Yazar: umutgeloğlu

Mevlana Sözleri

MEVLANA SÖZLERİ HZ. MEVLANANIN SÖZLERİ Gerek yok her sözü, laf ile beyana… Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana…Hz. Mevlana Bildiğiniz Mevlana Sözlerini Yorum Olarak Yazın Biz Yayınlayalım… 1. Mevlana Sözleri Hz. Mevlana şöyle seslenmiştir insanlığa: “Yine gel, yine gel, her ne olursan ol yine gel İster kafir, ateşe tapan, putperest ol yine gel Bizim bu dergahımız ümitsizlik dergahı değildir Yüz defa tövbeni bozmuş olsun da yine gel.” 2. Mevlana Sözleri Hz. Mevlana, yeni bir durumsayış ve yeni bir anlayış: “Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı kidünyanında sınırını aşmalı. Sınır nedir,...

Devamını Oku

Anıt Nedir? Türkiye'deki Anıtlar

Anıt, önemli bir olayın, önemli bir kimsenin anısını yaşatmak için kurulan bir yapı ya da bir heykeldir. Güzel sanatlar ajanında çağları etkileyebilen tarih eserleri de birer anıttır. Her ülkede savaşlarda ölen askerleri anmak için büyük anıtlar yapılmıştır ve yapılmaktadır. Bu anıtlara meçhul asker anıtı denir. Günümüzde ise savaş anıtları pek çoktur. Paris’teki ünlü Zafer Anıtı, Napolyon’un 1805-1809 yıllarındaki başarılarının hatırasını yaşatmak için yapılmıştır. New York limanının girişindeki Hürriyet Anıtı da, Fransız Amerikan dostluğunu ölümsüzleştirmek amacıyla yapılmıştır. İstanbul’da, Bizanslılardan kalma en önemli anıtlar, Çemberlitaş’daki Çemberlitaş, Sultanahmet’teki Dikilitaş ve Tunç Yılan’dır. Hürriyet Anıtı, Taksim’deki Cumhuriyet Anıtı ve Gülhane parkındaki Atatürk Anıtı da, yakın tarihimizle ilgili anıtlardır. En büyük Türk’ün, Atatürk’ün heykelleri bugün Türkiye’mizin şehirlerini süslemektedir. Çanakkale savaşlarında şehit düşen 250.000 Türk askerinin anısına, Çanakkale’de Hisarlık Tepe mevkiinde 41,70 m yüksekliğinde bir anıt yapılmıştır. Türkiye’de dikilen ilk anıt Ankara’daki Atlı Atatürk Heykeli...

Devamını Oku

Hans Christian Andersen Hayatı, Kimdir?

Hans Christian Andersen (1805-1875) Çocuklar için yazdığı masallarıyla ün kazanmış Danimarkalı bir yazardır. Odense’ de doğdu. Yoksul bir kunduracının oğluydu. Oyun yazarı olmak istiyordu. Çok zayıf, hastalıklı, sessiz bir çocuktu. Az konuşur, sürekli düşünürdü. Evde kuklalar için oyunlar yazar, kendi kendine oynatırdı. Arkadaşları onunla alay ederlerdi. Babası öldüğü zaman Andersen 11 yaşındaydı. Hayatta kimsesiz kalmıştı. Çeşitli işlerde çalıştı, ama hiçbirini benimsemedi. Sonunda Kopenhag’a geldi. Operada çalışmak istedi. Sesi uygun olmadığı için giremedi. Yoksul ve işsizdi. Bu arada birkaç şiiri yayımlandı. Böylece edebiyat alanında sözü geçen kişilerin ilgisini çekti. Tiyatronun dans okuluna kabul edildi. Okul müdürünün yardımıyla kraldan bir gezi ödeneği alarak Avrupa’yı ve doğu ülkelerini dolaştı. 1841’de İstanbul’a da geldi. Şiirlerinde ve oyunlarında bu gezilerini anlattı. Roman ve oyun yazarı olmak isteyen Andersen, bütün dünyada çocuklar için yazdığı masallarla tanındı.”Masallar ve Hikâyeler” adlı kitabı 1835 yılında yayınlandı. Ölümüne kadar yapılan her baskıda bir çok masal ekleyerek kitabını büyülttü. Masalları kısa zamanda 35 dile çevrildi. Türkçeye de çevrilmiş olan bu masallar yeryüzündeki kötülüklerin, yoksulluğun yergisidir. En ünlü masalları ”Kibritçi Kız’’; ”İmparatorun Yeni Elbisesi’’; ”Küçük Çam Ağacı’’; ”Yaban Kuğuları’’; ”Çirkin Ördek Yavrusu’’; ”Cesur Teneke Asker’’; ”Çakmak Kutusu”dur. Bu masalların hepsi çok akıcı bir dille...

Devamını Oku

Anıtkabir Ne Zaman ve Nasıl Yapıldı?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük önder Atatürk için ölümünden sonra yapılmıştır. Ankara’nın Kale’den sonra en yüksek yeri olan Rasat tepe’dedir. Şehrin hemen hemen her yerinden görülür. 10 Kasım 1938 günü, saat 9.05’de bütün milleti yas içinde bırakarak İstanbul’da ölen Atatürk, geçici olarak Ankara Etnografya müzesine konulmuştu. Bu büyük insanın anısını geleceğe ulaştıracak ve Türk milletinin Ata’sına bağlılığını belirtecek bir Anıtkabir için milletler arası bir yarışma açıldı. Yarışmaya 49 proje katıldı. Bunların yarısı Türk, yarısı da yabancı mimarlar tarafından yapılmıştı. Çeşitli milletlerin ünlü mimar ve sanatçılarının bulunduğu seçiciler kurulu (jüri) bunların arasından Ord. Prof. Emin Onat ve Doçent Orhan Arda’nın hazırladığı projeyi seçti. Anıtkabir’in temeli 9 Ekim 1944 ‘te atıldı. Tamamı 20 milyon liraya çıktı. Anıtkabir’de kullanılan sarı ve açık gri taşlar Çankırı çevresinden, mermerler Bilecik’ten, büyük lahdin 42 tonluk tek parça mermeri Adana’nın Osmaniye ilçesinden getirildi. Anıtkabir alanına geniş bir merdivenle girilir. İki yandaki taş kulelerden birine Hürriyet, ötekine İstiklâl adları verilmiştir. Kulelerin önündeki heykellerin birinci grubunda 3 kadın, ikinci grubunda asker, öğrenci ve köylü bir aradadır. Merdivenden sonrası yol, alan ve şeref salonu olarak üç bölümdür. Eti eserlerini andıran heybetli anıtın çevresinde 8 kule yükselir. Bu kuleler Müdafaai Hukuk, Cumhuriyet, İnkılâp, 23 Nisan, Sulh, Zafer, Misakı Millî, Mehmetçik adlarını taşır. Çıkış yolundan sonra, 250 m. uzunlukta olan giriş yolu gelir. Yolun iki yanma aslan heykelleri ve meşaleler sıralanmıştır. Bu yolun sonunda bir basamakla Zafer Alanına çıkılır. Zafer Alanı’nın solunda...

Devamını Oku

Alçı Nedir?

Alçı beyaz bir tozdur. Aslı hidratlı kalsiyum sülfat olan alçı taşından elde edilir. Bu taş, çıkarıldıktan sonra pişirilip, toz haline getirilir. Alçı belli bir oranda suyla karıştırılıp hamur haline getirilince havanın etkisiyle, hızla donmaya başlar; çok geçmeden kurur. Alçı, küçük tamir işlerinde kullanıldığı gibi, heykel, kalıp yapımında da kullanılır. Tıpta kırıkların tedavisinde, dişçilikte kalıp yapımında alçıdan...

Devamını Oku

Kredi Kartı Nedir? Ücreti ve İadesi…

Türkiye’de bankacılık sektörü gelişmekte olan ve uzun zaman bu gelişimini sürdürecek sektörlerden biri. Birçoğumuz hayatımız içinde yer alan bankalardan kredi, kmh, kredi kart vb. ürünleri kullanmaktayız. Genel sorun şu ki her ürün kendilerine ait özellikler taşıyor fakat biz yeterince bu konuda bilgi sahibi değiliz. Bu nedenle sizleri sıkmayacak ölçüde kısaca bu ürünlerden olan kredi kartından bahsedelim. Kredi Kartı Nedir, Ne İşe Yarar, Faiz Oranları Nasıl Belirlenir? Kredi kartı bankaların bizlere belli miktarlar üzerinden tahsis ettiği limitle alışverişlerimizi nakite gerek duymaksızın yapabildiğimiz üzerinde çipi bulunan güvenlikli kartlardır. Direk pos üzerinden ödeme yapabileceğimiz gibi sanal poslar sayesinde alışverişlerimizi internet üzerinden de gerçekleştirebiliriz. Her kredi kartının üzerinde sahibine ve kartın kendisine ait bilgiler barındırır. Kredi kartı sahibinin adı soyadı, kartın numarası (16 hanedir), son kullanma tarihi ve arka yüzeyinde bulunan son üç haneli kredi kartı güvenlik numarası. Bu bilgiler kart sahibine internet üzerinden alışveriş yapmasını sağlarken direk mağazadan pos üzerinden chip and pin uygulaması sayesinde alışveriş yapabiliriz. Pin genelde 4 hanedir ve kullanıcı tarafından belirlenir. Yapılan alışveriş tek taksit ya da taksitli olabilir. Her banka BDDk’nın belirlediği faiz oranları çerçevesinde alışverişten belli oranda faiz kazanır. Buna alışveriş faizi denir. Alışveriş faizi gelen ekstrede harcamaların içinde gösterilir. Bu ekstreler bize iki ödeme türünü gösterir. Bunlardan birisi dönem tutarı, diğeri ise asgari ödeme tutarıdır. Dönem tutarı ekstre kesildikten sonra belirlenen tarihler arasında ödenir. Eğer bu tutar ödenmezse kart gecikmeye girer. Banka alacağını zamanında alamaması...

