da yaşayıp vefat etmesi, şahsiyetini orada kazanması ve şöhret bulması sebebiyle “Rumi” (Anadolu) nisbesi ile anılır.
“Mevla-na” ‘efendi-miz’ demektir. ve hürmet maksadıyla ulema için kulanılırdı. Şeyh Sadredin Konevi’nin (ö. 1274), sohbetleri esnasında ona “Mevlana” şeklinde hitap etmesinin, onun Mevlana lakab-ı alisiyle şöhret bulmasına sebep olduğu da kaydedilmiştir.
“Hüdavendigar”, “Hünkar”, “Hazret-i Mevlana”, “Mevlevi”, “Şeyh”, “Mola-yı Rumi”, “Rumi”, ve “Hazret-i Pir” lakab ve ünvanları da onun için kulanılmıştır. Hazret-i Mevlana ve Hazret-i Pir saygı hitapları, Mevlevi çevrelerinde ve Anadolu’da daha çok tercih edilmiştir. Bugün İran ve Pakistan’da Mevlevi, Batı’da Rumi lakapları, onu anmak için öncelikle kulanılmaktadır.
Babasının adı Muhamed Bahaedin Veled’dir. Babası Sultanü’l-Ulema lakabıyla meşhurdur. Anesi ise Belh emiri Rüknüdin’in kızı Prenses Mü’mine Hatun’dur. Mevlana bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Belh şehrinde doğdu. Belh şehri, köklü bir tasavufi geleneğe sahip coğrafyalardan biriydi. Mevlana’nın doğum tarihi, oğlu Sultan Veled’in Divan’ının sonundaki bir kayıta göre 6 Rebiülevel 604 (30 Eylül 1207)’dir. Ancak araştırmacılar, Mevlana’nın doğum tarihini 597/1200’lü, hata daha önceki yılara kadar ***ürmektedirler.
Mevlana’nın hayatını esasen 4 döneme ayırmak mümkündür.
1. Mevlana’nın Babasının Ölümüne Kadarki Hayatı (1207-1231)
Çocukluğunun ilk yılarını doğduğu şehirde geçiren Mevlana, Hanefi bir alim ve sufi olan babasının, sultanla arasında vuku bulan inanç ve fikir ayrılıkları yüzünden, maiyetinde akraba ve müridlerinden oluşan büyük bir kalabalık olduğu halde Belh’ten göç etmesi sebebiyle (1212 ?), ilmi ve fikri hayatında önemli izler bırakan ve Konya’da sona eren uzun bir seyahat gerçekleştirir.
Bu seyahat esnasında, Nişabur’da ünlü sufi Feridüdin Atar’ın (Ö. 1230) iltifatına mazhar olan ve ondan Esrarname adlı eserini hediye alan Mevlana, yorucu ve uzun göç boyunca uğradıkları her yerde babasına gösterilen ilgi, saygı ve yakınlık dolayısıyla, aralarında Avarifü’l-Marif sahibi Ebu Hafs Ömer Sühreverdi’nin (ö. 1234)’de bulunduğu, iktidar ve ilmiye sınıfından devrin ileri gelen pek çok şahsiyeti ile tanışma fırsatı bulmuştur. Bahaüdin Veled’e ilgi öylesine büyüktü ki, konaklanan her şehirde sultanlar kendisini ağırlamak için araya hatırı sayılır kişileri elçi olarak koyuyorlardı. Fakat o her zaman, bir medresede konaklamayı tercih etmiştir.
Kervan her şehirde bir müdet konaklamak kaydıyla, Nişabur’dan sonra Bağdat, Küfe, Meke, Medine, Kudüs, Şam, Halep, Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde güzergahını takip ederek Larende’ye (Karaman’a) ulaşır (1221).
Erzincan’da iken, Sühreverdiye’den Evhadüdin Kirmani (ö. 1237) ve Necmüdin Kübra’nın halifelerinden Sadüdin Hamevi (ö. 1252) ile de görüşülür. Mevlana bu suretle, babasının nezareti altında ve onun izini takip ederek hakiki ve fikri bir seyahat alemi yaşamış, İslam medeniyetinin o zamanki en canlı fikir merkezlerini gezerek şahsiyetini kazanmıştır.
Mevlana, Larende’de yedi yıl kaldı. Hayatının kederli ve sevinçli ilk önemli olaylarını bu şehirde yaşadı. 1225 yılında, babasının müridlerindenLala Şerefüdin Semerkandi’nin kızıGevher Hatun ile evlendi. Kısa bir müdet sonra anesi vefat eti. Onun vefatını, ağabeyi Alaedin Muhamed’in vefatı izledi. Bir süre geçince de kayınvalidesi vefat eti. Aileyikedere boğan bu üzücü olayların ardından Mevlana’nın iki oğlu oldu. İlk oğluna (Sultan Veled) babasının, ikinci oğluna da (Alaedin Çelebi) ağabeyinin ismini verdi.
Aile, yedi yıl kaldıkları Larende’den, Selçuklu hükümdarı Alaedin Keykubad’ın (ö. 1236) ısrarlı daveti üzerine Konya’ya göçtü. Konya’ya geleli iki yıl olmuştu ki babası Sultanü’l-Ulema hayata gözlerini yumdu (1231).
2. Mevlana’nın Babasının Ölümünden, Şems-i Tebrizi ile Konya’daki Karşılaşmasına Kadar Olan Hayatı (1231-1244)
Medresenin ve dergahın bütün yükü omuzlarına binen ve babasının ölümüyle içinde büyük bir boşluk hiseden Mevlana’nın yardımına, babasının önde gelen müridlerinden ve şeyhini ziyaret makadıyla Konya’ya gelen Seyid Burhanedin Muhakık-ı Tirmizi yetişti. Kübrevi tarikatına mensup olan Seyid Burhanedin, babasından sonra Mevlana’ya mürşidlik yapan ve onun ilmi ve tasavufi yönden yetişmesinde önemli rol oynayan ilk kişidir.
Mevlana, mürşidinin isteği üzerine, ilim tahsil etmek üzere önce Halep Haleviye Medresesi’ne, sonra da Şam Makdemiye Medresesi’ne giti. Oralarda altı yıl kadar (iki yıl Halep’te, dört yıl Şam’da), devrin ileri gelen hocalarından ilim, bilhasa tefsir, hadis ve fıkıh tahsil eti. Bu sıralarda Şam’da ikamet etmekte olan Muhyidin İbnu’l-Arabi (ö. 1240) ve Sadredin Konevi (ö. 1274) ile de görüştü. Mevlana’nın Halep ve Şam’dan Konya’ya dini ilimler ile mücehez bir şekilde dönüşünden kısa bir süre sonra Seyid Burhanedin vefat eti (1241).
Kendi döneminin önde gelen Hanefi alimleri arasında yer alan Mevlana, babasından olduğu kadar Seyid Burhanedin’den de tamamıyla zahidane telakiler almış; ondan, Gazali’den (ö. 1111) mülhem olan Ehl-i Sünet akidesine bağlı bir tasavuf öğrenmişti.
Onun ölümünden sonra Mevlana bir taraftan medresede tedris ile meşgul oluyor, diğer taraftan da müridleri irşad etmeye çalışıyordu. İşte tam bu sıralarda Mevlana’nın hayatında büyük değişiklik yapan bir hadise oldu. Konya’ya Şems-i Tebrizi (Şemsedin Muhamed b. Ali et-Tebrizi) isimli bir şahıs geldi (1244). Ders ile meşgul olan büyük bilgin, tam bir zahid ve temkin ehli bir sufi olan Mevlana’yı bu garip zat kendinden geçirdi, aşk denizine atı ve coşkun bir Halk aşığı yapıverdi.
