Aile, kan bağlarıyla birbirine bağlı, tek bir haneyi oluşturan, karı, koca ve çocuklardan oluşan medeni kanunun uygun gördüğü duygusal bir kurumdur.Türkiye de aile kavramına çok önem verilmektedir. Ülkemizde aileye verilen önem diğer ülkelere göre üç kat daha fazladır. Son yıllarda giderek zayıflamakta olan, aile kurumuna gereken önemi vermek hem yetişkinler hem de çocuklarımız için sağlıklı bir geleceğe adım atmanın en doğru yolu olacaktır. Eskili yıllarda Anadolu’da resmi nikahsız çok eşli bir evlilik vardı. Bu da çocuklar ve kadınlar, hatta toplumun büyük, sorunları olarak karşımıza çıkarken, Türk medeni kanunun getirdiği resmi nikah kadın ve çocukların savunucusu olup ardında plansız çoğalan çocuk sayısını azaltmış olup daha bilinçli, eğitimci gençler ve planlı nüfus olarak karşımıza sunmuştur.
Ailede eğitim çok önemlidir. Anadolu’da, akraba evliliklerinden doğan fiziksel ve zihinsel özürlü çocukların dünyaya getirilmesi eğitimsizlikten ileri gelmektedir. Bu tür vaka ile karşılaşmış eğitimli ailelerin bile çocuklarının geleceğine bakma açısı farklıdır. Çocuklarını uzman eğitimcilere teslim ederek belki de sokaklarda dilenen yavrularımızı daha az göreceğiz ve özürlü hayatı, hayata katacağız. Aile bu konuda eğitimcilerin arka planındaki yardımcılarıdır.
Ailede anne, babanın çocuklarını hayata verimli olarak katma rolü çok büyüktür. Öncelikle eşler birbirine hoşgörülü olmalıdır. Mutlu ve aynı anne ve babadan yetişen çocuklardan daha iyi verimler görüyoruz. Boşanmış ailelerin çocuklarında psikolojik sorunlar görülüp topluma uyum sorunu görüyoruz. Şunu da göz ardı etmemek gerekir. Birçok yakınlık bağlarını yitirmiş, çocuklar ve toplum için sürdürülmek zorunda kalan evliliklerden de çocuklardan pek fazla verim elde edilmez. Eşler evde kavga etmemelidir, birbirlerinin eksiklerini örn, senin ailen benim ailem gibi sorunları kesinlikle evin dışında sohbet ederek uzlaşamadıkları konuları iki medeni insan gibi uzlaşarak konuyu tatlıya bağlamalıdırlar.
Eşler arasında sadece duygusal ve ekonomik yakınlaşma degil, fikir ve düşünce yakınlaşmaları olmalıdır. Yeri geldiğinde çocuklarında fikirlerine katılarak onlar üzerinde olumlu etkiler bırakacaktır. Çocuklarımızla yaşı gereği oyun oynamalı, dinlemeliyiz, okul ve iş başarılarında teşvikler vererek yanında olmalıyız. Evladım kötü arkadaş ya da kötü madde, sigara alkol, gibi kötü alışkanlıklardan uzak dur demek yerine bunları kullanmayarak bizler örnek olmalıyız. Çocuklar, hayata sunum gibi kısa süreçte kendilerine yaşadığı toplum ve ailelerini model seçerler. Eğitimli bir aile ve toplumdan yetişmemiş çocuk her ne kadar okula gitse de eğitmen yetersiz olup diğer öğrencilerinde derse katılım motivesini bozup kötü alışkanlıklar kazandırıyor. Anne ve babanın her yaşta çocuklarına sorumluluğu bitmiyor. Kendi ayakları üzerinde duramayan boşanmış kadınlarımıza aileler olarak bizler sahip çıkmalıyız. Buda kadın ve çocuk için toplumdaki olumsuz şeylerden korunma sağlayacaktır. Toplumda çocukların kişisel yapının gelişmesinde ne kadar anne en büyük rolü alıyor gibi görünse de babanın da rolü olmalıdır. Bir okul toplantısına, çocuğun bir sınavına çocuğun sevinç, başarı gibi şeylerinin de yanında birazda babalar ön planda olursa bazı şeyler daha verimli olacaktır. Eğitimsiz ailelerde okula giden çocuklar daha henüz gitmeyenlere bilgive olumlu birçok görgü kuralları ile annelerine bile örnek olacaktır. Toplum içinde ailesiz kalmak çocukların Ve gençlerin, hatta kadınların toplumsallaşması üzerinde bölüntüler meydana getirmektedir. Sonuç olarak toplumda ailenin bütünlügü ile mutlu ve tek eşli planlı çocuk sayısıyla daha verimli bir toplumlar yetiştireceğiz.
NEBAHAT EMANET tarafından “Makale Yarışması” için yazılmıştır…
güzelmiş :))
aile denilen şey akraba olmakla değil sevgiden oluşur
vala çok güzel ve de çok uzun elerinize saglık
çok uzun
çokuzun
aileyi bilmiyen kişiye bu siteyi tavsiye ederim yazan süperjans
COK UZUN
teşekürler, güzel konu olmuş.
eligize saglık
elerine saglık