Dün yine rutin ve seni düşünerek geçirdiğim acılı bir günün ardından toplu taşıma araçlarına binmiş eve gidiyordum, bulduğum ilk kuytu köşeye oturdum, kimseyi görmek istemiyordum tek istediğim şey seni düşünmekti.

Sponsor Bağlantılar

Neden neden neden…

Hemen elimi çantama attım telefonu kaptığım gibi beni en iyi anlayan arkadaşımı aradım. Sadece o sorgulamıyordu bizi neden niçin bittiğini. Haksızlıkları, mutsuzlukları hiç sorgulamıyordu, beni üzmek istemiyordu. Diğer insanlar gibi bencilce, empati kurmadan; “yeter üzülme unut artık şunu“ deyip kenara çekilmiyordu. Aslında bunu diyenlerinki bencillik değildi sadece anlamamaları üzüyordu beni.

Sadece o dinliyordu beni ve yanımda olmaya çalışıyordu, sıkıldığı da oluyordu ama hiç hissettirmiyordu.
Ben olsam hayatta o kadar tahammül edemez, insanların üzüntülerini paylaşsam bile bu kadar sabır gösteremezken o hep yanımda oldu.

Hemen konuya girdim çok acı çektiğimi, unutamadığımı söyledim!
Her zaman ki rutin konuşmalarımızın tekrarıydı, ya da ben öyle sanıyordum ta ki o ana kadar…

Ağzından çıkan ilk söz; “bir aydan fazla oldu biliyorsun değil mi?“ oldu!
Önce duraksadım, (ne bir ayı! o bana dönecek, dönsün, dönmeli diye içimde patlayan bir ateş ) beklentiler insanı nasılda tüketiyor!

Kim demiş; “Bir umuttur insanı yaşatan“ diye!

O umut dedikleri şey darmadağın etti beni!

Sahi bir aydan fazla olmuştu.

Aslında bunu ben zaten biliyordum ama sanırım hala kabullenemediğimden olacak ki kendime itiraf edemiyordum!

39 gün, 39 gece sensiz mi kaldım ben! Senin sesini duymadan mı uyudum,  sen artık hayatımda yok muydun?

Olmuyor işte olmuyor kabul edemiyorum ben bu ayrılığı.

Aslında iş yerinde gün içinde güldüğüm, arkadaşlarımla sohbet ettiğim olmuyor değildi, ama bunları senin yaptığını düşünmek beni deli ediyordu.

Ben gülebilirdim çünkü yüzüm gülse de içim kan ağlıyordu ama sen aslaaa!
Çünkü, ben gülersem kafam dağılsın diye yapıyordum bu eylemi ama sen takmadığından yapacaktın, eğer üzgünsen oturup ağlamalı isyan etmeliydin, sinemaya gitmemeliydin mesela, hayattan kopmalıydın. Ben ölüyorsam sen de ölmeliydin.

İşte bir psikopatlık örneğiyle daha karşı karşıyayız!

Sonunda bana da kafayı yedirttin ya hadi geçmiş ola…

Sevgiler
Hilal BAYAR