3. Mevlana’nın Şems’in Ölümüne (Tamamen Kaybolmasına) Kadar Olan Hayatı (1244-1247)
Şems, alim olmakla beraber şidetli ruhani bir cezbenin tesiri altında bulunmaktaydı. Mevlana’yı dolu ve yanmaya hazırlanmış bir lamba gibi telaki eden kimseler, Şems’in mevkini de bir kibritin yaptığı işe benzetirler. Asıl yanan ve nurlanan Mevlana idi. Onu uyandırmak ve ziya saçar bir hale getirmek için kibrit lazımdı ki bu da Şems yaptı. Başka bir görüşle: Şems Mevlana’yı ateşledi, fakat öyle bir infilak karşısında kaldı ki onun alevleri içinde kendisi de yandı.
Şems ile karşılaştıktan sonra Mevlana’nın hayatına tamamıyla o yön vermeye başladı. ki Hak aşığı halvete çekiliyorlar ve Hak’ı anlama birbirlerine ayna oluyorlardı. Mevlana kendisini tamamen Şems’in sohbetine verdi, onda adeta kendisini kaybeti. Artık medreseye, dergaha çıkmaz oldu. Aslında Şems de Mevlana ile talebelerinin ve müridlerinin buluşmaması için elinden gelen gayreti sarf ediyordu. Ne var ki bu durum Mevlana’nın etrafındakilerin hiç de hoşuna gitmedi. İnsanlar arasında Şems’e karşı haset, kin ve nefret başladı. Beli bir zaman sonra dedikodular ve eleştiriler açıktan açığa yapılmaya başlandı. Şems, işin çığırından çıktığını, herkesin kendisine düşman olduğunu görünce, bir gün ansızın ortadan kayboluverdi (1246).
Şems’in ayrılışına Mevlana çok üzüldü. Divaneler gibi gazeler söylüyor, yüreğindeki ayrılık acısını dile getiriyordu. Etrafındakilerle ilgilenmesi bir yana, Şems zamanındaki hali de kayboldu. Hata Şems’in gidişine sebep olanlara kızgın ve kırgındı. Onların yüzüne bile bakmıyordu.
Şems’in Şam’da olduğunu öğrenince Mevlana, oğlu Sultan Veled’i, hediyelerle birlikte ona elçi olarak gönderdi. Şems Konya’ya tekrar geldi (Mayıs 1247). Mevlana adeta bayram eti. Kırgın olduğu kimseleri bağışladı. Eski günlerdeki coşkun haline döndü. Fakat çok geçmeden, aralarında oğlu Alaedin Çelebi’nin de olduğu bir grup, Şems’e karşı eski davranışlarını tekrar sergilemeye, onu ve Mevlana’yı üzmeye başladılar. Sonunda Şems ortadan büsbütün kayboldu.; veya öldürüldü (Aralık 1247). Mevlana onu her yerde aradı, hata Şam’a bile giti, ama nafile.
Ahmet Eflaki’nin Menakıbu’l-Arifin’de kaybetiği bir rivayete bakılırsa; düşmanları Şems’i öldürdükten sonra bir kuyuya atı. Sultan Veled onu rüyasında görerek buradan çıkartıp teçhiz ve Tekfin etikten sonra, yine Tebrizli mimar Emir Bedredin’in binası olan türbenin yanına defnetirdi. Mevlana, ıstırabının şidetinden, yalnız başına bahçede dolaştı ve cenaze merasiminde bulunmadı. Adeta Şems’in öldüğüne inanmaktan kaçındı. Mevlana, oğlu Alaedin Çelebi’ye karşı bu yüzden şidetli nefret duydu. Alaedin çok geçmeden şidetli bir huma neticesinde vefat eti.
4. Mevlana’nın Şems’in Ölümünden Sonraki Hayatı (1247-1273)
Artık Mevlana gece gündüz sema ediyor, gazeler, şirler söylüyordu. Ağlayışı ve feryadı herkesi yürekten yaralıyordu. Şems’i gönül dünyasında arıyordu. Nitekim onu orada buldu da… Bundan sonra kendini ilim tedrisine ve irşada verdi. Bir yandan da gönlü bir dost arayışı içerisindeydi.
Mevlana’nın can aynası olarak bulduğu diğer bir kişi Konyalı Selahadin-i Zerkubi oldu. (Kuyumcu, altın dövücü Selahadin). Aslında Kuyumcu Selahadin, Seyid Burhanedin’in dervişi idi ve okuma yazması yoktu. Fakat Mevlana’nın coşkunluğu onunla tatlı bir sükunete erdi, gönül dünyası onunla huzuru yakaladı. Artık sema meclisleri zevk ve neşe ile kuruluyor, günler birer düğün havasında geçiyordu. Mevlana bütün gönlüyle ona yöneldi. Onunla iki bedende yaşayan bir can gibi yakınlaştılar. Onu, yerine halife ve şeyh ilan eti. Müridlerin irşadını ona havale eti. On yıl kadar süren mutlu bir dostluğun ardından, Selahadin-i Zerkubi de Hak’ın rahmetine kavuştu (1258).
Mevlana, daha sonra “kendisine içindeki nur hazinelerini keşfetiren” Çelebi Hüsamedin b. Muhamed b Hasan’ı (ö. 1284) dost, hemdem, yar ve halife seçti. Hüsamedin Çelebi, mensupları Ahi şeyhliği yapmış bir sülaleden geliyordu. Bu ahbablık ve sohbet on yıl kadar sürdü. Bu on yılın en güzel meyvesi ise Mesnevi oldu. Gönülbaşı ve halifesinin ricası üzerine Mevlana Mesnevi beyitlerini söylemeye başladı ve böylece muhteşem bir edebiyat ve tasavuf klasiği olan Mesnevi telif edildi.
Uzun ve yorucu bir hayatın ardından ansızın ateşli bir hastalığın pençesine düşen Mevlana, dostlarının bütün tedavi çabalarına rağmen hastalıktan kurtulamadı ve 5 Cemaziyelahir 672 (17 Aralık 1273)’de vefat ederek Sevgilisine kavuştu.
Cenaze alayında Sadredin Konevi ki Mevlana’nın vasiyetine rağmen, kendinden geçmesi sebebiyle cenaze namazını kıldıramadı, Selçuklu veziri Muinüdin Pervane, bütün Selçuklu emirleri, müderisler, talebeler, her dinden ve mezhepten insan bulundu. Oğlu Sultan Veled’in İbtidaname’sine kaydetiğine göre, sadece Müslümanlar değil Hıristiyanlar ve Museviler de bu vefatan son derece üzüntü içindeydiler.
Mevlana’nın cenazesi Konya’da, babasının ve Selahadin-i Zerkubi’nin de defnedildiği yere defnedildi. Sultan Veled zamanında sandukanın üzerine bir türbe yaptırıldı.
Mevlana’nın sevenleri, onun bir gazalinde de belirtiği üzere, vefat gecesinin bir ayrılık gecesi değil, bi visal gecesi olduğunu söylediler. Bunun için de o geceye Şeb-i Arus (Düğün Gecesi) adını verdiler ve ayinlerle ihya etiler.
