Geçen ay malumunuz İslam alemi için çok önemli bir ay olan Aşure gününü de içinde barından Muharrem ayı idi. Bu ayın en önemli özelliği içinde çok önemli bir gün olan aşure gününü barındırmasıdır. Aşure gününün olmazsa olmazlarından biri de “Aşure” tatlısı ya da yemeğidir. Ben size bugün aşurenin bir başka yönünü anlatacağım.

Sponsor Bağlantılar

Önce isterseniz aşure malzemelerine bir göz atalım: Nohut, fasulye, arpa, dövme, kayısı, incir, üzüm, kuş üzümü, portakal, tuz, şeker, tarçın… vb. Sevgili dostlarım öncelikle şuraya dikkatinizi çekmek isterim: Bakın bu gıdaların çoğu bir birine zıt gıdalardır. Hangimiz aşure dışında başka bir yemeğin içinde kuru fasulye ile şekeri, nohut ile üzümü bir arada kullanırız? Belki de aşurenin özü ve anlamı da bu karışımın güzelliğinden kaynaklanıyor.

Bir birine zıt bunca yiyeceğin bir araya gelişindeki esrarı ve güzelliği görmeye çok muhtacız diye düşünüyorum. Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz gibi bir birinden tamamen ayrı ırkların bir arada yaşaması için “aşure” kültürü ve anlayışı gerekli kanaatimce. Türkler de Kürtler de onları buluşturan ortak bir paydada yan yana geldiğinde tadına doyum olmaz güzellikler çıkmaz mı sevgili dostlarım? Bugün cennet misali vatanımızda “ayrışmanın” değil “birleşmenin” zamanı gerekli olduğuna inanan insanlara ihtiyacımız var. Kısaca bize “aşure” kültürü gerekli. Tabi aşureyi bir araya getiren Hz. Nuh gibi bir birleştirici. Kim bilir belki yıllar sonra tıpkı yıllar önce olduğu gibi Türkiye’nin Doğusu ile Batısı kardeş içinde mutlu yarınlara koşar, el ele, gönül gönüle, kim bilir, kim bilir…

İnsanlarımız arasında köprüleri atan siyasetçileri ve sivil toplum liderlerini duyarlı olmaya ve kardeşlik duyguları içinde yaşatmaya davet ediyorum. Ve diyorum ki ne olursunuz gelin hep beraber “aşure” yapalım ve huzur içinde yaşayalım, yaşlanalım. İnanın ki sevgili dostlarım buna çok ihtiyacımız var.