Gündeme bomba gibi düşen bir haber “İsrail, Mavi Marmara saldırısından dolayı özür diledi”. İki ülkenin ilişkilerinin bu baskından dolayı gerilemesi İsrail Başbakanı’nı üzmüş. Siyasi üzüntü. Tazminat ödeyeceklermiş ve abluka yumuşayacakmış.

Sponsor Bağlantılar

Obama İsrail’de. Ve İsrail sonunda özür beyanında bulundu. Neden acaba şimdiye kadar özür dilemeyenler bu beyanda bulundular sorusu ise gündemi daha çok meşgul etmekte. Şimdi akıllara gelen ve dillendirilen sebeplere bir bakalım.

Bir görüşe göre İsrail, Türkiye ile olan ilişkilerinin bozulmasından dolayı büyük zarar gördü ve bu konuda karşısında bu kadar kararlı bir duruş sergileyebilecek bir Türkiye düşünmüyordu. “Elbet bu isteklerinden vazgeçecekler” diye düşünüyordu ama bunun böyle olmadığını gördü. Aradan 3 yıl geçmesine rağmen Türkiye her platformda İsrail’e yaptığı yanlışlıklara karşılık yapması gerekenleri sıraladı ve bundan da geri adım atmadı. İsrail güçlenen, güçlenmeye devam eden bir Türkiye’nin daha fazla karşısında durmanın kendisine zarar vermekten başka bir anlamı olmadığını gördü.

Diğer bir görüşe göre Türkiye, PKK ile müzakereler sürecinde perde arkasında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni Kürtler’e bıraktı. Bıraktığı bölge ise İsrail’in vaat edilmiş topraklar olarak gördüğü topraklardır. Dolayısıyla İsrail’in emellerine ulaşması için Türkiye İsrail’in önünü açmış oldu. Malum Suriye’de iç savaş var. Yani İsrail bu durumu değerlendirecek, Golan Tepeler’ini  Fırat ve Dicle’ye kadar genişletecek.

Bir de bunun tam aksi bir görüş var ki o da şöyle: Türkiye kendi içindeki en büyük sorunu çözmekte kararlı ve bu kararlılığı ortadan kaldırmak için yapılan girişimler fayda etmedi. Başta büyükelçilik saldırısı, Paris’te 3 kadın Pkklı’nın öldürülmesi, sonra Ak Parti binasına ve Adalet Bakanlığı binasına yapılan saldırı ve bunlara benzer saldırılar. “Biz elimizden geleni yaptık, Türkiye’nin bu sorununu çözememesi için ama daha fazla elimizden gelen bir şey yok ve madem başarılı olamıyoruz o halde bükemediğimiz eli öpmek zorundayız” dedi ve gerekeni yaptı.

Bir görüş ise İsrail’in Amerika ile işbirliği içinde muhtemel İran saldırısının “Türkiye vizesi” özür beyanının en büyük karşılığı olacaktır şeklinde cereyan etmekte.

Sosyal medyada günün gündemini oluşturan haberle ilgili bazı tweetler olayı daha özet bir biçimde betimleme adına başarılı.

Cengizhan Çelik @cengizhancelik
Yarın da Esad devrilirse Hat-trick yapmış oluruz.

elif ılgaz @elifilgaz
‘Süreç’ tıkır tıkır işliyor, medya destekliyor, Hakan Fidan’a takipsizlik kararı veriliyor, Netanyahu özür diliyor. Hayat sana güzel be RTE.

Murat Yetkin @MuratYetkin2
Dün Kürt meselesi, bugün İsrail meselesi. Obama da hazır etrafta. Maşallah! Yarın Suriye’den büyük haber gelirse şaşmamak lazım.

Demet Cengiz @Demetce
Yunanistan’dan da “Yoğurt Türk’tür. Baklava da sizindir” açıklaması bekliyorum.

Faruk Çubuk ‏@farukcubuk şimdi
Tarihinde ilk kez özür dileyen İsrail bu tavrıyla Türkiye’nin bölgede lider güç olduğunu resmen kabul etti.

tolgaminta ‏@tolgaminta şimdi
Bu güne kadar bekleyip, bir telefonla İsrail’e özür dileten Amerika, acaba yarın bizden ne isteyecek!