İki oğlunun anesi Gevher Hatun öldükten sonra Kira Hatun isminde dul bir kadınla evlenmiş olan Mevlana’nın, bu hanımından da Emir Alim Çelebi isminde bir oğlu ve Melike Hatun isminde bir kız çocuğu olmuş, fakat Emir Alim Çelebi pek genç yaşta iken vefat etmiştir. Mevlana’nın vefatında ancak oğlu Sultan Veled ile kızı Melike Hatun sağdı.
Hz. Mevlana’nın yazılı eserleri şunlardır:
1. Mesnevi,
2. Divan-ı Kebir
3. Fihi Ma Fih
4. Mecalis-i Seb’a
5. Mektuplar.
Eserlerinin orijinal dili Farsça’dır.
Mevlana ve Mevlevilikle ilgili Türkçe en geniş neşriyat Abdülbaki Gölpınarlı (ö. 1982) ve Şefik Can’a (ö. 2005) aitir.
Esasen Mevlana, Mevleviliğin şimdiki ayin ve kaidelerini vaz’ ve Mevleviliği bir tarikat halinde tesis etmemişti. O böyle kayıtlardan tamamıyla uzak bir zatı. Sema etmesi dahi vecd ve hal neticesiydi. Manevi terakinin vasıtası ise aşk ve sohbeten ibareti. Onun fikirlerinin intişarında ve tarikatının sistemleşmesinde oğlu Sultan Veled’in (623-712 / 1226-1312) payı büyüktür.
Hz. Mevlana’nın Sözleri
Hz. Mevlana’nın Hayatı
Hz. Mevlana’nın Vasiyeti
Yanmadımki Söneyim
Arama Bulutu: Mevlana’nın hayatı görüş ve fikirleri…
Twet
Sitemizde yer alan makalelerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aitir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kulanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre yasaktır.
iletişim: yenimakale@gmail.com Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
Yeni Ekle Yorumlar (1032) Son >>
2011-12-16 21:05:25 | ece rabia darçın – mevlana okumadım ama güzel olduğundan eminim şimdi hem okuyorum hem yazıyorum çümkü ödev verildi içn yoksa başka nedenle demeyin tamamı lütfen kimseye sylemeyin olurmu
2011-12-15 19:42:27 | elif – elif mart biraz kısa olsun
2011-12-15 19:32:59 | halil – mevlana sondaki video çok bilgili bir video
herkese tavsiye ederim
2011-12-15 17:42:19 | halil yigit – selam olsun bütün müslüman kardeşlerime mevlana bir güzel dünya bir güzel ama hangimiz o güzel olanın gülzeligin içindeki güzeli göre biliyoruz alah hepime hidayet versin
2011-12-15 17:34:21 | güle bunu biraz KISALTIN… …….
2011-12-15 17:09:03 | özcan armagan – ankaragücü hayatı çok saçma
2011-12-14 19:25:06 | Anonim çok güzel şeyler var burada
2011-12-14 14:21:29 | zeynep bolat7/a – nedenbukadar fazla biz öğrenciler nasıl mevlanayı daha kısa olması gerekirdi.buyüzdenin sanlar.buharikainsan ın hayatını okurken sıkılıyorlar.busitey i çok.seviyo rum
2011-12-13 21:43:35 | nur – mevlana bence çok güzel olmuş.evet biraz uzun olduğu inkar edilemez ama sizde kısaltarak yazın ( benm gbi ) 🙂
2011-12-13 20:23:19 | celaletin – Kardeş indir link i yok mu ? Kardeş İndir link i yokmu ?
2011-12-13 17:36:51 | zeynep – mevlana güzel ama kısa olabilirdi
2011-12-13 17:36:51 | zeynep – mevlana güzel ama kısa olabilirdi
2011-12-13 14:44:25 | halil çalışkan – mevlana çok güzel bir site yapanların eline sağlık
2011-12-13 14:27:42 | selin – çok güzel çok güzel çk etklndm
2011-12-12 20:14:32 | hazal – mevlana mevlana gerçekten hareketleriyle davranışlarıyla örnek alınacak bir insandı
2011-12-12 18:09:07 | chat – kamiler güsel byndim:)
2011-12-12 16:43:14 | sinem ben ödevimi yaparken hayatını okudum ve çok etkilendim
iyi bir insandı ve şimdi bizlere örnek oluyor
2011-12-12 14:33:34 | iremsu – HZ. MEVLANA MEVLANA ÇOK ÇOK İYİ BİR İNSAN BENCE BEN ONU ÇOK SEVİYORUM
2011-12-11 17:47:24 | savaş bekçi – svş ern bkc süper vala ödevden eminim 100 alırım yazan ve hazırlayana çok tşk ederim ama biraz daha kısa olabilirdi… :))))))))
2011-12-11 17:07:30 | Ömer Yaptım o kadarda uzun deil abartmayın siz hiç uzun ödev yapmamışsınız
2011-12-11 16:52:32 | Sanane Batıomu – of Len Bu Sİte Çok UZUN ama GÜZEL A 😀 😀 🙂
2011-12-10 16:44:36 | zoey redbird of çok uzun yh daha kısası yokmu ??????:/
2011-12-10 15:32:17 | ahmed azad – mevlana alah razı olsun mevlanadan
2011-12-10 12:46:22 | DADUHLU MELEK – BEN DAHA KSA YKMU
2011-12-09 21:54:34 | fatih – mevlana iyi
2011-12-09 18:35:18 | güLcan güzeL ama çoq Ya kim Yazıc**q. ? 🙂
2011-12-09 14:23:57 | fatih biraz kısalta bilirmisiniz lütfen :/
🙁 🙁 🙁 🙁 🙁
2011-12-09 14:04:17 | betül – mevlana çok güzel
2011-12-08 16:54:06 | azra – mevlana alah rahmet eylesin………
2011-12-08 10:43:48 | bahar – HZ. Mevlana çok harika çok beğendim eminim iyi puan alırım ödevimden
2011-12-07 19:06:19 | MÜNİRE – bismilahirahmanirahim HZ MEVLANA ÇOK SEVDİYİM O GÜEL SÖZLERİ
MEST EDİYOR ALAH O FEYİZİ BİZLERİDE VERSİN
İNŞALAH İSLAM ALEMİ İKİ ÇİHANDA SELAMETE ULAŞSIN
2011-12-07 14:26:58 | bahadır – çok iyi bence iyi bir site
2011-12-06 23:11:27 | seda ay çok gzl ama o kadar deil saka hihohahi
2011-12-06 20:24:56 | gs – gs nbr gs
2011-12-06 17:54:42 | metin – metin gardaş çok uzun vala zor yazdım biriaz kısaltin önemli yerleri koyun tmı devamı ha
2011-12-06 13:18:16 | talha – kısa gardaş bunu brz ksaltsan 🙁 🙁 🙁
2011-12-06 12:44:24 | irem hoca ödev verdi burada yaptım keyifli geçti ama çok uzundu 13 yaşındayım
2011-12-05 19:46:59 | yaren – mevlana tam bana göre dersimde çok iyi noy almama yardımcı oldu
2011-12-05 09:50:03 | esra – mevlana iyi bir isnsandı
2011-12-04 23:30:34 | merve nur kaya – mevlana slm
2011-12-04 22:43:45 | merve nur kaya – mevlana çok uzunmuş kardeşim 8 güne kadar yazamazmış
2011-12-04 22:40:09 | merve nur kaya – mevlana çok uzunmuş
2011-12-02 13:55:04 | Bahadır – mevlana çok güzewl güzel bir adam dı alah rahmer elesin
2011-12-01 14:01:25 | mc kral – çok güzel özelikle hepsi
2011-12-01 13:46:27 | ferhat – mevlana bence çok yararlı bır site
2011-11-30 18:45:02 | alper – w s
2011-11-30 17:16:52 | e.i.m ? – Hangisi kısası yokmu :/ !’é
2011-11-30 16:50:07 | sanane iyi sayıluır
2011-11-30 16:10:12 | melisa çok güzel şirler söylüyor
2011-11-29 22:21:41 | oğuzhan – Saol kardsm Saol kardsm proje vardı yapmasak sınıfta kalıyodm .:)
Devamı: .yenimakale.com/wordpres/mevlananin-hayati.html#ixz1gn0PC7Yr
Cevap: mevlananın hayatı kısa özet
Hazret-i Mevlana’nın Hayatı
Mevlana’nın asıl adı Muhamed Celaledin’dir. Mevlana ve Rumi de, kendisine sonradan verilen isimlerdendir. Efendimiz manasına gelen Mevlana ismi O’na daha pek genç iken Konya’da ders okutmaya başladığı tarihlerde verilir. Bu ismi, Şemsedin-i Tebrizi ve Sultan Veled’den itibaren Mevlana’yı sevenler kulanmış, adeta adı yerine sembol olmuştur. Rumi, Anadolu demektir. Mevlana’nın, Rumi diye tanınması, geçmiş yüzyılarda Diyar-ı Rum denilen Anadolu ülkesinin vilayeti olan Konya’da uzun müdet oturması, ömrünün büyük bir kısmının orada geçmesi ve nihayet türbesinin orada olmasındandır.
