Mainz, 22.11.2011
 
Ateşle barutu yan yana koymak kadar tehlikeli bir başlιk attιĝιmιzιn farkιndayιz. Zira ahlâk gibi tertemiz bir kavramla küresel güç gibi kirli bir olguyu yan yana getirmenin zorluĝu malumdur. Yaşlι gezegenimizin bugün için maruz kaldιğι küresel güç hegemonyasι hiç kuşkusuz ahlâktan tamamen mahrum bir güçtür. İnsanlιk destanι boyunca ahlâktan mahrum küresel otoritelerin ne büyük acιlara sebebiyet verdiği tarih kitaplarιnda kaydedilmektedir. Ancak günümüzdeki insaf ve vicdan yoksunu küresel güç gibisi hiç bir zaman görülmemiştir.
İçinde „ünsiyet“ (sevgi) gibi muhteşem bir kavramι barιndιran insanlιk, batι uygarlιğιnιn „materyalist“ kafasι sayesinde tükenme noktasιna doĝru hιzla yol almakta ve dünyamιz bir felakete doĝru sürüklenmektedir. Tek dünyalι bir felsefi sistemin „vicdan“ inşa edemiyeceği hakikatine binaen batι uygarlιğι bir yandan insan hayatιnι kolaylaştιrayιm derken öte yandan insanlιğιn insani deĝerlerini nisyana terketmiştir. İnsanιn habire cesedine çalιşan bu sahte uygarlιk ruhlarι aç bιrakarak insaniyetin felaketine yol açmak için canla-başla çalιşmaya devam etmektedir. Aslιnda bu vicdan mahrumu uygarlιğιn güce perestiş etmesinin anlaşιlmayacak bir tarafι yoktur. Ahlâk olmadan güç sahibi olanlarιn sürekli yapageldikleri bir eylemdir bu. Nitekim bu hadise en azιndan parayι temsil eden Karun ile iktidarι temsil eden Firavun`dan bu yana bilinen bir kaziyye-i muhkemedir. İktidarι için henüz doğmamιş çocuklarι öldürtecek kadar canileşen Firavun öldü ama „Firavunluk“ malesef yaşιyor. Üstelik öldürme kabiliyetini yükselterek yaşιyor. Barutu doğu bulduğu halde ateşli silahlarι batιnιn icat etmesi ya da mikrobu doğu keşfettiĝi halde biyolojik silahlarι batιnιn üretmesi sizce bir tesadüf müdür?

Sponsor Bağlantılar

Maneviyatι tamamen ιskalayarak adeta bir „değersizleştirme“ operasyonuna soyunan batι sonunda kendi eliyle sonunu hazιrlama noktasιna gelmiş ve batι toplumlarιnda muazzam bir „değer“ arayιşι baş göstermiştir. Vicdan inşa etmesi mümkün olmayan beşeri ideolojilerin iflas etmesi karşιsιnda İslâm dιşιnda müracaat edilecek bir sistem kalmamιştιr. Yeryüzünde insan için yeni bir çιkιş üretecek başka bir sistem olmadιğιndan hegemonik küresel güç, eşkiyalιğιnιn devamι açιsιndan İslâmdan faydalanmayι hiç düşünmedi, tersine onu „tehdit“ olarak ilan etti. Ve elbette bununla yetinmedi. Bu vâki tehdit ile başa çιkabilmek için yeni stratejiler geliştirdi. Bu konuda zaten bir hayli tecrübeye sahiptiler.Batιlιlar eskiden oryantalizm yoluyla müktesabâtιmιzι bize karşι kullanmιşlardι, şimdi taktik değiştirip içimizden devşirdiklerini kamera ve ekran vasιtalarιyla bize karşι kullanιyorlar. Batιda meydana gelen bu sosyolojik zorluk insanlarι içinde hala „insanι kâmil“ yetiştirme potansiyelini barιndιrmakta olan İslâma yöneltebilirdi. Bu doğrultuda kantite olmasa da kalite olarak tehlike sayιlabilecek gelişmeler de olmuyor değildi. İşte bu sebeple insanlarι cezbetmesinden endişe duyulan bu nizamι gözden düşürmek gerekecekti. Küresel güç ahlâksιzlιğιn verdiği rahatlιk sayesinde derhal „ötekileştirme“ ameliyesi ile işe başladι.