Ömer Aksu ‏@Aksu053 şimdi
İsrail Türkiye’den özür diledi. Hadi bakalım ne çıkacak bunun altından diye düşünüyor 75 milyon.

M. Emre Hayyar ‏@emrehayyar şimdi
İsrail Türkiye’den özür diledi. Bakalım buna ne kulp bulacaklar?

İsrail’in İran’a saldıracağına inancım tamamen bütünleşti” gibi haber yorumlarını da söylemeden geçemeyeceğim.

Evet, bunun altında ne var ya da ne çıkacak veya buna ne kulp bulacaklar sorularına bir cevap daha verelim.

Malum Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde bankaların iflas etmesi sözkonusu. AB ise olayı çözmek için yapılan kurtarma hamlesinin, kurtarılmaya çalışılan yönetim tarafından ret edilmesinden dolayı elleri kolları bağlı. Bu ortamda tamamen köşeye sıkışan Rum Kesimi’nin ise Rusya’nın kucağından başka oturacak bir yerinin kalmaması ve bu zoraki yakınlaşmanın neticesinde Rusya’nın Akdeniz’de doğalgaz ve petrol aramalarının daha rahat bir hale gelmesinin yanında Rusya’nın Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden üs talebinde bulunduğuna dair yapılan haberler. Yani Amerika’nın Rusya’yı dengelemek için Rum Kesimi’nin tavırlarına karşı en büyük müttefiki konumuna oturan Türkiye ile olan ilişkilerini hiç olmadığı kadar üst düzeyde tutma çabasında olması. Ve olası Rusya-Türkiye yakınlaşmasına hazır malzeme varken set çekebilmek. Yani güç dengeleri. Rusya-Çin doğalgaz anlaşması ve Şhangay Beşlisi karşısında (İran’ı özellikle hatırlayalım) Amerika-Türkiye-İsrail. Bunu daha da açabiliriz ama en azından Amerika’nın iki büyük müttefikinin aralarının bozuk olması Amerikan çıkarlarına aykırı.

Bunlara ek olarak Arap Baharı ile değişen rejimler özellikle Mısır’ın Türkiye ile aynı eksende hareket etmesi ve olası Esed sonrası Suriye rejimi İsrail’in özür dilemesini sağlayacak kadar büyük gelişmeler. Aslında şu anda İsrail Ortadoğu’nun geleceğini korkarak da olsa mecburen de olsa doğru okumak zorunda kalmıştır. Yeni Ortadoğu Düzeni Türkiye-Mısır-Katar birlikteliğinin hamiliğinde gelişimini sürdürüyor. İsrail de bunu görmeye başladı.

Evet, görüş ve yaklaşımlar bu şekilde. Bunlara ek yaklaşım getirenler de olacaktır. Ama şu an dillendirilenler bunlar. Siz katılır mısınız bilemiyorum ama ihtiyatı elden bırakmadan, şişirilmeden büyümeye devam etmek gerektiğini düşünüyorum. Bugün İsrail’in özür dilemesi belki İsrail açısından ve dünya tarihi açısından çok önemli bir gelişme olabilir ancak Türkiye açısından malumun ilamı olarak kalmalıdır. Geç kalınan bir özür olarak kalmalı ve fazla büyütülmemelidir. Yani sanki gökten üç elma düştü diye bir havaya girmeye gerek yok. Elbette Türkiye’nin dış diplomasisinin büyük bir zaferidir ancak büyük Türkiye için olağan bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.

Türkiye’nin büyük adımlarının gölgelerinde takılı kalmayalım ki havaya girip rehavete kapılmayalım. Türkiye-Andorra maçını izlediğimiz gibi bir dış siyaset durumuna düşmekten beri olalım diyor ve selamlarımı sunuyorum efendim…

Asım Kenan ŞEHRİ
İstanbul, 23.03.2013, 03:40
İletişim:asimsehri@hotmail.com