Doğum Yeri ve Yılı
Mevlana’nın doğum yeri, bugünkü Afganistan’da bulunan, eski büyük Türk Kültür merkezi Belh’tir. Mevlana’nın doğum tarihi ise 30 Eylül 1207 (6 Rebiu’l-evel, 604) dir.
Hazret-i Mevlana’nın Evlenmesi
Karaman’da bulundukları 1225 tarihinde Mevlana, babasının buyruğu ile itibarlı, asil bir zat olan Semerkantlı Hoca Şerafedin Lala’nın, huyu güzel, yüzü güzel kızı Gevher Banu ile evlendi. Mevlana dünya evine girdiğinde onsekiz yaşındadır.
Hazret-i Mevlana’nın, Konya’ya Yerleşmeleriyle İlgili Yorumu: “Hak Teala’nın Anadolu halkı hıkında büyük inayeti vardır ve Sıdik-ı Ekber Hazretlerinin duasıyla da bu halk bütün ümetin en merhamete layık olanıdır. En iyi ülke Anadolu ülkesidir; fakat bu ülkenin insanları mülk sahibi Alah’ın aşk aleminden ve deruni zevkten çok habersizlerdir. Sebeplerin hakiki yaratıcısı Alah, hoş bir lutufta bulundu, sebepsizlik aleminden bir sebep yaratarak bizi Horasan ülkesinden Anadolu vilayetine çekip getirdi.
Haleflerimize de bu temiz toprakta konacak yer verdi ki, ledüni (Alah bilgisine ve sırlarına ait) iksirimizden (altın yapma hasamızdan) onların bakır gibi vücutlarına saçalım da onlar tamamıyla kimya (bakışıyla, baktığı kimseyi manen yücelten olgun insan); irfan aleminin mahremi ve dünya ariflerinin hemdemi (canciğer arkadaşı) olsunlar.”
Şems-i Tebrizi Hazretleri
Bu zatın adı, Şemsedin Muhamed olup doğumu 1186 dır. Tebrizli Melekdad oğlu Ali’nin oğlu olan Şems, tahsilini bitirdikten sonra, zamanının yegane şeyhi olarak gördüğü Tekbirzi Şeyh Ebu Bekir Selebaf’a (sele ve sepet örücüsüne) intisap eti ve onun terbiye ve irşadıyla yetişip olgunlaştı. Şems, ulaştığı manevi makama kanat etmediğinden daha olgun mürşidler bulmak arzusuyla seyehate çıktı. Senelerce takati tükenircesine bir çok bir çok yerler dolaştı, zamanının arifleriyle görüştü. Bu arifleri, mana alemindeki uçuşunda kinaye olarak Şems’e, Şems-i Perende (Uçan Güneş) adını vermişlerdir. Şems, ta çocukluğundan itibaren fikren ve ruhen hür bir derviş, kendinden geçercesine ilahi aşka dalarak yaşayan bir şahsiyeti. Şems, kendisini ruhen tatmin edecek seviyede bir Hak dostu bulamayan ve hep kendi mertebesinde bir sohbet arkadaşı arayan bir kamil velidir. Yana yakıla, kendisine muhatap olabilecek, sohbetine dayanabilecek bir dost arayan Şems’in bir gece kararı elden giti, heyecan içinde idi. Alah’ın tecelilerine gömülüp mest olmuş bir halde münacatında “Ey Alah’ım! Kendi, örtülü olan sevgililerinden birini bana göstermeni istiyorum” diye yalvardı. Alah tarafından, istediğinin, Anadolu ülkesinde bulunan, Belhli Sultanü’l-Ulema’nın oğlu Muhamed Celaledin olduğu ilham edildi. Bu ilham ile Şems, 29 Kasım 1244 yılı Cumartesi sabahı Konya’ya geldi.
Hazret-i Mevlana ile Hazret-i Şems’in Buluşmaları
Mevlana ile şems, bu iki kabiliyet, bu iki nur, bu iki ruh, nihayet buluştular, görüştüler. Bu tarihte Şems, altmış, Mevlana, otuz sekiz yaşında idi. Bu iki ilahi aşık, bir müdet yalnızca bir köşeye çekilerek kendilerini tamamiyle Hak’a verdiler ve gönülerine gelen ilahi ilhamlarla sohbetlere koyuldular. Sultan Veled der ki: “Ansızın Şems gelip ona ulaştı; ona maşukluk (sevilen, sevgili olmanın) halerini anlatı, açıkladı. Böylece de sırı yücelerden yüceye vardı. Şems, Mevlana’yı şaşılacak bir aleme çağırdı, öyle bir aleme ki, ne Türk gördü o alemi ne Arap.”
Hazret-i Mevlana’nın Maşukluk Mertebesine Erişmesi: Bu hususu Sultan Veled şöyle açıklar, “Alemdeki erenlerin derecelerinden üstün bir derece vardır ki o, maşukluk durağıdır. Aleme bu maşukluk durağına dair haber gelmemiş, bu durakta bulunanların ahvalini hiçbir kulak işitmemişti. Tebrizli Şemsedin zuhur edip, Mevlana Celaledin’i aşıklık ve erenlik mertebesinden, bu zamana kadar duyulmaması olan, maşukluk mertebesine eriştirmiştir. Esasen Mevlana, ezelde, maşukluk denizinin incisiydi, her şey döner, aslına varır.”