Devamını Oku

Ahlak, Ahlak Nedir, Ahlak Ne Demek

İnsanın yaradılışında bulunan, aynı zamanda terbiye ve iyi görenekle kazanılan manevi değerlerin hepsine birden ahlak denir. Toplum içinde yaşayan insanların dikkat etmesi gereken kurallar vardır. Bu kurallara uymakla hem içinde yaşadığımız toplumun gelişmesine yararlı olur, hem çevremizde sevilir, hem de hayatta başarılı oluruz. Ahlaklı olmanın en önemli şartları şunlardır: Görev duygusuna sahip olmak; verilen görevi vaktinde, en kusursuz şekilde yapmak; toplum içindeki görgü ve terbiye kurallarına uymak; mevki bakımından olduğu kadar yaşça büyük olanlara, anne ve babaya kesin bir saygı göstermek; küçüklere karşı şefkatli, anlayışlı olmak; başkalarının haklarına kesin bir saygı beslemek; doğruluktan ayrılmamak. Ahlak, felsefenin en önemli kollarından biridir. Ahlak felsefesi iyi ve kötü kavramları üzerindeki değer hükümlerini...

Devamını Oku

Rüyada Deniz Görmek

Deniz günlük hayatta da ferahlamayı ve hatırda kalan hoş anıların canlanması olarak kabul edilmektedir. Genel olarak deniz ve deniz kokusu aklımıza rahatlık ve huzuru çağrıştırmaktadır. Rüyada görülen denizde günlük hayatta denizin bize çağrıştırdığı anlamların büyük bir kısmını içermektedir. Rüyada görülen deniz genel anlamda maddi sıkıntılardan kurtulup manevi sorunlardan uzaklaşmaya yorumlanmaktadır. Bunun yanı sıra rüyada görülen deniz maddi açıdan bakıldığı takdirde bereketi simgelemektedir. Kimi zaman ise yapılacak olan yatırıma ya da alınacak olan mal ya da mülke yorumlanmaktadır.  Kimi zaman ise alınacak olan zamma ya da mal varlığınızın birden artmasına yorumlanmaktadır. Rüyada görülen ve sizin hoşunuza gidecek bir güzellik ise sizin manevi açıdan rahatlamaya kavuşacağınıza yorumlanmaktadır. Denizin dalgalı ya da durgun oluşu ise bu durumu değiştirmemektedir. Her halükarda rüyada görülen deniz manevi bir rahatlamaya yorumlanmaktadır. Tüm bunların yanı sıra manevi açıdan baktığınız taktirde rüyada deniz görmek günahların affolunmasına ya da rüyayı gören kimse kafir ise iman edeceğine de yorumlanmaktadır. Rüyada deniz suyu görülmesi ise genellikle askeri işlere yorumlanmaktadır. Örneğin deniz suyunun normalden daha az olması askeri sorunlara ya da askerdeki kişi sayısının yani askerin azalmasına yorumlanırken deniz suyunun artışı ise bu durumun tam tersine yorumlanmaktadır. Denizin üzerinde ürümek ise normal yaşam da uçuk bir fikir gibi görülmekle birlikte rüyada böyle bir durumun varlığı oldukça hayra yorulup kimi yorumcular tarafından imanın artmasına yorumlanmaktadır. Bunun yanı sıra rüyada yürümek imkansızı başarmak gibi görüldüğü için zor işlerin üstesinden gelmeye veya rahatlamaya da yorumlanmaktadır. ...

Devamını Oku

2213 Yurt Dışı Lisansüstü Burs Programı

TÜBİTAK, 2213 kodlu “Yurt Dışı Lisansüstü Burs Programı”nı başlattı. Yurt dışında doktora yapmak isteyen öğrenciler bu program sayesinde yıllık 60.000 dolara kadar burs alabilecekler. Programa katılabilmek ve burs imkanından yararlanabilmek için: * lisans öğrenimini tamamlamış veya lisans öğreniminde son sınıfa geçmiş ya da * lisansüstü programına kayıtlı veya bir yüksek lisans programını tamamlamış olmak gerekmektedir. Programa katılabilmeniz için yurt dışındaki okuldan kabul edilmiş olmanıza gerek yok. Başvurular 11 Ekim 2013 tarihine kadar devam edecek. TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanı (BİDEB) Yrd. Doç. Dr. Murat Özoğlu, programa katılacak olan öğrencilerin dünyanın en iyi üniversitelerinde ve araştırma merkezlerinde doktoralarını tamamlama imkanına sahip olacaklarını belirtti. Programa katılacak öğrencilerin yurt dışında en iyi üniversitelere yerleşmeleri için TÜBİTAK tarafından gerekli destek sağlanacak. Programa katılan öğrencilere bazı konularda ayrıca ek maddi destekte sağlanacak (öğrenim harçları, sağlık sigortası, dil seviye tespit sınavları, yaşam giderleri, vize bedelleri vb.). Program başvuruları 12 Ağustos – 11 Ekim 2013 tarihleri arasında TÜBİTAK internet sitesi üzerinden gerçekleştirilecek. 2213 Yurt Dışı Doktora Burs Programı Alanları: * Elektronik – Elektromanyetik Malzemeler* Lazer Teknolojileri* Optik Algılayıcılar* Nanoteknoloji* Sistem Mühendisliği* Uzay Aracı Sistem Tasarımı* Bilgi Güvenliği* Nükleer Enerji* Enerjik Malzemeler* Malzeme Teknolojileri* Biyomalzemeler* Yenilenebilir Enerji Kaynakları* Enzimler ve Mikrobiyal Biyoteknoloji* Hayvan ve Bitki Biyoteknolojisi* Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi* Yazılım Doğrulama ve Geçerleme / Yazılım Geliştirme Metodolojileri / Yazılım Gereksinim Mühendisliği / Yazılım Tasarım* Güvenlik ve Güvenilirlik Mühendisliği* Uydu / Uzay Aracı Yönelim Belirleme ve...

Devamını Oku

Rüyada Köpek Görmek

Rüyada görülen kişi, hayvan ya da nesnelerin anlamları rüyaya göre farklılık göstermektedir. Rüyada görülen köpek de birden çok anlamı ifade edebilmektedir. Bu anlamlar rüyalara özgü olarak değişiklik göstermektedir. Rüyada görülen köpek genellikle bir düşmanı temsil etmektedir. Bunun yanı sıra rüyada köpek görmek bazen günah işlemeye olan meğili ifade etmektedir. Köpek düşmanı nitelendirdiği için eğer bir kimse rüyasında bir köpeği yendiğini ya da öldürdüğünü görürse düşmanını yeneceğine ya da ondan üstün geleceğine yorulmaktadır. Rüyada görülen köpeğin cinsi de rüyanın yorumunu değiştirmektedir. Bunun yanı sıra rüyada yavru köpek görmek ise iyiye delalettir ve sevimli bir çocuğa işaret etmektedir. Köpeğin yanı sıra rüyada görülen köpek maması da farklı durumları ifade edebilmektedir. Köpek maması çoğu zaman sizin kendi becerilerinizi ya da bir konu hakkında olan becerilerinizin gelişeceğine yorulmaktadır. Rüyada görülen köpek her zaman kötüye yorulmaz mesela gördünüz köpek küçük bir enik ise güçlü dostluklar kuracağınızı da ifade etmektedir. Eğer ki gördüğünüz köpek siyah renkli ise bu durum sizden ziyade sizin arkadaşlarınızı ifade edip onların gölgeleri olarak yorumlanmıştır. Eğer ki rüyanızdaki köpek sizin evinizde ise bu durum sizin aile bağlarınızın güçlü olduğunu işaret etmektedir. Rüyada çoğu kimse köpek görmektedir ve görülen köpeklerin durumları da rüyaların çeşitliliğine ve farklı yorumlanmasına yol açmaktadır. Yukarıdaki durumların yanı sıra bir kimse şayet rüyasında köpekle beraber havladığını ya da uluduğunu görürse bu kimsenin isteklerine kavuşacağına işaret etmektedir. Daha da farklı durumlardan bir diğeri ise köpeğin gelip sizin elinizi yalamasıdır....