Batι belki müslümanlarι değil ama İslâmι tehdit olarak algιladιğι için kendi halklarι arasιnda bir „İslâmafobya“ icat etmek suretiyle artιk iyice cιlkι çιkmιş olan eski tip oryantalizmi de cilalayarak yeniden üreterek sahaya sürüyordu. Batι bu manevra ile hem içerisine düştüğü değer krizini güç yoluyla kapatmaya çalιşιyor ve hem de İslâmι cins kafalι batιlιlar için bir alternatif liman olmaktan çιkarma hesabι yapιyordu. Özellikle Amerikanιn 11 eylül fobisi vesilesi ile ortaya atmιş olduğu „terör“ sözcüğü sayesinde birden bire müslümanlar ama özellikle de onlarιn şahsιnda İslâm adeta mahkum ediliyordu. Batι İslâma gösterilmekte olan bu ihtiramι terör kavramι ile adeta imaj bozma harekatιna dönüştürüyordu. İslâmιn imajιnιn bozulmasι için adeta müslümanlιkla terör aynileştiriliyor ve neredeyse bu rutin hale getiriliyor. İşgal edilmiş vatan topraklarιnι savunmakta olan çakιl taşι dιşιnda bir şeyi bulunmayan çocuklar bile terörist olarak damgalanιr olmuştu. İşte bütün bunlar batιnιn İslâmι „rakip“ yerine „düşman“ ilan etmesinden kaynaklanιyordu. Bugün batι için İslâmdan daha büyük bir tehlike sözkonusu değildir. Zira batι İslâmdaki potansiyel kinetik enerjiyi çok iyi bilmektedir. Müslümanlar bugün için belki bunun yeterince farkιnda değiller ama ya bir gün bunu farkedecek olurlarsa…

Nitekim bugün maddi ve manevi bakιmdan yetersiz de olsalar İstikbâli gökler yerine „kökler“ de arama idrakini yeşerten yeni nesiller yeniden doğmak için ciddi bir sancιnιn arefesinde bulunuyorlar.

Küresel gücün ahlâk kaygιsι taşιmadιğιnι daha önce ifade etmiştik. Bu güç bütün dünya`ya gücün ahlâkιnι dayatmaya çalιşιyor. Bu gücün ahlâkι; hak, hukuk, adalet, insaf ve vicdan gibi ulvi değerlerden yoksundur. Hem çιkarcι ve hemde çifte-standartçιdιr. İlkeleri yoktur. Güçlünün haklι olduğu temeline dayanιr. İşte bu yüzden zaten güçlü de ahlâk aranιr. Zayιflarιn ahlaksιzlιğι sadece kendilerine zarar verir. Ancak güçlülerin ahlaksιzlιğι hemen herkese zarar verir ve zulmü meşrulaştιrιr.

Bugün için güç, para ve iktidar sahibi bulunan bu ahlâksιz küresel güç sadece insanlarιmιzι değil dünyamιzι da büyük bir felakete sürüklemektedir.

Tam burada yιllar önce muhteşem bir öngörüde bulunan büyük İslam filozofu Muhammed İkbalè kulak vererek bitirelim:

„Basiretin elinde yeterli güç olmasa dahi, ahlâki davranιşta yükselme olur; fakat bu yaşayan bir medeniyyetin temellerini atmaya yetmez. Aynι şekilde, güç ve iktidar basiret ve ahlâktan yoksun olursa, bu insanlιk için yalnιzca felaket getirir.“

Baki Selam ve Saygιlarιmla.

Ömer Erdem
Mainz/Almanya