Kim, kimi aradı? Hatırlara gelebilecek, “Şems mi Mevlana’yı aradı, Mevlana mı Şems’i” sorusuna şöyle cevap verebiliriz: Şems, Mevlana’yı, Mevlana’da Şems’i aramıştır. Şems Mevlana’ya aşık ve taliptir, Mevlana’da Şems’e aşık ve taliptir. Çünkü aşık, aynı zamanda maşuk, maşuk aynı zamanda aşıktır. Mevlana der ki: “Dilberler (gönlü alıp ***ürenler, manevi güzeler), aşıkları, canla başla ararlar. Bütün maşuklar, aşıklara avlanmışlardır. Kimi aşık görürsen bil ki maşuktur. Çünkü o, aşık olmakla beraber maşuk tarafından sevildiği cihetle maşuktur da. Susuzlar alemde su ararlar, fakat su da cihanda suzusları arar.”
Mesnevi’nin Yazılışı
Eflaki, Mesnevi’nin yazılıp tamamlanmasını anlatığı bahiste diyor ki: “Mevlana Hazretleri, asil kişilerin sultanı Çelebi Hüsamedin’in cazibesi ile heyecanlar içerisinde Sema ederken, hamamda otururken, ayakta, sükunet ve hareket halinde daima Mesnevi’yi söylemeye devam eti. Bazen öyle olurdu ki, akşamdan başlı***** gün ağarıncaya kadar birbiri arkasından söyler, yazdırırdı. Çelebi Hüsamedin de bunu sür’atle yazar ve yazdıktan sonra hepsini yüksek sesle Mevlana’ya okurdu. Cilt tamamlanınca Çelebi Hüsamedin, beyitleri yeniden gözden geçirerek gereken düzeltmeleri yapıp tekrar okurdu.” Bu şekilde dikatlice 1259-1261 yıları arasında yazılmaya başlanılan Mesnevi, 1264-1268 yıları arasında sona erdi.
Lütfen gereksiz yere sohbet panelini meşgul etmeyin gereksiz yere yazı ve hakaret ağır laflar kulanmayın böyle olaylar yaşanırsa site güvenliği açısından polisle irtibata geçicez.
Saygılarımla
ödevime çok yardımcı oldu çok teşekürler elerinize sağlık
Yine gel,yine gel her ne olursan ol yine gel İster kafır,ateşe tapan putperest olyine gel Bu bizim dergahımız değildir Yüz defa tövbeni bozmuş olsan da yine gel
ödevime çok yardımcı 0ldu:D
mutluyum.
5 alıcam.d.d
alah ile olduktan sonra ölümde ömürde hoştur
hz mevlananin sozleri ile yasarsak bu dunyamizida obur dunyamizida kazaniriz……
hepsiniz yazıcam 🙁
ben mevlana sözleri için 1 günümü ayırdım ezberledim
🙁
ÇOK GÜZEL
”MESUL OLDUĞUN ŞEYLERLE MEŞGUL OL”
camiyata tek diyebilecek bir söz vardır oda
Alahdır
insan derki ben bunu olucağım bunu başarıcağım,
lakin bu dünyada yapacağımız başarılar,
bu dünyada kalır bu dünyada ne ektiysek,
öbür dünyada onu biçeriz,
Sen hiç sordunmu kendine öbür dünyada halim ne olucak diye
çok güzeldi ödevime çok yardımcı oldu 😀
Beni bir ben bilirim,birde Yaradan. Bana bir ben lazımım birde; Anlayan…Mevlana
saol tşkr
sağolun çok teşekürler
sağol
saol ödev vardı yaptık hakını helal et
suskunluğum asaletimdendir.Yoksa her söze verilecekcevabım vardır. Önce lafa bakarım lafmıdır diye,sonra adama bakarım adam mıdır? diye.
Bu sözler mevlana sözüdür diye söyleniyor: Gerçekmi dir değilmidir:
Merak eymekteyim:Lütfen cevaplayın.
Sygılarımla.
mevlanayı seven dünyayı sever
mevlanayı seven ademi sever
mevlanayı seven ahireti sever
mevlanayı anlayan kendini anlar
mevlana alah aşığıdır
mevlana herne severse alah için sever
mevlanayı anlayan manayı anlar
mevlanayı bilen kendine gelir
mevlanayı seven ölümü sever mevlanayı seven hayatı sever
madem ki mevlanayı seviyoruz hangimiz mevlana gibi yaşı yoruz
doğum yaşam ölüm hangisini seviyoruz biz bu alemebaşı boşmu geldik herne olursan ol yine gel ama tövbeye gel tövbe
kardesim sen düşünceden ibaretsin geriye kalan et kemiksin gül düşünür gül olursun diken düşünür dikenlik olursun hz. mevlana.
çok güzel
BEN MEVLANAYI ÇOK SEVİYARUM
herkesi sevmeseni çok istiyarum?
SENİ ÇOK SEVİYORUM!!!
Ben mevlan sözlerine aşığım çok güzel ya???
Mevlana .i Sevgide güneş gibi ol,
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
Hataları örtmede gece gibi ol,
Tevazuda toprak gibi ol,
Öfkede ölü gibi ol, Her ne olursan ol, Ya olduğun gibi görün, Ya da göründüğün gibi ol.
hz.mevlana Ne olurdu, seninle tatlılaşsaydım; yaşayış zaten acı.
Ne olurdu, sen razı olsaydın benden de, herkes kızsaydı bana.
Ne olurdu, seninle aram düzgün olsaydı da, bütün alemlerle aram açılsaydı, dünya yıkılıp yansaydı.
Sen beni sevdikten sonra malın mülkün değeri mi olur? Zaten toprak üstünde ne varsa hepsi de toprak olacaktır.
Alem O’nunla kaimdir ve O’nsuz olan hiçbir şey yoktur. O’nun rızası, rahmeti, bereketi ve tecelisi olmayan hiçbir şeyin değeri yoktur.
hz.mevlana Ne olurdu, seninle tatlılaşsaydım; yaşayış zaten acı.
Ne olurdu, sen razı olsaydın benden de, herkes kızsaydı bana.
Ne olurdu, seninle aram düzgün olsaydı da, bütün alemlerle aram açılsaydı, dünya yıkılıp yansaydı.
Sen beni sevdikten sonra malın mülkün değeri mi olur? Zaten toprak üstünde ne varsa hepsi de toprak olacaktır.
Alem O’nunla kaimdir ve O’nsuz olan hiçbir şey yoktur. O’nun rızası, rahmeti, bereketi ve tecelisi olmayan hiçbir şeyin değeri yoktur.
çok güzelmş ancak bn bi sözünde anlatılanları istemştm karşıma bunlar çıktı ama yine de güzeL
ayıpsız dost arayan dostsuz kalır
insanın kusursuzu ayıpsızı olmaz
H. Mevlana.
Mahmud’dur onun adı,ALAH’dır tek muradı.
İhvanı ve muradını,yaşarlar hep İslamı.
ALAHIM BULDURDU,AYIRMASIN…..
2-
Sen cehenemi beklemesin ama,cehenem seni bekler.
İnsanın neye güldüğünden aklı;Nasıl güldüğünden ahlakı anlaşılır.
gerek yok her sozu laf ile beyana… bir bakis bin soz eder bakistan anlayana…
(insanı ateş değil kendi gefleti yakar herkeste kusur görür kendisine kör bakar neye nasıl bakarsan o sana öyle bakar…)ne güzel demiş mübarek hz mevlana.her sözü benim için çok değerli
cehnem ateşine dayana bileceğin,kadar günah .ağzı veren azığıda verir.