Devamını Oku

Askerlik ve Askerlik Süresi

Askerlik Özel kanunlara göre savaş sanatını öğrenmek ve yapmak görevine askerlik denir. Her erkek yurttaş, belli bir yaştan sonra bu görevi yapmak zorundadır. Yalnız ordu beslemeyen bazı çok küçük devletlerde askerlik yoktur. II. Dünya Savaşı’na kadar Amerika Birleşik Devletleri’nde sadece isteyenler askere alınırdı. Bugün de aynı kural geçerlidir. Her Türk erkeği 20 yaşına girdiği yılın birinci gününden, 48 yaşına girdiği yılın birinci gününe kadar, 26 yıllık bir süre için askerdir. Bu süreye askerlik çağı denir. Askerlik çağı yoklama, görevlilik (muvazzaflık), ve yedeklik olmak üzere üçe ayrılır. Son yoklamada sağlam, sakat ve çürükler ayrılır. Sakatlar geri hizmete alınır. Çürükler  askere  alınmaz. Öğrenim yapanların askerlikleri ertelenebilir. Üniversite ve yüksekokulu bitirenler sınav puanına ve ihtiyaca göre yedek subay, bitirmeyenler er olarak askere alınır. Silahlı Kuvvetlerin Yönetimi Günümüze kadar kurulan bütün Türk devletlerinde silahlı kuvvetlerin yönetimi hükümdara ait olagelmiştir; hükümdarlar doğrudan doğruya başkomutanlık etmiştir. Bugün de Türk ordularının başkomutanı cumhurbaşkanıdır. Anayasamız şöyle demektedir: «Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin manevi varlığından ayrılmaz ve cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur.» Fiilen silahlı kuvvetlerimizin komutan genelkurmay başkanıdır. Genelkurmay başkanı, bakanlar kurulunun teklifi üzerine cumhurbaşkanı tarafından atanır; görev ve yetkileri özel bir kanunla düzenlenmiştir. Genelkurmay başkanlığının görevleri şunlardır: 1) Savaş konusunda hükümetin müşavirliğini yapmak;2) Savaş hazırlıklarıyla uğraşmak;3) Kara, deniz ve hava kuvvetlerini barış ve savaş zamanında yönetmek. Askere alınan erler askerlik şubesinde toplanır, giydirilir. Er eğitim merkezlerine yollanır. Burada askerliğin ana ilkeleri öğretilir. Askere alınanlar gerekli savaş silahlarını ve...

Devamını Oku

Parazitler (Asalaklar) Nedir? Asalak Bitkiler ve Hayvanlar

Parazitler – Asalaklar Nedir? Başka bir canlının içinde veya üstünde yaşayan canlılara asalak (parazit) denir. Asalaklar bitki veya hayvan olabilir. Genellikle üzerinde yaşadığı canlılara zararlı olur, çeşitli hastalıkların meydana gelmesine yol açarlar. Asalak Hayvanlar İnsanlar için zararlı olan asalak hayvanları vücudun içinde ve dışında yaşayanlar olarak ikiye ayırabiliriz. Vücudun içinde yaşayanların başlıcaları tenya, oksiyür, askaris ve trişindir. Uyuz böceği denen asalak da derinin içinde yaşar. Vücudun dışında yaşayan asalaklar ise, bit, pire, tahtakurusu gibi hayvanlardır. Bu asalaklar hastalıkları insandan insana aşılamak bakımından çok zararlıdır. Bitler tifüsü, pireler vebayı taşır; fakat kendileri taşıdıkları hastalığın mikrobundan zarar görmezler. Barsak solucanı diye bildiğimiz askaris (veya askarid) genellikle insanların ve atların bağırsaklarında yaşar. Boyları yaklaşık 15-30 cm olur. İnsanda mide ve karın ağrılarına, sindirim bozukluklarına yol açan bu asalağın yumurtaları çiğ yenen ve iyi yıkanmayan sebze ve meyvelerle insana geçer. Karın ağrısına, sindirim bozukluklarına yol açarlar. Trişin denen asalaklar insanda «trişinoz» denen hastalığa sebep olur. Trişin insana domuz etiyle geçer. Trişinoz olan hastalarda beyin ve barsak iltihapları görülür. Tenya da bağırsaklarda yaşayan bir asalaktır. Asalakların bazıları sürekli, bazıları da geçici olarak asalaktır. Yukarıda saydıklarımız sürekli asalak hayvanlardır. Pireler, geçicidir: Beslenmek veya yumurtlamak için asalak olurlar. Bazı sinekler de yumurtalarını bırakmak için zaman zaman asalaklık eder. Küçük olsun büyük olsun bütün canlılar bu istenmeyen misafirlerin ziyaretine konu olurlar. İnsanın kan, kas ve başka organlarına dadanan 150 çeşitten fazla asalak vardır. Köpeklerde 40 çeşit, kurbağada...

Devamını Oku

Araba Çeşitleri, Yük Arabası, Binek ve Süs Arabaları

Araba Nedir? Tekerlek üzerinde giden, hayvan gücüyle, elle ya da motorla yürütülen taşıma aracına araba denir. Çağımızın motorlu araçlarının işini eskiden hayvanların çektiği arabalar görürdü. Bugün kullanılan motorlu araçlar bile, hayvanların çektiği arabaları ortadan kaldıramamıştır. Tekerlek bulunmadan önce, insanlar yaptıkları ilkel  taşıtları öküz ve mandalara çektirdiler. Tekerlek bulunmadığı için bu taşıtlar sırığa koşulur, bu sırığın ortasına yük koymak ve binmek için bir yer yapılırdı. Bunlar çok ağır gider, gıcırtılı sesler çıkarırdı. İlk tekerlek Orta Asya’da bulundu ve bu buluş büyük bir devrim yarattı. İlk tekerlekli  arabaların tekerlekleri parmaklı değildi. Tek parça olup, ağaçtan yapılırdı. Bugün bu tip tekerlekler, Anadolu da kullanılan kağnılarda vardır. Tekerleğin dünyaya yayılışından sonra, ulaştırma, taşıma işlerinde gittikçe hızlanan bir gelişme başladı. Mısırlılar, Yunanlılar, Romalılar arabalara ayrı biçimler verdiler. Savaşlar için özel arabalar yapıldı. Asurlular, Sümerler, Hititler savaş arabası kullandılar. Zamanla arabaların biçimleri değişti, tekerlekler parmaklı olarak yapıldığı gibi dört tekerlekli arabalar görülmeye başlandı. Ağır yük taşıyan arabalar ancak Ortaçağ’da yapılabildi. XVII. yüzyıl ortalarına doğru araba kullanmak genelleşti; yaygın bir hal alması ise XVIII. yüzyıl ortalarında olabildi. O zaman uçak, tren ve otobüsler bulunmadığı için yolculuk at sırtında yapılırdı. Sonraları posta arabaları kullanılmaya başladı. Demiryolları kuruluncaya kadar yolculuk posta arabalarıyla yapıldı. Araba Çeşitleri XIX. yüzyılda arabalar çok gelişti ve güzelleşti. O çağlarda, hiçbir yerde bugünkü asfalt ve beton yollar yoktu. Biçimsiz, tümsek ve çukurlarla dolu yollarda yaysız arabalarla yolculuk yapmak çok yorucuydu. Yayın bulunması, arabaların birden...

Devamını Oku

Rembrandt Harmenszoon Van Rijn

Rembrandt Harmenszoon van Rijn “Işığın ve gölgelerin ressamı” olarak bilinmektedir. 1606-1669 yılları arasında yaşayan Hollandalı ressam ve baskı ustasıdır.   Rembrandt’ın Bazı Eserleri: Lazarus’un Yükselişi (1630)Meditasyondaki Filozof (1632)Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi (1632)Belşassar’ın Ziyafeti (1635)Danae (1636)Gece Devriyesi (1640-42)Susanna ve Yaşlılar (1647)Değirmen (1650)Banyosunda Betşeba (1654)Açık Kapıda Duran Kadın (1656-57)Yakup’un Melekle Savaşı (1659)Aziz Petrus’un İnkârı (1660)Yahudi Gelini...

Devamını Oku

Anneler Günü Tarihi

Anneler Günü Tarihi Birçok uluslarda her yıl mayısın ikinci pazar günü Anneler Günü olarak kutlanmakta; o gün annelerin toplum ve insanlık hayatındaki kutsal yeri ve önemi belirtilmektedir. Böylece insanlık ailesinde ortak bir anneler bayramı doğmuş bulunmaktadır. Bu geleneğin ilk kurucusu Jarvis adında duygulu bir genç kızdır. Jarvis, Amerika’nın Philadelphia şehrinde yaşayan orta halli bir ailenin kızıydı. 1906 yılında annesi öldüğü zaman hayatının en büyük yıkıntısına uğradı. Ona öyle geliyordu ki, annesinin ölümünden sonra dünyanın bütün düzeni bozulacaktır. Kendisini bu karanlık düşünceye kaptıran genç kız, bütün bir yılı üzüntü içinde geçirdi. Annesi 1906 yılının 6 mayıs günü ölmüştü. Jarvis 1907 yılının 6 mayısında bütün yakın arkadaşlarını toplayarak annesini andı ve her yılın 6 mayısını annesinin günü olarak kutlamayı arkadaşlarına teklif etti. Arkadaşları bu düşünceyi kabul ettiler. Derken o çevrede Jarvis’in propagandası sonucu, her mayıs ayının ikinci pazarı anneler günü olarak kabul edildi. Bu akım kısa bir süre içinde haklı taraftarlar buldu. 1912 yılında Teksas valisi, bu akımı resmî bir niteliğe ulaştırdı. Her yılın mayıs ayının ikinci pazar günü anneler günü olarak kabul edildi. Böylece anneler günü doğmuş oldu. Kısa süre içinde bütün Amerika eyaletleri, her yılın mayısının ikinci pazar gününü Anneler Günü olarak kabul ve ilân ettiler. Anneler Günü düşüncesi, kısa zamanda, Avrupa’ya ve Uzak Doğu’ya geçti. 1923 yılında, başta Almanya olmak üze re, birçok Avrupa ülkeleri, anneler için yılın bir gününü adamayı uygun gördüler. Böylelikle duygulu bir genç kız...

