Muhafazakar bir semtte oturduğumdan dolayı etrafımdakilerden duyduğum, çokta yeni olmayan bir talep var; islami devlet ve hilafet istiyoruz. Evet bunu söyleyenler haklı görüyorlar kendilerini, haklı da görmeliler zaten. Herkes davasını haklı görür.
Burada sorduğum bir soru var aslında; bu insanlar islami devleti ve onunla şekillenecek dünya politikalarını ve düzenini tahmin edebiliyorlar mı? Bence hayır. Çünkü inançla ve yaşayışla şekillenen bir dünya ve istenen siyaset dünyayla uyum sağlayamayacak ve devrilecektir. Nitekim, bir zamanlar cumhuriyetçi nasırın CIA destekli kuyusunu kazanlar, bugün ılımlı islam adı altında iktidara geldi, Amerika’yı tatmin edemedi ve gitti. Tabii ki tek Amerika’yı tatmin etmediğinden olmadı devrim, radikal islamın ılımlı islama çevrilmesinin imkansızlığı devrimin bir başka sacayağını oluşturdu. Yaşadığım çevredeki insanlar muhafazakar olduğundan, muhafazar bir siyaset istiyor ve belki de ona göre muhafazakar olan yöneticiler. Ancak hiçbir konuşmalarında islami devletin dünya kapitalizmindeki yerinin ne olacağını ya da olabileceğini tartışmıyorlar, batılı devletlerden destekleri hesaplamıyorlar mesela. İşte belki de bu yüzden kendini islamcı olarak tanıtan yöneticiler kirli kapitalist siyasetleriyle muhafazakar halkı kandırıyorlar. Daha da kötüsü islamcı kesimi kapitalizmin kölesi haline getiriyorlar bu islamcılar.
Hiçbir zaman kapitalizme ve sermayenin halkı yağmalamasına sıcak bakmayan islam, kapitalizmin şatafatlı yaşam tarzıyla büyülenen islamcıların muameleleriyle kirlenmiştir. Üstelik bu sahte islamcılar batının getirdiği kapitalizmin huzuru ile maalesef her zaman emperyalistlere hizmet etmiştir. Durum böyleyken islamın yönetimde etkin olmasını isteyen islamcıların çabası ve isteği boş gibi görünüyor. Çünkü başa getirilen islamcıların emperyalizme hizmet etmemesi nerede ise imkansız. Maalesef kapitalizme karşı çıkan bir islamın emperyalistlerin ve batı dünyasının hedefinde olduğu çok nettir. Bu bakımdan sistemi yaratanlar sisteme hizmet eden ve sistemin dışına çıkmayan bir islami yapılanmayı benimserler, işte bu şimdilerde siyasal islam, ılımlı islam adı altında oluyor. Tabii ki sahte islami süzenin sahte yaratıcıları farkında olmadan islama zarar veriyor. Ancak onların taptıkları yapılar ve insanlar bilerek zarar vermekteler. Amaçları Reagan’ın dediği gibi müslüman halkların ve islamın yükselişini engellemektir.
İşte bunun için yaratılmış ve beslenmiştir siyasal islamcılar. O zaman anlaşılmıştır ki; sahte islami düzeni yaratanlar, bu düzenin devamının sağlamlaşması için sahte islamcıları siyaset sahnesine çıkarır ve siyaset oyunlarına start verirler.
Emperyalistlerin genel taktiği şudur; bireysel hatalar, geneli tetikler. Bu taktik islamcılara uygulandığında büyük başarılar kazanmıştır. O zaman bütün islam devletleri kapitalizmin gölgesinden çıkmalıdır ve varolmaya çalışmalıdır dünya düzeninde. Emperyalizmin gölgesindeki bir islamı yükselişi imkansızdır. İslamcılar, kendi içlerindeki ılımlı islamcı, emperyalizmin darbe ve taşeronlarını temizlemelidir. Olması gereken emperyalizmin islam üzerindeki baskısını zayıflatmaktır, amaçlanan bu olmalıdır.