Ben mevlananın sözlerinden en çok şunu beğendim
Sevgide güneş gibi ol
Doslukta ve kardeşlikte akarsu gibi ol
Hataları örtmekte gece gibi ol
Tevazuda toprak gibi ol
Öfkede ölü gibi ol
Her ne olursan ol
Ya olduğun gibi görün
Yada göründüğün gibi
çok güzel ya beden hocamız bizim sınıf hocamız olduğu için bizden mevlananın sözlerinden istedi bende beğendiğim sözleri yazacağım
hepsi birbirinden güzel
mevlana ya sormuşlar AŞK nedir. Ben ol ki bilesin demiş………
çok anlamlı ve güzel sözler.
çok guzel bişe
ÇOK GÜZEL
ÇOK AMA ÇOK GÜZEL SÖZLER.BENÇE HAYATINIZ HEP BU SÖZLERLE GEÇİYOR.BU SÖZLERİN ANLANINA GÖRE
çok güzel sözler hepinizi tebrik ediyorum gönülden
birgün mevlana ben 73 miletle beraberim dedi.bunu duyan ve içerleyen kadı sıracedin yardımcısına derki mevlanaya sor gerçektem demiş mi demişse ona herkesin içinde hakaret et gidip sormuş mevlana dedim demiş yardımcı hakaret etmeye başlamış mevlana ben bu dediklerinlede beraberim demiş
Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün
Hayatını “Hamdım, piştim, yandım” sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 pazar günü Hak’ın rahmetine kavuştu. Mevlâna’nın cenaze namazını vasiyeti üzerine Sadretin Konevi kıldıracaktı. Ancak Sadredin Konevi çok sevdiği Mevlâna’yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayıldı. Bunun üzerine Mevlâna’nın cenaze namazını Kadı Siracedin kıldırdı.
Mevlâna ölümünü yeniden doğuş olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine, yani Alah’ına kavuşacaktı. O nedenle Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen “Şeb-i Arûs” diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-ah, vah-vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu.
“Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız âriflerin gönülerindedir
seni seviyorum
Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.
– Hak’ın bize edep ihsan etmesini isteyelim. Zira terbiyeden noksan olan O’nun lütfuna layık değildir.
– Eğer müşkilerin varsa sabırlı ol. ” Sabır, sevincin anahtarıdır.”
– Noksanını görüp anlayan kimse, kendisini kemale erdirmek için gayret eder. Kendisinin kemalini idia eden, celal sahibi Hak’a yakınlığa layık olmaz.
– Hadini bilirsen kıymetlenirsin. Hak’ı düşün. Hadini aşma.
– Öfkeni tut. Onu kusma ki, ta mahşerde itibarlı olasın.
– Kimde tamah varsa o safa bulmaz. Göz ve gönül tamahla aydınlanmaz.
– Gönülde ferahlığın nakşı iman iledir. İman zayıflığı yeis ve ümitsizlik olur. Sabır iman yüzünden baştacı olur.Sabrı olmıyanın imanı da yoktur.
– Nefsin için akranına haset etme. Zira haset, kötü işlerin en kötüsüdür.
– Güneşe haset eden, onun ışıklarından rahatsız olur.
– Heva ve şehvet yol kesicidir. Zira onlar, Alah yolundan azdırırlar. Bu nefis arzularını kırmak için Hak yolunun gölgesinden daha iyi bir şey yoktur.
sözler hiç bnm tipim dil
çok güzel lan…..
bu siteyi yapandan alah razı olsun…..
ödevime çok yardımcı oldu……..
insanlar gözümüzün önünde can veriyo ama biz öylece bakıyoruz. Ama bunu önleye biliriz biz insanlar her birimizin cebinde 10 lira veya 5 lira yada bilara yokmu belki bu parayla bi çocuğun yada bizim gibi bir gencin hayatını kurtarabiliriz oda elinizden gelmiyosa bi dua etin alah rıza için sizden rica ediyorum
Hz. Mevlana şöyle seslenmiştir insanlığa:
“Yine gel, yine gel, her ne olursan ol yine gel
İster kafir, ateşe tapan, putperest ol yine gel
Bizim bu dergahımız ümitsizlik dergahı değildir
Yüz defa tövbeni bozmuş olsun da yine gel.”
Devamı: .yenimakale.com/wordpres/mevlana-sozleri.html#ixz1Z5lPaKVG2. Mevlana Sözleri
Hz. Mevlana, yeni bir durumsayış ve yeni bir anlayış:
“Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı kidünyanında sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli!”
3. Mevlana Sözleri
Sevgide güneş gibi ol,
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
Hataları örtmede gece gibi ol,
Tevazuda toprak gibi ol,
Öfkede ölü gibi ol,
Her ne olursan ol,
Ya olduğun gibi görün,
Ya da göründüğün gibi ol.
4. Mevlana Sözleri
Ne olurdu, seninle tatlılaşsaydım; yaşayış zaten acı.
Ne olurdu, sen razı olsaydın benden de, herkes kızsaydı bana.
Ne olurdu, seninle aram düzgün olsaydı da, bütün alemlerle aram açılsaydı, dünya yıkılıp yansaydı.
Sen beni sevdikten sonra malın mülkün değeri mi olur? Zaten toprak üstünde ne varsa hepsi de toprak olacaktır.
Alem O’nunla kaimdir ve O’nsuz olan hiçbir şey yoktur. O’nun rızası, rahmeti, bereketi ve tecelisi olmayan hiçbir şeyin değeri yoktur.
5. Mevlana İle İlgili Sözler
Hz. Mevlana’nın kendi bakış açılarını yansıtığı ve amaçlarını açıkladığı sözü:
“Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil.”
6. Mevlana İle İlgili Sözler
Sen, değerinle ve düşüncenle iki aleme bedelsin.
Ama ne yapayım ki kendi değerini blmiyorsun.
Kendini ucuza satma, çünkü değerin yüksektir.
7. Mevlana İle İlgili Sözler
Hz. Mevlana’nın evrensel bakış açısını anlatan bir sözü:
“Tapımızda (yolumuzda) riyazat yok; burada hep lütuf var, bağış var. Hep sevgi, hep gönül alış, hep aşk, hep huzur var burada.”
8. Mevlana İle İlgili Sözler
Bizim Peygamberimizin yolu aşk yoludur.
Biz aşktan doğmuşuz, anemiz aşktır.
Aşk şeriatı, bütün dinlerden ayrıdır.
Aşıkların şeriatı da Alah’tır, mezhebi de.
Bu dünya pazarında sermaye altındır;
Orada ise aşk ve ıslak iki göz.
9. Hz. Mevlana Sözleri
Hz. Mevlana sözlerinin şifa ve gıda oluşunun sırını şu sözlerle açıklaktadır:
“Söz söyleyen kemal sahibi olursa, marifet ve hakikat sofrasını serdi mi, o sofrada her türlü yemek bulunur. Herkes orada gıdasını bulur.”
10. Hz. Mevlana Sözleri
Mesnevi şerhlerinde, Mevlana’nın “ney” ile “insan-ı kamil”i, “kamışlık” ile “elest bezmi”ni, “ateş” ile “ilahi aşk”ı sembolize etiği belirtilmiştir.
“Duy şikayet etmede her an bu Ney,
Anlatır hep bu ayrılıklardan bu Ney.
Der ki; feryadım kamışlıktan gelir,
Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.