Devamını Oku

Hekimlik Nedir? Hekimlik Tarihi

HEKİMLİK NEDİR? Hekimlik sağlığın korunması ve hastalıkların iyileştirilmesi görevini üzerine almış olan bilim dalıdır. Hekimlik öğreniminin süresi yurdumuzda lise öğreniminden sonra 6 yıldır. Bu 6 yılın sonunda tıp fakültesinden diploma alan bir kişi hekimlik görevine başlayabilir. Ama hastalıkların çeşitliliği ve gün geçtikçe artan araştırma gereçlerinin ve her alanda ilerlemelerin oluşu hekimlikte de çeşitli dallarda uzmanlaşma zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle günümüzde hekimin iç hastalıkları, sinir hastalıkları, göz, kulak, burun, boğaz, cerrahi gibi bir dalı seçerek orada uzmanlaşması ve yalnızca bu alanda çalışması zorunlu hale gelmiştir. HEKİMLİK TARİHİ Hekimliğin Milattan çok önceki zamanlarda da bulunduğunu görürüz. O zamanlar, tedavi amacıyla canlı insanların kafatasları açılırdı. İlk önceleri hekimlik teşhisle uğraşmadan yalnızca hastalıkların tedavisiyle ilgilendi. Bu işi kabile şefleri, krallar, ozanlar ve özellikle din adamları yapıyordu. Milattan önce 1500 yıllarında deri döküntülerine ve bazı belirtilere bakarak hastalıkların teşhisine çalışıldığı Mısır papirüslerinden anlaşılmaktadır. Ama, gerçek hekimlik Milattan önce 460-370 yılları arasında yaşayan büyük hekim Hippokrates‘le başlar. Hipokrates hastalıkların başlama şekillerini, izledikleri yolu ve sürelerini, normale göre olan değişiklikleri, idrar, büyük abdest ve kusmukların gözle görülebilen özelliklerini inceleyerek bu konuda bir de eser yazmıştır. İnsan organlarını keserek açma ve inceleme de bu çağlarda başlar. Hippokrates’ten sonra birkaç yüzyıl kadar tıp alanında herhangi bir yenilik olmamış ve bu arada Hıristiyanlığın, kutsal şeylere saygısızlık sayarak, insan organları üzerindeki çalışmaları yasaklaması hekimliğin ilerlemesini engellemiştir. 980 ile 1037 yılları arasında yaşamış olan İbni Sina zamanının en büyük tıp...

Devamını Oku

Anglosakson Nedir, Ne Demek? Anglosaksonlar Kimdir?

V. ve VI. yüzyıllarda Roma askerlerinin İngiltere’den ayrılmasından sonra adaya yerleşen Germen asıllı Angl, Saks ve Jut kabilelerine genel olarak Anglosaksonlar adı verilir. Bu üç kabile bugünkü İngiliz ulusunun çekirdeği olmuştur. İngiltere’ye ilk gelenler Jutlar’dı. Jut kabilesi, Danimarka’nın Jutland yarımadasından geldi. Adanın yerlileri olan Britonlar’ın baş düşmanları İskoçları yenmelerine yardımcı olduktan sonra Britonlar’a karşı da savaş açıp adanın Kent, Wight adası ve Hampshire bölümlerini ele geçirdiler. Jutlar’ın bu başarısını gören diğer kuzeyli komşuları Saksonlar da adaya gelip güney İngiltere’yi aldılar. Angllar ise orta ve kuzey İngiltere ile İskoçya’nın güneyine yerleştiler. Anglosaksonlar İngiltere’ye yerleştikten sonra küçük küçük krallıklar kurdular. Bu krallıkları 830 yılında Wesse Kralı Egbert birleştirmek istedi. Öbür krallıkları zorla kendine bağladı. Büyük Alfred de 878’de Danimarka’dan gelen saldırıları durdurdu. O da İngiltere’yi birleştirmek için büyük çaba gösterdi. Ondan sonra gelen krallar, Büyük Britanya Kralı sanını taşıdılar. Anglosakson adıyla anılan Germen boyları, Britanya adasına ilk yerleştikleri zaman puta tapıyorlardı. Ancak VI. yüzyılın sonlarına doğru Hıristiyanlığı kabul ettiler. Anglosaksonlar, 1154 yılma kadar Anglosakson dili denilen bir dil kullanıyorlardı. Bu dil, Germen dillerinin batı kolunun aşağı bölümünde kullanılan bir dildi. Anglosaksonlar, kendilerine göre bir hukuk sistemi de kurmuşlardı. Buna göre para cezaları, hapis cezalarından fazlaydı. Ağır suçlar için ölüm cezası da uygulanıyordu. Bu sistem, V. – VIII. yüzyıllarda yaşayan kralların uyguladığı esaslara...

Devamını Oku

Arkeoloji, Kazı Bilimi Nedir?

Arkeoloji, eski zamanlardan, eski uygarlıklardan kalma yapıları, şehir kalıntılarını, anıtları, eşyaları ve sanat eserlerini bulup inceleme bilimidir. Bu yüzden, eski çağlar konusunda bilinenleri doğrulayarak ya da yanlışları düzelterek, bilinmeyenlere de ışık tutarak tarihe yardımcı olmuştur. Bir bakıma arkeoloji için tarihi masal olmaktan kurtaran bilim denebilir. Arkeoloji, kazı bilimi veya kazıbilim; kazı vb. yöntemlerle ortaya çıkarılan tarihi yapıtları kültürel, sanatsal ve tarihsel yönden inceleyen bir bilimdir. Türkçe’ye yanlış bir şekilde “kazıbilim” olarak çevrilmiş olsa da, kazı arkeolojik araştırma yöntemlerinden sadece bir tanesidir. Arkeoloji asıl olarak insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler. (Wikipedia) “Arkeoloji” sözcüğü, Yunanca arkheeos eski ve logos (bilim) sözcüklerinin birleştirilmesiyle türetilmiş bir sözcüktür ve “eskinin bilimi” anlamını taşır. Türkçe’de ise bu bilim tarihi yapıtların bulunma yöntemine atıfta bulunarak, “kazı bilimi” adını almıştır. Eski yapıt bilimi de denilebilir. (Wikipedia) İnsanlar çok uzun bir zamandan insanlar çok uzun bir zamandan beri geçmişi anlamak, öğrenmek için çaba göstermişlerdir. Bununla birlikte, arkeolojiyi bugünkü durumuna getiren ve temellerini kuran çalışmalar çok yakın zamanlarda yapılmıştır. XVIII. yüzyılda Fransa’da ve Almanya’da bazı bilginler eski eserleri düzenli ve tutarlı bir biçimde nasıl incelemek gerektiğini ortaya koymuşlardı. XIX. yüzyılda ise bilginler çok sayıda kazı yapmaya ve eserler bulmaya başladılar. Yüzyılımızda da hem kazı yapma yollarında hem de bulunanları değerlendirmede önemli adımlar atıldı. Anadolu’da ilk kazı 1871’de Truva’da yapıldı. O tarihten I. Dünya Savaşı’na kadar süren dönemde Alacahöyük, Kargamış, Boğazköy, Zincirli, Sakça gözü kazılarında önemli...

Devamını Oku

Med Cezir Nedir? Gel-Git Olayı Nedir?

Güneşin, uyduların birer çekim kuvveti vardır. Bunlar dünyaya uzak olduğu için pek etkili olmazlar. Ama ay çok yakınımızda, güneş de çok büyük olduğu için çekim kuvvetlerinin etkisiyle dünya üzerindeki sular alçalıp yükselir. Bu olaya gel-git (med cezir) denir. Suların alçalması inme, yüksel­mesi de kabarma olarak adlandırılır.Küçük, kapalı sularda gel-git olayı hafif geçer. En büyük göllerde bile inme ve kabarma 5 cm’yi geçmez. Ancak, okyanus kıyılarında çok şiddetli olur. En yüksek kabarma Kanada kıyılarında görülür ve 21 m’yi bulur. İnsanlar gelgit olayının ayla ilgili olduğunu binlerce yıldan beri bilir­lerdi. Ancak, bu olay İngiliz fizikçisi Newtonun XVII. yüzyılda evrensel çekim kanununu...

Devamını Oku

Unnatural İnbound Links Nedir? Çözümü?

