Biraz derdini dinledi, sana yardım etti, seni güldürdü, mutlu etti diye yüreğinizde başköşeye koyduğunuz yakınlarınız var sizin de değil mi? Onlar gönlünüzde “KRAL” siz ise onların “SOYTARI”larısınız! Eğer sevgi ve merhametten yoksun bu dünyada hala sevginin üstün olduğunu düşünüyorsanız, sevdikleriniz için kendinizden ödün veriyorsanız soytarısınız.
O dostlar güler yüzleriyle, güzel sözleriyle, anlayışlı tavırlarıyla giriyor gönlünüze. İzin veriyorsunuz, bağlanıyor, vazgeçemiyorsunuz… Hele de abi, abla, kardeş dediğiniz insanları bırakamıyorsunuz. Sizinle hiçbir kan bağı olmayan insanlar ailenizden biri gibi olabiliyor. Hatta bazıları için aileden de öte… O insan gönlünüzde yer ediyor; yükseliyor, yükseliyorlar.. Sizin gönlünüzde onlara ait bir imparatorluk kurmalarına izin veriyorsunuz. Gönlünüzün sultanı, padişahı olmak yerine siz soytarılığı seçiyorsunuz. O insanlar ne erse o oluyor. Ne söylerse onaylar, haklı bile olsanız özür diler oluyorsunuz. Hiçbir şeye karşı çıkmadığınız için de “sıkı dost”, “yakın arkadaş”, “abi kardeş” gibi kavramları kullanma hakkı doğuyor size. Taki o isteklere karşı gelinceye kadar…
Ufacık bir isyan, ufacık bir ima her şeyi altüst edebiliyor bazen. İtaat etmediğinizden yüce kralınız sıkılıyor sizden. “Yoruldumlar, sıkıldımlar” başlıyor. Ödünüz kopuyor boş bir gönülde bir başına kalmaktan. Artık soytarılıktan çıkıp köle oluyorsunuz. Kölelik onu size bağlamıyor, sizi ona bağımlı yapıyor. Onsuz bir karar alamaz, hareket edemez oluyorsunuz. Yokluğu kocaman bir boşluk gibi geliyor size.
Fakat siz soytarı da olsanız köle de, o KRAL o tahttan iniyor. Arkasına bile bakmadan attığı adımlarını ne yalvarışlarınız ne gözyaşlarınız durdurabiliyor. Gönlünüzden gidişini izlemek düşüyor size. İzliyorsunuz, bir insanın duygularını başka bir insan paçavra gibi atıyor. Sizin eşyanıza bile yapamadığını insan insana yapıyor. Gönlünüzde yıkık bir imparatorlukla kalıyorsunuz. Kurulan hayaller yıkık kaleler oluyor. Umut surları delik deşik.. Acı, gönlünüzün duvarlarına çarparak ilerlerken gözyaşlarınız dehlizleri dolduruyor. Yalnız kaldığınız gönlünüzde hüznün biriktiği enkazlar arasında yaşama tutunmaya çalışıyorsunuz.
Günümüz dünyasında artık insanlar yok. Krallar ve Soytarıları var. Eğer bir kralsanız kurduğunuz imparoturluğa ihanet etmeyin. Ve eğer bir soytarıysanız bir an önce kendi gönlünüzde kendi cumhuriyetinizi kurun…