Ayrılıktan parçalanmış bir yürek,
İsterim ben, derdimi dökmem gerek.
Şayet aslından biraz ayrılsa can,
Öyle bekler, vuslata ersin zaman.
Ağladım her yerde, hep ah eyledim,
Gördüğüm her kul için, dostum dedim.
Herkesin zanında dost oldum ama; makale
Kimse talip olmadı esrarıma.
Hiç değil feryadıma sırım uzak,
Gözde lakin yok ışık, duymaz kulak.
Aşikardır can-beden, gör insanı,
Yok izin, görmez fakat insan, canı.
Ney sesi tekmil hava; oldu ateş,
Hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş!
Ateş ateş olmuş, dökülmüştür Ney’e,
Cebesi aşkın karışmıştır mey’e.
Yardan ayrı dostu Ney dost kıldı hem,
Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.
Kanlı yoldan Ney sunar hep arzuhal,
Hem verir Mecun’un aşkından misal.
Ney zehir, hem panzehir; ah nerde var,
Böyle bir dost, böyle bir özlemli yar?
Sırı bu aklın, bilinmez akl ile,
Tek kulaktır müşteri, ancak dile.
Sırf keder, gam; giti kaç gün kaç gece,
Geçti yanışlarla günler, öylece.
Geçse günler, korku yok, her şey masal;
Ey temizlik örneği, sen gitme kal!
Kandı her şey, tek balık kanmaz sudan,
Anlamaz olgun adamdan bil ki, ham,
Söz uzar, kesmek gerektir veselam!”
11. Hz. Mevlana Sözleri
Ben sağ olduğum müdetçe Kur’an’ın bendesiyim
Ben, Seçilmiş Muhamed’in yolunun toprağıyım
Eğer birisi benden bundan başka söz naklederse
Ben ondan da bizarım, nakletiği sözlerden de bizarım.
Hasan Ali Yücel’in manzum tercümesi şöyledir:
“Can tende var oldukça kulum Kur’an’a,
Yol toprağıyımPeygamber-i zişana,
Hakımda bunun zıdına söz etse biri,
Vay bu söze, vay böyle diyen insana…”
12. Hz. Mevlana Sözleri
Alah’a tekrar tekrar yemin ederim ki,
Bu mana (Mesnevi),
Güneşin doğduğu yerden, batığı yere kadar bütün dünyayı kaplayacak,
Ve bütün ülkelere ulaşacaktır.
Hiçbir mahfil ve meclis olmayacak ki orada Mesnevi okunmuş olmasın.
Hata o dereceye varacak ki,
Mabetlerde, zevk u safa yerlerinde okunacak;
Bütün miletler bu sözlerle süslenecek ve onlardan faydalanacaktır.
13. Hz. Mevlana Sözleri
Güzel söyle de halk, yüzyılar boyunca okusun.
Tanrı’nın dokuduğu kumaş ne yıpranır, ne eskir.
14. Hz. Mevlana Sözleri
Ben kiliten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki.
Sanır mısın ki benim sözüm sadece bir sözdür.
15. Hz. Mevlana Sözleri
Ey oğul, herkesin ölümü kendi rengindendir. Düşmana düşmandır, dosta dost!
Ayna Türk’e nazaran güzel bir renktedir. Zenciye nazaran o da zencidir.
Ey can, aklını başına devşir. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen, kendinden korkmaktasın.
Gördüğün, ölümün yüzü değil, kendi çirkin yüzün. Canın bir ağaca benzer; ölüm onun yaprağıdır.
İyiyse de senden yetişmiş, yeşermiştir; kötüyse de. Hoş nahoş… gönlüne gelen her şey senden, senin varlığından gelir.
16. Hz. Mevlana Sözleri
Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir.
Nakil, nakdin fer’idir.
17. Mevlananın Sözleri
Sözünü öyle bir izah et ki havas da avam da istifade etsin.
Herkesin aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda anlat.
Söz söyleyen kemal sahibi olursa,
(mağfiret ve hakikat) sofrasını yaydı mı, o sofrada her türlü aş bulunur.
Hiçbir misafir aç kalmaz, herkes o sofrada kendi gıdasını bulur.
18. Mevlananın Sözleri
Güzel üslupla söz söyleyenleriz;
Mesih’in talebesiyiz; nice ölülere tutuk da can üfürdük biz.
19. Mevlananın Sözleri
Surete kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, manaya bak.
Haca giderken hac yoldaşı ara. Ama ha Hintli olmuş, ha Türk, ha Arap.
Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak.
Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı gdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de.
20. Mevlananın Sözleri
Bu dünya zindandır, biz de zindandaki mahkumlarız.
Zindanı del, kendini kurtar!
Dünya nedir? Alah’tan gafil olmaktır.
Kumaş, para, ölçüp tartarak ticaret yapmak ve kadın; dünya değildir.
21. Mevlana’nın Sözleri
İnsan, büyük bir şeydir ve içinde her şey yazılıdır. Fakat karanlıklar ve perdeler bırakmaz ki insan içindeki o ilmi okuyabilsin. Bu perdeler ve karanlıklar; bu dünyadaki türlü türlü meşguliyetler, insanın dünya işlerinde aldığı çeşitli tedbirler ve gönlün sonsuz arzularıdır.
22. Mevlana’nın Sözleri
İnsaf et, aşk güzel bir iştir!
Onun bozulması, güzeliğini kaybetmesi, (insanlardaki) tabiatın kötü niyetli oluşundandır.
Sen, kendi şehvetine ve arzularına aşk adını takmışsın;
Halbuki şehveten kurtulup aşka ulaşabilmek için yol çok uzundur.
23. Mevlananın Güzel Sözleri
Gönlünde Alah sevgisi artı mı, şüphe yoki Alah seni seviyor.
24. Mevlananın Güzel Sözleri
Ben,
İnsanlara faydam dokunsun diye bu dünya zindanında kalmışım.
(Yoksa) hapishane nerede, ben nerede?
Kimin malını çalmışım?
25. Mevlananın Güzel Sözleri
Aynı dili konuşmak, akrabalık ve bağlılıktır.
İnsan, yabancılarla kalırsamahpusa benzer.
Nice Hintli, nice Türk vardır ki dildeştirler (aynı dili konuşurlar).
Nice iki Türk de vardır ki birbirine yabancı gibidirler.
Şu halde “mahremlik (yakınlık) dili” bambaşka bir dildir.
Gönül birliği (gönüldaşlık) dil birliğinden daha iyidir.
Gönülden sözsüz, işaretsiz, yazısız yüz binlerce tercüman zuhur eder.
26. Mevlananın Güzel Sözleri
Pergel gibiyiz; bir ayağımız sımsıkı şeriata bağlı,
Diğer ayağımızla yetmiş iki mileti dolaşıyoruz.
27. Mevlana Özlü Sözleri
Hz Mevlana “Ne Arıyorsan Kendinde Ara”…
Kişinin değeri nedir?
– Aradığı şeydir!
Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki sen cansın.
Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin.
Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki
Aradığın ancak sensin, sen.
Madendeki inciyi aradıkça madensin.
Ekmek lokmasına heves etikçe ekmeksin.
Şu kapalı sözü anlarsan, anlarsın her şeyi;
Neyi arıyorsun, sen osun.
Senin canın içinde bir can var, o canı ara!
Beden dağının içinde mücevher var, o mücevherin madenini ara!
A yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara;
Ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara.