“Unnatural İnbound Links” uyarısı gerçekten dikkate almanız gereken çok önemli bir sorundur. Uyarının size gelmesiyle birlikte internette mutlaka çözüme yönelik araştırmalar yapacaksınız ancak kayda değer herhangi bir bilgiye ulaşamayacaksınız. Çünkü ben hiçbir şey bulamadım. Ancak uzun uğraşlar sonucunda sorunu gidermeyi başardım. İnternette bulabileceğiniz açıklamalarda bu sorunun genelde “blog backlink, profil backlink vb.” seo paketleri satın almanın yol açtığı söyleniyor. Ancak ben buna katılmıyorum. Çünkü siteniz için bu çalışmalar başkaları tarafından da gerçekleştiriliyor olabilir. Eğer site çok yeni değilse Google’ın buna izin verebileceğini sanmıyorum. Ancak uygulayacağınız ilk işlem sonucunda başarı sağlayamazsanız sitenize başka siteler üzerinden verdiğiniz linkleri kaldırmanız sizi çözüme ulaştırabilecektir. Ancak bu işlem ikinci aşama. Unnatural İnbound Links Nedir? Bu uyarı bir sitenin birden çok alt sayfasından aynı siteye link çıkışı yapmasından dolayı gönderilir. Örneğin sitenizde 100 alt sayfa varsa ve siz 10 alt sayfadan siteadi.com sitesine link çıkışı yaptıysanız bu sorunla karşılaşabilirsiniz. İlk bakışta bu sorun tanıtım yazısı satan bütün sitelerde ortaya çıkar gibi görünebilir ancak tanıtım yazısı satan siteler 100 alt sayfanın her birinden farklı sitelere link çıkışı yaptıklarından dolayı bu sorunla karşılaşmazlar. Unnatural İnbound Links Çözüm Sorunun çözümü ve sitenizin bu cezadan kurtulmasının en kolay yolunu şu şekilde tarif edebilirim: 1. Eğer site alt sayfalarınızdan herhangi bir siteye çok sayıda link çıkışı yapmışsanız bu linkleri hemen kaldırmalısınız. Linkleri nofollow vermeniz çözüm olmayacaktır. Aklınıza gelmeyen ama sitenizden bu şekilde link çıkışı yaptığınız çok sayıda sayfa olabilir. Bu...

Devamını Oku

Maya Takvimi 21 Aralık 2012

Maya Takvimi, 12 Ağustos 3113 tarihinde yapılmış olan ve 21 Aralık 2012 tarihinde dünyanın sonunun geleceğini iddia eden bir takvimdir. 21 Aralık 2012 tarihinde İzmir’in Şirince ve Fransa’nın güneyindeki Bugarach köylerine herhangi bir şey olmayacağı düşünülmektedir 🙂Peki gerçekten de kıyamet mi kopacak? Dünyanın sonu geldi mi? Kıyamet kopacaksa saat kaçta kopacak? Öncelikle belirtmemiz gerekirki kıyametin ne zaman kopacağını ve dünyanın sonunun ne zaman geleceğini Allah (cc)’tan başka hiçkimse bilemez. Sabah Gazetesi’nin yapmış olduğu haberde kıyamet saatinin 13:11 olduğu belirtiliyor. Ancak konu sonuna da NASA ve Diyanet İşleri’nin bu tür haberlere inanmamaları gerektiği yönünde açıklama yaptıklarını da ekliyorlar. 21 Aralık...

Devamını Oku

Polat Alemdar Öldü mü?

POLAT ALEMDAR ÖLMEDİ… Kurtlar Vadisi Pusu’nun merak içinde beklenen bölümünde herkes Polat Alemdar’ın ölüp ölmediği sorusuna yanıt aradı. Ancak izleyenler aradıkları cevabı bulamadı. Bir önceki bölümde keskin nişancı tarafından vurulan Polat Alemdar’ın önüne yığıldığı ev füzeyle havaya uçuruldu.Polat Alemdar’ın Öldüğünü Düşündürenler: * Polat Alemdar’ın cesedi arabaya konuldu ve morga kadar getirildi.* Herkese öldüğü söylendi ki bunların için Polat Alemdar’ın annesi de var.* Polat Alemdar’ın özel yaşamında yeni evlenmiş olması. Polat Alemdar’ın Yaşadığını Düşündürenler: * Polat Alemdar’ın yüzü hiç gösterilmedi.* Bir halk kahramanının ölümü bu kadar basit olmamalıydı.* Polat Alemdar’ın Türkiye’ye dönebilmesinin bir yolu da öldüğünün düşündürülmesi. Bu sayede Polat, Türkiye’ye dönebilir.* Dizinin bu haftaki bölümünde ortaya çıkan gizemli maskeli fedai Polat Alemdar ile hemen hemen aynı boyda.* Polat ölürse dizi biter. Bize göre Polat Alemdar, yeni evlendiği için bir süre tatil yapıyor 🙂 Polat Alemdar, maskeli fedai olarak Türkiye’ye döndü ve Memati suikasti ile bağlantısı olan İhtiyar Heyeti’ne ihanet eden Sencer Bey’i ortaya çıkartarak İhtiyar Heyeti tarafından da affedilmiş olacaktır. Polat Alemdar’ın önümüzdeki bölümde olmasa da ondan sonraki bölümde ortaya çıkacağını...

Devamını Oku

Piramitler Nasıl İnşaa Edildi?

Piramit denilince akla ilk olarak Mısırlılar gelmektedir. Piramitlerin günümüzde pek çok özelliği keşfedilmiş olmasına karşın bu harika yapıların nasıl inşa edildiği konusunda kesin bir fikir söz konusu değildir. İnşa edilen merdiven basamağı şeklindeki bu yapıların pek çok esrarengiz özelliği de bulunmaktadır. Piramitler, Mısır krallarının yani Firavunların mezarları temel alınarak inşa edilen binalar olup Firavun’un mezarının bulunduğu odaya sadece doğduğu ve tahta çıktığı günlerde Güneş’in girdiği saptanmıştır.Bunun yanı sıra piramit içerisine konulan yiyeceğin uzun bir süre bozulmadan kalması ya da konulan sütün bir süre sonra kendiliğinden mayalanıp yoğurt olması gibi pek çok sebebi bilinmeyen olayların olması da o döneme ait...

Devamını Oku

Mum Yapımı, Mum Nasıl Yapılır? (Video)

Eskiden aydınlatma açısından oldukça yaygın olarak kullanılan mum bugün sadece aydınlatma amacı ile değil hoş koku vermek amacıyla da evlerde, güzellik ve terapi salonlarında ve benzeri yerlerde sıklıkla kullanılmaktadır. Mum üretiminde temel olarak parafin ve stearin kullanıldığı gibi balmumu kullanılarak da mum üretmek mümkündür. Parafin ve stearin ile mum üretmek için; 1 kg parafin kısık ateş üzerine alınan tencereye konulup yavaşça eritilir. Katılaşmayı sağlamak için tenceredeki parafin üzerine 100 g stearin eklenir ve homojen bir karışım elde edilinceye kadar karıştırılır. Mumunuzun renkli olması için bu karışım üzerine mum boyası ilave edilerek gene eşit dağılım sağlanılıncaya kadar karıştırılır. Kokulu mum sevenler için de bu aşama oldukça önemlidir. Bu aşamada istediğiniz kokuya ait uçucu yağdan (esansı) bir iki damla ekleyerek mumunuza istediğiniz kokuyu verebilirsiniz. Farklı ebat ve şekillerde temin edebileceğiniz mum kabınıza ipten oluşan fitili yerleştirerek tenceredeki karışımı kaba boşaltın. Soğuduktan sonra buzdolabında bekleterek iyice dondurun. Donduktan sonra mum kullanıma hazırdır. Balmumu kullanarak da kokulu ya da kokusuz mum üretmeniz mümkündür. Balmumu kullandığınız takdirde stearin kullanmanız gerekmemektedir. Büyük tencerenin içine su koyun ve suyun üzerine de küçük bir tencere yerleştirin. Böylece evinizde küçük bir kaynar su banyosu elde edin. Küçük tencere içerisine balmumunu koyun ve yavaşça eritin. Balmumu ile mum yaparken sıcaklığı bir termometre ile ölçün ve termometre 70 dereceyi gösterdiği zaman balmumunu fitilini hazırladığınız mum kabına boşaltın ve soğuması için 7-8 kadar oda ısısında bekletin. Sonrasında 20 dakika da buzdolabında...

Devamını Oku

Güneş Saati, Nedir, Nasıl Yapılır?

Güneş Saati Nedir? İnsanların zamanı bilme arayışı ve merakı doğrultusunda tarih boyunca pek çok adım atılmıştır. Bu konuda bulunan ve bir zaman göstergesi olarak kullanılan ilk unsur ise Güneş saati olarak bilinmektedir. Geçmişte icat edilen hemen hemen her şey astrolojiye bakılarak ya da doğal hayatın taklit edilmesi sonucunda oluşturulmaya çalışılmıştır. Bunlara bir örnek teşkil eden Güneş saatlerinin çalışma mekanizmasındaki ana unsuru da Güneş oluşturmaktadır. Günümüzde bilinen en eski Güneş saatinin icadı ise M.Ö 1500 yılına dayanmaktadır. Mısırlılar tarafından icat edilen Güneş saati sadece Mısırlılar tarafından değil pek çok medeniyet tarafından da kabul görüp kullanılan bir zaman göstergesidir. Mısırlılara benzer...

Devamını Oku

Bahçe Toprağı Fiyatları

Toprak, bitkinin sağlıklı bir şekilde gelişim gösterebilmesi için oldukça önemlidir. Bitkilerin topraktan ihtiyaç duyduğu mineral farklı olacağı için her bitkinin toprağı da farklılık gösterecektir. Toprak bitkinin tutunmasını da sağladığı için kaliteli bir toprak hem bitkinin durmasını sağlayacak hem de bitkinin tam gelişimini destekleyecektir.Bu açıdan bakıldığında bahçe hazırlanmadan önce dikkat edilmesi gereken en önemli etken topraktır. Bu nedenle ekimini yapacağınız bitkilerin özelliklerini de göz önünde bulundurarak bahçe toprağı seçmelisiniz. Bahçe toprağı temin ederken oldukça geniş bir fiyat yelpazesi sizlere sunulacaktır. Bu konuda dikkat edilecek en önemli unsur ise bahçenizde ne tür bir bitki yetiştireceğinizdir. Çünkü toprak içerisinde yer alan vitamin ve mineraller sizin bitkiniz için gerekli ise ekimini yapığınız bitki büyüyüp gelişecektir. Bu nedenle bahçe toprağı temin ederken dikkat etmeniz gereken ilk unsur, toprağın içeriği olmalıdır. Fiyat yelpazesi toprağın ihtiva ettiği maddelere göre değişkenlik göstereceği için ne tür bir bitki ekiyorsanız ona uygun toprağı seçerseniz hem boş yere fazladan para harcamazsınız hem de bitkinizin gelişip büyümesini keyifle izleyebilirsiniz. Tüm bunların yanı sıra organik tarım için de bahçe toprağı oldukça önemlidir. Kaliteli ve hava alan bir bahçe toprağı organik tarım yapmak isteyenler için önem arz edebilir. Ayrıca organik tarım için temin edilecek tohumun kalitesi de önem taşımaktadır. Temin edeceğiniz bahçe toprağında katkı maddeleri de bulunabilir. Bu nedenle satın aldığınız yerden toprağın özelliklerini isterseniz; üründe ne kadar katkı maddesi ne kadar mineral ve vitamin olduğunu görebilirsiniz. Bahçe toprağı fiyatlarındaki farklılık bulunduğunuz il,...

Devamını Oku

Dış Cephe Asansörü

İnsan zekasının pratik ürünlerinden olan asansör sistemleri, günümüzde dış cephede ya da binaların iç mekanlarında kullanılan tasarımlardır. Bu ürünler geçmişte insan gücü ya da hayvan gücü kullanılarak çalıştırılırken günümüze gelindiğinde bu gücü elektrik ile çalışan mekanik aletler almıştır. Orta çağların başından beridir kullanılan bu ürünler; geçmişten günümüze aktarılan, dikey yönde hareket ederek ağırlıkları kaldırmak için oldukça kolaylık sağlayan dolap şeklindeki tasarımları oluşturmaktadır.  17. yy’a gelindiğinde ise bilim adamları tarafından insan gücü kullanılmadan basınçlı hava ile çalıştırılabilen tasarımlar oluşturulmuştur. İnsan ya da yük kaldırmak için kullanılan bu tasarımların adı, Fransız bilim adamları tarafından asansör olarak 19 yy’da koyulmuş ve bu...

Devamını Oku

Keyif Veren Dekorasyonlar

1. Keyif Veren Dekorasyonlar, Tasarımlar 2. Keyif Veren Dekorasyonlar, Tasarımlar 3. Keyif Veren Dekorasyonlar, Tasarımlar 4. Keyif Veren Dekorasyonlar, Tasarımlar 5. Keyif Veren Dekorasyonlar, Tasarımlar 6. Keyif Veren Dekorasyonlar, Tasarımlar 7. Keyif Veren Dekorasyonlar, Tasarımlar 8. Keyif Veren Dekorasyonlar, Tasarımlar 9. Keyif Veren Dekorasyonlar, Tasarımlar 10. Keyif Veren Dekorasyonlar,...

Devamını Oku

Afrika Mangosu (African Mango)

Gün geçmiyorki yeni bir zayıflatıcı ürün ortaya çıkmasın. Bu seferde Afrika Mangosu (African Mango) denilen ve zayıflamaya yardımcı olduğu söylenen bir ürün girdi piyasaya. Afrika Mangosu, ABD’de çok ünlü olan Doktor Mehmet Öz’ün bir televizyon programında afrika mangosu meyvesinden övgüyle bahsetmesi üzerine satışlarında patlama yaşandı. Dr. Mehmet Öz ne dedi?“Hemen herkesin elinin altında olması gereken mucize bir meyve var. Bu meyve ile sizi çok zorlayan diyet programlarıyla ya da egzerzislerle uğraşmasanız bile kilo verme durumunuz var. Kolestrol ve şekeri düşüren, enerji veren, içeriğinde birçok vitamin bulunan Afrika Mangosunu herkese tavsiye ederim.” Doktor Mehmet Öz‘ün bu sözlerinden sonra deyim yerindeyse...

Devamını Oku

Televizyonun Zararları

Şuan evinde televizyon olmayan hiçbir aile yoktur hemen hemen. O kadar hayatımıza soktukki televizyonu, adeta bir parçamız haline geldi televizyon. Telefonda aynı şekilde, evinde telefon olmayan var mı? Sabit telefon olmasa mutlaka cep telefonu var.21. yüzyılın vazgeçilmez aletlerinden biri olan televizyonu nasıl kullandığınıza bağlı olarak hem yararı olabiliyor hemde zararı. Mutlaka sizde duymuşsunuzdur televizyona “aptal kutusu” dendiğini. Şuan toplumumuzun içinde bulunduğu durumda bu deyimi doğrular nitelikte. Şunu belirtmeden edemeyeceğim. Televizyon özü itibariyle yararlıdır, doğru kullanan için yararlıdır. Peki bizler televizyonu doğru kullanabiliyor muyuz? Hayır. Zaten televizyon kanalları buna imkanda vermiyorlar. Günde 3 saatinizi televizyon başında geçirdiğinizi düşünelim. Sadece 3 saat. Ayda 90 saat yapar. Bir yılda ise 1080 saat. Bu da tam olarak 45 gün demek. Kaç saat uyuyoruz peki. Ortalama bir uyku süresi yaklaşık olarak 8 saat. Ayda 240 saat. Bu da yılda 2880 saat yapıyor. Uyku süremizde bir yılda 120 gün. 120 + 45 = 165 Yani arkadaşlar 1 yılın neredeyse yarısını uyuyarak ve televizyon izleyerek geçiriyoruz. Ne büyük bir zaman kaybı! Amerikan Pediyatri Akademisi’nin televizyon ve çocuklar konulu araştırmasına göre 2 yaşın altındaki çocuklara “kesinlikle” televizyon izlettirilmemeli. Televizyonun Zararları İşte bu aptal kutusu televizyonun zararları: * Televizyon insanları tembelliğe itmektedir. Televizyon karşısında saatlerce hareketsiz kalmak obeziteye neden olabilmektedir. Ekrandan yayılan ışınlar leptin ve ghrelin adlı hormonlarda dengesizlik yaratarak, yağ birikmesine neden oluyor. Liverpool Üniversitesinin araştırmasına göre de, televizyondaki yiyecek ve içecek reklamları, çocukların abur cubur yemelerini...

Devamını Oku

Torba Yasa (Vergi Affı) Süresi Uzatıldı

Kamuoyunda ‘Torba Yasa’ olarak bilinen 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılacak başvuru ve ödeme süreleri 30 Nisan 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2011/1713 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bir ay uzatıldı. Ancak bu uzatma, bazı ödeme sürelerini kapsamıyor.VERGİ BORÇLARI Yargı aşamasında olan ihtilaflı (kesinleşmemiş) vergi ve cezalar için, 2 Mayıs 2011 olan başvuru süresi 31 Mayıs 2011 Salı gününe (bu tarih dahil) kadar, ilk taksit ödeme süresi ise 30 Haziran 2011 Perşembe gününe kadar (bu süre dahil)...

Devamını Oku

Bir Resmin Fiyatını Neler Belirliyor?

* İsmi ve konusu olan resim yaklaşık % 30 daha pahalı olabiliyor. Çünkü resmi satın alan kişi, aynı zamanda resmin hikayesini de satın alıyor. Bir olayı, bir kurguyu, anlamlı bir bütünü de satın almış oluyor. Bundan dolayı ismi ve konusu olan resimler daha yüksek fiyatlara satılabiliyor.* Çok dar ve uzun resimler genellikle tercih edilmiyor. Resmin büyüklüğü ise genel olarak fiyatını arttırıyor. Belli bir büyüklükten sonra, fiyat artışı yine var ama artış oranı düşüyor. * Resimin neyin üzerine yapıldığı konusu da çok önemli bir fiyat unsuru. Resim kağıt üzerine yapılmışsa 50 sene sonra problemler çıkabiliyor. Kanvas üzerine yapılmış resimlerin mukavvadan daha pahalıya, mukavvanın da kağıttan daha pahalı olduğu görülmektedir. * Sulu boya, yağlı boya, guaj ve karma tekniklerin kulanımı da resmin fiyatını etkilediği görülüyor. Genel olarak karışık tekniğin resim fiyatını arttırdığı görülüyor. Mürekkeple yapılmış resimlerin diğer tekniklerle çok fiyat farkı olmadığı görülüyor. * Ressamın tarzı oryantalist mi, minimalist mi, dışa vurumcu mu? Toplam kaç resim yapmış? Ölmüş mü, yaşıyor mu? Bunlar önemli. Bir ressamın dönemleri de önemli, sanat eleştirmenlerine göre aynı ressamın bazı eserleri diğerlerinden sanat açısından daha...