28. Mevlana Özlü Sözleri
Hz. Mevlana “Ben’im Ancak”…
Demedim mi sana, gitme oraya; seni tanıyan, bilen ben’im ancak;
şu yokluk serabında hayat pınarın ben’im.
Kızıp uzaklaşsan da yüz yılık yola gitsen, sonunda dönüp gene bana gelirsin;
son durağın ben’im demedim mi?
Demedim mi sana, dünyanın süsüne razı olma;
senin razı olacağın otağın resamı ben’im ancak.
Demedim mi sana deniz ben’im, sen bir balıksın;
karaya gitme; arı duru denizin ben’im ancak.
Sana, kuşlar gibi tuzağa gitme;
haydi gel, kolundaki, kanadındaki kuvet ben’im demedim mi?
Demedim mi sana, keserler yolunu, soğuturlar seni;
ateşin, coşkun, sıcaklığın ben’im ancak.
Demedim mi, yakıştırırlar sana kötü kötü sıfatlar; sen olursun kaybeden;
halbuki sıfatlarının kaynağın ben’im ancak.
Demedim mi sana; “kulun işi gücü hangi sebeple düzene girer acaba?” deme;
sebepsiz, cihetsiz yaratıcı ben’im ancak.
Gönlünde bir ışık varsa bil bakalım, nerede evinin yolu;
Tanrı sıfatlıysan eğer, bil ki ev sahibin, efendin ben’im ancak.
29. Mevlana Özlü Sözleri
Ey özden habersiz gafil!
Sen hala kabukla öğünüyorsun!
30. Mevlana Özlü Sözleri
Göğsünün içindekini hakiki gönül sanan kimse,
Hak yolunda iki üç adım atı da her şey oldu biti sandı.
Aslında tesbih, secade, tevbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır.
Hak yolcusu aldandı da bunları varacağı konak sandı.
31. Mevlana Özlü Sözleri
Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler.
Her testide ne var? Sen ona bak.
32. Mevlana Özlü Sözleri
Ey Tanrı kitabının nüshası insanoğlu!
Sen, kainatı yaratan Hak’ın güzeliğinin bir aynasısın!
Her şey sensin. Alemde ne varsa, senden dışarıda değil.
Her ne ararsan, onu kendinden iste, kendinde ara.
33. Mevlana İle İlgili Sözler
Kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? Ne olmayacak şey!
Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hak’tan mı? Ne boş zahmet.
34. Mevlana İle İlgili Sözler
Her gün bir yerden göçmek ne iyi!
Her gün bir yere konmak ne güzel!
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş!
Dünle beraber giti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
35. Mevlana İle İlgili Sözler
Yetmiş iki milet kendi sırını bizden dinler. Biz, bir perde ile yüzlerce ses çıkaran bir ney gibiyiz.
36. Mevlana Sözleri
Yapılma, yıkılmadadır; topluluk, dağınıklıkta; düzeltme, kırılmada; murat, muratsızlıktadır; varlık yoklukta. Her şey buna benzer.. öbür zıtlar ve eşler de hep bunlar gibidir.
Birisi geldi, yeri belemeye, sürmeye başladı. *****ın biri dayanamayıp feryat eti.
Dedi ki: “Bu yeri neden yıkıyorsun… Neden yarıyor, dağıtıyorsun?!”
Adam dedi ki: “A ahmak, yürü git.. benimle uğraşma! Sen yapılmayı yıkılmada bil!”
Bu yer, böyle çirkin ve yıkık bir hale gelmedikçe, nasıl olur da gül bahçesi, buğday tarlası haline gelir?
Düzeni alt üst olmadıkça nasıl olur da bostanlık, ekinlik olur, mahsul ve meyve yetiştirir?
Yarayı neşterle deşmedikçe iyileşir, onulur mu hiç?
Ahlatın, ilaçla yıkanmadıkça hastalığın nasıl geçer, nasıl şifa bulursun?
Terzi kumaşı paramparça eder. Bir kimse çıkıp da o sanatını bilen terziye, mevlana sözleri
“Bu canım atlası neden bu hale getirdin, neden kestin; ben kesik kumaşı ne yapayım?” der mi?
Her eski yapıyı yaparlar, yenilerlerken eski yapıyı yıkmazlar mı?
Marangoz, demirci ve kasap da bunun gibi, yeni bir şey yapacakları zaman önce o şeyi yıkıp yakıp harap etmez mi?
O helileyi, belileyi dövmek -de öyledir-, onları adeta telef etmek, bedenin yapılmasıdır.
Buğdayı değirmende ezmeseydin ondan ekmek yapılabilir miydi? Bizim soframızı bezeyebilir miydi?
37. Mevlana Sözleri
Hz. Mevlana’ya sormuşlar “aşk nedir?” diye. Ben ol ki bilesin! demiş…
38. Mevlana Sözleri
“Üzülme der Mevlana ve devam eder; Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun…, Tek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır. Alah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz……. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır..!”
39. Mevlana Sözleri
Ey kardeşim! Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varlığın bunlardandır. Geri kalan sinir ve kemiktir ki, onlar hayvanlarda da vardır.
40. Mevlana Sözleri
Varlık, yoklukta görülebilir. Zenginler, yoksula cömertlik edebilir.
41. Mevlana Sözleri
Dünya uykudaki kişinin gördüğü rüyadır.
42. Mevlana Sözleri
Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.
43. Mevlana Sözleri
Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.
44. Mevlana Sözleri
Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyeceğim kimse olmadığından yalnızım ben.
45. Mevlana Sözleri
Kötülerin kötülüklerine acıyın. Benliğin, kendini görüp beğenmenin etrafında dolaşmayın.
46. Mevlana Sözleri
Akıl, canla idrak sahibi olmuş, canla aydınlanmıştır. Ruh, nasıl olur da aklın tasarufuna girer.
46. Mevlana Sözleri
Taş, taşlıktan çıkıp yok olmadıkça, mücevher olup yüzüğe takılır mı hiç?
46. Mevlana Sözleri
Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.
46. Mevlana Sözleri
Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.
46. Mevlana Sözleri
Pirlik, saçın sakalın ağarması ile elde edilmez. İblisten daha ihtiyar kim var?
46. Mevlana Sözleri
Bal yiyen, arısından gocunmaz.
47. Mevlana Sözleri
Üzülme der Mevlana ..! İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur. . . !
Zeynep Sayılır tarafından eklendi (yorum)
Hz. Mevlana’nın Sözleri
Hz. Mevlana’nın Hayatı
Hz. Mevlana’nın Vasiyeti
360 Derece Mevlana Müzesi’ni Dolaş
Yanmadımki Söneyim
Arama Bulutu: Mevlana Celaletin Rumi sözleri, Mevlananın aşk sözleri, Mevlananın hoşgörü sözleri, Mevlananın önemli sözleri, Mevlananın ünlü sözleri, Hz. Mevlana ile ilgili sözler, Mevlananın dostluk sözleri, Mevlananın tüm sözleri, Hz. Mevlana şirleri, Mevlana’nın ahlakla ilgili sözleri…
Devamı: .yenimakale.com/wordpres/mevlana-sozleri.html#ixz1Z5lZ2NVq
Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Nede Aklımla Severim…Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur… Ben Dostlarımı Ruhumla Severim O ne Durur Nede Unutur…
Akılılık gösterişli bir tuzaktır. Asıl akılığı istiyorsan temiz gönülü ol.