Devamını Oku

Glamble Poker (Facebook)

Facebook’ta Glamble Poker oyunu çıktı. Oyuna 25m ile başlıyorsunuz. Texas Holdem Poker oynayanlar bunun ne kadar yüksek bir chip miktarı olduğunu bilirler. Texas Holdem Poker’ 1000k ile başlanırken 25m ile karşılaştırma bile yapılmaz.Oyunu oynayabileceğiniz facebook adresi: Glamble Poker (Facebook) Şimdi bazılarınız kızacaktır, neden böyle bir şeyi paylaşıyorsun, insanları neden kumar oynamaya sevkediyorsun diye. Merak etmeyin amacım tamamen farklı: Gördümki Texas Holdem Poker oynayanlar ben kumarbaz değilim, kumara eğilimli değilim derken tamamen kendilerini aldatıyormuş. Çünkü bir süre sonra bu oyuna alıştıkça alışıyorlar ve oynamadan duramaz hale geliyorlar. Ellerinde chip kalmayınca çok yüksek ücretler karşılığında chip satın alıyorlar. 25m için en...

Devamını Oku

Kredi Kartı Faiz Oranları

Merkez Bankası kredi kartı faiz oranlarında 1 ocak 2011 itibariyle indirim öngörmüştür. Yeni oranlar TL bazında % 2,44 ten % 2.26 ya ABD doları için % 2,54 yerine % 2,02, Avro için de yüzde 2,30 yerine % 1,90 olarak belirlendi.Yeni Makale Express...

Devamını Oku

Örgü Makinesinin Aşk Hikayesi

Örgü makinesi bulunmadan önce bütün örgüler el ile yapılıyordu. O zaman için örgü işleri geniş bir iş kolu durumundaydı. Örgü denilince akla gelen ilk ülkelerden biri İngiltere’ydi.İngiltere Kraliçesi I. Elisabeth (1533-1603) zamanında William Lee adlı bir papaz bu iş kolunda örgü işçisi olarak çalışan bir kızı sevmişti. Ama sevdiği kız o kadar çok çalışmak zorundaydı ki William Lee ile konuşacak zaman bulamıyordu. Bu durumdan çok rahatsız olan Lee bunun için bir çözüm aradı ve dünyada ilk olarak örgü makinesini yaptı. Böylece sevgilisi örgü makinesiyle daha az zamanda ama eskisiyle aynı miktarda iş yapabilecekti. Lee ve sevgilisi bu makine ile bir çorap ördüler ve Kraliçeye bunu armağan ettiler. Ancak Kraliçe bu çorabı beğenmedi. Bunun üzerine ipek bir çorap daha örerek Kraliçeye armağan ettiler ve Kraliçeden de örgü makinesi için patent istediler. Kraliçe makinenin örgü iş koluna zarar vereceğini düşünerek makineye patent vermedi. William Lee, bunun üzerine Fransa’ya geçerek oradan buluşuna patent almaya çalıştı. Ancak patent başvurusu burada da kabul görmedi. Buluşuna patent alamadan William Lee öldü. William Lee’nin ölümünden çok fazla zaman geçmeden birçok kişi de yeni örgü makineleri üretti. Bildiğiniz gibi günümüzde bu iş neredeyse tamamen makinelerle yapılmaktadır. Ancak bir gerçek var ki o da William Lee, sevgilisini daha uzun süre görebilmek için örgü makinelerinin temelini atmıştır. Ancak buluşu kendisinin ölümünden sonra değer...

Devamını Oku

Ramazan Ayı

Yeryüzünde bir milyarı aşkın Müslüman için kutsal bir ay olan Ramazan veya Ramazan ayı, Hicri takvime göre yılın dokuzuncu ayı. İslamiyet’te Ramazan, oruç tutma ayıdır ve kutsal kabul edilir. Ramazan ayı, İslamiyette Hicri takvimin kullanılmayıp Güneş takvimini kullanıldığı dönemde Temmuz-Ağustos aylarına, yani yılın en sıcak dönemine denk gelmesinden ileri geldiği söylenilebilir. Ramazan; yaz aylarının sonunda ve güz mevsiminin başında yağan ve yerdeki tozları temizliyen yağmur anlamındadır. Bu yağmur, nasıl yeryüzünü yıkayıp tozlardan temizliyorsa, Ramazan ayı da mü’minleri günahlardan öylece temizler. Diğer bir anlamı da yanmaktır. Buna göre Ramazan ayı oruçlunun günahlarını yakarak yok eder demektir. Her iki mananın birleştiği nokta; oruçlunun bu ayda günahlardan arınacak olmasıdır. Oruç ayı olan Ramazan-ı Şerif, feyizli bir hayatın yaşandığı mübarek bir mükafat ayıdır. Oruç, fazileti ve asli gayesi daimi bir ibadet şuuru içinde nefs engeliyle mücadele etmek ve nefsi baskı altında tutarak te’sirini asgariye indirebilmektir. Ramazan ayının 27. gecesi Kadir Gecesi’dir. Kadir gecesi ile ilgili Kur’an’ın 97. suresi olan Kadir Suresinin ilk üç ayeti şöyledir:“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” Ramazan ayından önceki hicri ay Şaban, Ramazan’dan sonraki ay ise Şevval ayıdır. Bakara Suresi’ne göre Kur’an’ın İslam peygamberi Muhammed’e gönderilmesi Ramazan ayında başlamıştır ve bu ay içinde “oruç” tutmak müslümanlara emredilmiştir. İlgili ayet şöyledir: O Ramazan ayı rı irşad için, hak ile batılı ayırt eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur’an onda indirildi. Onun için sizden...

Devamını Oku

2013 Pedagojik Formasyon Veren Üniversiteler

Mezunlar için pedagojik formasyon eğitimi sertifika programı açılan üniversiteler 2011 PEDAGOJİK FORMASYON VEREN ÜNİVERSİTELER YÖK toplam 53 üniversiteye, 12 bin 500 kişilik pedagojik formasyon programı açma izni verdi. Bilindiği üzere, eğitim fakültesi dışındaki bölümlerin öğretmen olabilmesi için bu programı alması gerekmektedir. Diğer taraftan, YÖK; verilen kontenjanların yüzde 20’sinin MEB’in ihtiyaç duyduğu rehber, okul öncesi, sınıf, ingilizce, din kültürü ve ahlak bilgisi, teknoloji ve tasarım, türk dili ve edebiyatı, müzik, matematik zihinsel engelliler sınıf öğretmenliğine ayrılmasını istedi. Diğer taraftan YÖK, bir sonraki eğitim döneminde pedagojik formasyon programlarının, MEB’in ihtiyaç duyacağı alanlarla sınırlı olacağının da ipucunu verdi. 2011 -2012 ÖĞRETİM YILI PEDAGOJİK FORMASYON SERTİFİKA PROGRAMLARI 22/09/2011 tarihli Yükseköğretim Genel Kurul toplantısında; Yükseköğretim kurumlarımız bünyesinde mezun durumda olan öğrenciler için yürütülen pedagojik formasyon sertifika programlarının Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 80 sayılı Kararı (Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Eğitim kurumlarına Öğretmen Olarak Atanacakların Atamalarına Esas Olan Alanlar ile Mezun Oldukları Yükseköğretim Programları ve Aylık Karşılığı Okutacakları Derslere İlişkin Esaslar) eki çizelgede yer alan yükseköğretim programlarından pedagojik formasyon programını tamamlayanlar koşulunun yer aldığı programlar için uygulanmak üzere 2011-2012 eğitim-öğretim yılında, a)Aşağıda yer alan üniversitelerde karşılarında gösterilen kontenjanlar dahilinde Pedagojik Formasyon Sertifika Programı açılması uygun görülmüş, -Abant İzzet Baysal Üniversitesi 200 -Adıyaman Üniversitesi 200 -Adnan Menderes Üniversitesi 200 -Ahi Evran Üniversitesi 200 -Akdeniz Üniversitesi 200 -Ankara Üniversitesi 400 -Anadolu Üniversitesi 400 -Atatürk Üniversitesi 400 -Atılım Üniversitesi 200 -Bahçeşehir Üniversitesi 200 -Balıkesir Üniversitesi...

Devamını Oku

Sony Ericsson Yazılım Güncelleme

Bilindiği gibi tüm telefonlar belli bir yazılımla piyasaya sürülürler ve zamanla sistemlerinde bazı hatalar oluşmaya başlar. Hem telefonumuzu bu gibi hatalardan arındırarak ömrünü uzatmak hem de en son çıkan sürümlerle telefonumuzu donatmak adına belli aralıklarla telefonumuzu güncellemeliyiz. Resimli olarak anlatacağım güncellemeyi uygularsanız telefonunuz daha sağlıklı çalışacaktır.Öncelikle bu sürüm Sony Ericsson markasının aşağıdaki modelleri için geçerlidir: * W200i, W300i, W550i, W580i, W610i, W700i, W710i, W800i, W810i, W850i, W880i, W900i, W910i, W950i, W960i * Z300i, Z310i, Z520i, Z530i, Z550i, Z600, Z610i, Z710i, Z800i, F500i, GC85, J300i * K300i, K310i, K320i, K500i, K510i, K530i, K550i, K600i, K610i, K700i, K750i, K790i, K810i *...

Devamını Oku

Dünyanın En Önemli Nehir ve Akarsuları

Amazon Nehri, taşıdığı su bakımından dünyanın en büyük, uzunluk bakımından da dünyanın ikinci nehridir. Büyük Okyanus yakınlarında, And dağlarından doğar. Doğuya doğru akarak Atlas Okyanusu’na dökülür. Uzunluğu 6299 km, denize taşıdığı su saniyede 120000 m3’tür. devamı…Don Nehri, Doğu Avrupa’dadır. Azak denizine dökülen nehir, İvan gölünden doğar, uzunluğu 1967 km’dir. Eski Türkçede nehrin ismi Tın yani sacma olur. devamı… Kongo Nehri, Afrika’nın Ekvator bölgesinde, 4370 km uzunluğunda bir nehirdir. Denize, saniyede 80000 m3 su akıtır. Zaire ile kuzey ve doğudaki komşuları arasında sınır çizen Kongo nehri, hemen bütün kollarını Zaire’den alır. devamı… Mississippi ve Missouri Nehirleri, Kuzey Amerika’nın en önemli...

Devamını Oku

Volga (İdil) Nehri

Volga (İdil) Nehri, Avrupa’nın en büyük nehridir. Bütünüyle Rusya topraklarında akan nehrin uzunluğu 3684 km’dir. Üzerinde birçok barajlar olan ve çok önemli kollarla beslenen nehir, çok geniş bir delta yaparak Hazar denizine dökülür.Volga’nın yatağı üzerinde beş adet baraj bulunur. Bu barajlardan Volgograd Baraj Gölü’ndeki santral, dünyanın belli başlı hidroelektrik tesislerinden biridir. Volga Havzası, 1.360.000 km²’lik bir alanı kaplar. Aynı zamanda Rusya’nın nüfusunun büyük bölümü bu havzada yaşar. Bölge ulaşıma elverişlidir. Volga kışın üç ayında donar. Bu zaman zarfında da nehirden karayolu olarak faydalanılır. Dünyanın En Önemli Nehir ve...

Devamını Oku

Tuna Nehri

Tuna Nehri, Avrupa’nın en önemli nehirlerinden biridir. Almanya’da Karaorman dağlarından doğar, Avusturya, Macaristan, Yugoslavya’dan geçtikten sonra Romanya’dan Karadeniz’e dökülür. Uzunluğu 2860 km’dir. Bunun büyük kısmı nehir gemilerinin işlemesine elverişlidir.Tuna nehri coğrafi bakımdan üçe ayrılır: Kaynağından Gönyü’ye kadar Yukarı Tuna (988 km), Gönyü’den Turnu Severin’e kadar Orta Tuna (860 km) buradan nehir ağzı Sulina’ya kadar Aşağı Tuna (931 km). Kaynağından denize döküldüğü noktaya kadar toplam 10 ülkenin topraklarını katetmektedir. Dünyanın En Önemli Nehir ve...

Devamını Oku

Nil Nehri

Nil Nehri, “Nil” sözcüğü (Arapça: an-nīl) Yunanca “nehir yatağı” anlamına gelen Neilos sözcüğünden gelmektedir. Antik Mısır Dili’nde, nehir iteru diye adlandırılmıştır. İteru, “büyük nehir” anlamına gelir. Dünyanın en uzun nehridir.Batıdan Victoria gölüne dökülen Kagera Nehri Nil’in başlangıcıdır. Nil’in en uzak kaynağından başlayarak uzunluğu 6688 km’dir. Nil, Victoria gölünden çıktıktan sonra Bahr-ül-Gazal adını alır. Doğu’dan gelen Bahr-ül-Arap koluyla birleşince Beyaz Nil adını alarak kuzeye doğru akmasına devam eder. Hartum’da, Mavi Nil ile birleştikten sonra Nil adını alır.  Mısır’ı kuzeye doğru baştan başa geçen Nil, Dimyat yakınlarında çok geniş bir delta yaparak Akdeniz’e dökülür. Nil üzerindeki Asvan barajı dünyanın en büyük barajlarından biridir. Havzası Afrika  kıtasının onda birini kaplar. Dünyanın En Önemli Nehir ve...

Devamını Oku

Mississippi ve Missouri Nehirleri

Mississippi ve Missouri Nehirleri, Kuzey Amerika’nın en önemli nehirleridir. Bütüniyle Amerika Birleşik Devletleri topraklarında akarlar. Ülkenin kuzeybatısında doğan Missouri, doğuda St. Louis’de, göller bölgesinden gelen Mississippi’ye katılır.Missouri’nin, Mississippi’ye katıldığı yere kadar olan uzunluğu 4370 km’dir. Mississippi’nin kendi uzunluğu 4100 km’dir. İki nehir birleştikten sonra Mississippi adıyla akmaya devam ederler. Mississippi – Missouri’nin uzunluğu 6230 km’dir. (Mississippi’nin, Missouri’ye katılmadan önceki bölümü bu rakamın dışındadır). Dünyanın En Önemli Nehir ve...

Devamını Oku

Kongo Nehri

Kongo Nehri, Afrika’nın Ekvator bölgesinde, 4370 km uzunluğunda bir nehirdir. Denize, saniyede 80000 m3 su akıtır. Zaire ile kuzey ve doğudaki komşuları arasında sınır çizen Kongo nehri, hemen bütün kollarını Zaire’den alır.Bir dönem Zaire Nehri olarak da anılmıştır. Orta Batı Afrika’nın en uzun nehridir. Dünyanın en uzun 8. nehridir. Ekvator  çizgisini iki kez kesmektedir. Afrika kıtasında debisi en yüksek nehirdir. Dünyanın En Önemli Nehir ve...

Devamını Oku

Don Nehri

Don Nehri, Doğu Avrupa’dadır. Azak denizine dökülen nehir, İvan gölünden doğar, uzunluğu 1967 km’dir. Eski Türkçede nehrin ismi Tın yani sacma olur.Don nehrine adını, 17. yy’da buraya gelip verimli topraklara yerleşen Don Kazakları vermiştir. Dünyanın En Önemli Nehir ve...

Devamını Oku

Amazon Nehri

Amazon Nehri, taşıdığı su bakımından dünyanın en büyük, uzunluk bakımından da dünyanın ikinci nehridir. Büyük Okyanus yakınlarında, And dağlarından doğar. Doğuya doğru akarak Atlas Okyanusu’na dökülür. Uzunluğu 6299 km, denize taşıdığı su saniyede 120000 m3’tür.En önemli kolu Madeira (3500 km) nehridir. Amazon’un ağzındaki çeşitli adaların en büyüğü 42000 km2 yüzölçümü olan Marajo’dur. Nehrin ağzından binlerce kilometre içerilere doğru çeşitli büyüklükte gemiler işler. Taşıdığı su miktarı Mississippi, Nil, ve Yangtze  Nehirlerinin taşıdıkları suların toplamından fazladır (tüm dünya nehirlerinin taşıdığı suyun yaklaşık % 20-25 ini taşıdığı sanılmaktadır). Dünyanın En Önemli Nehir ve...

Devamını Oku

Mimar Sinan'ın Büyük Aşkı ve Mihr-ü Mah

Osmanlı’nın büyük cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın ve büyük aşk’ı Hürrem Sultan’ın bir kız çocuğu gelir Dünya’ya. Efsane bir aşk’ın meyvesidir bu çocuk ve bu yüzden belki efsane aşkların en temeline, en masalsı olanına ithafen ismi Mihrimah konulur Mihr-ü Mah Farsça’da Güneş ve Ay demektir. Zaman hızla geçmiş Mihrimah Sultan büyümüş 17 yaşına gelmiştir ki, o zamanlar için evlendirilmesi uygun olan bir yaştadır. İki talibi olur, biri Diyarbakır valisi Rüstem Paşa dır, diğeri ise saray’ın baş mimarı Mimar Sinan…   Padişah biricik kızını Rüstem paşa ile evlendirir. Sinan evlidir ve 50 yaşındadır ama bilinen odur ki Mihrimah Sultan’a deliler...

Devamını Oku

TEB Mıknatıs Kredi

Bugunlerde reklamlarda çok defa görmeye başladığımız bir reklam var ki sanırım hepimizin ihtiyacı olan bir krediyi içeriyor. ’’Mıknatıs Kredi’’. Anladığım kadarıyla hepimizin bu krediye ihtiyacı var. Çünkü Türkiye’de hemen hemen herkesin en az 3 – 4 kredi kartı var ve hayat şartları nedeniyle neredeyse artık asgarilerini bile ödeyememeye başladık. Bir kredi çekeyim hepsini kapayım sadece aylık krediye ödeme yaparım diye düşünüyorsanız bu kredi tam size göre. Ayrıca 2 ay taksit erteleme imkanıda bulunmakta. Kredi Türü Kredi Tutarı Kredi Vadesi (Ay) Faiz Oranı Aylık Taksit Tutarı Toplam Masraflar Aylık Maliyet Oranı Yıllık Maliyet Oranı TEB İhtiyaç Kredisi 10,000 TL 12 %1.07 902 TL 80 TL %1.36 %16.27 10,000 TL 24 %1.07 484 TL 88 TL %1.31 %15.66 10,000 TL 36 %1.07 346 TL 100 TL %1.29 %15.47 Kredi 12 (1yıl) 24 (2yıl) 36 (3yıl) ay geri ödeme seçeneklerini sunuyor.Örnek tabloda görüleceği gibi faiz oranı aylık 1.07.Bu oran okadar düşük ki aslında bankların yapılandırma olarak nitelidikleri faiz oranlarından kat ve kat düşük.Ayrıca masraf olarak görülen rakamlar ise dosya masrafı ve ferdi kaza sigortasından oluşuyor.Tutar 10.000 Tl üzerinden hesaplanınca toplamda 10.000 Tlye 36ay için 2457 tl faiz ödüyosunuz.Ödediğiniz faiz,vade ve kullandığınız kredi tutarı düştükçe daha da...

Devamını Oku
  • 1
  • 2