Bizler toplum olarak sesimizi nasıl duyuracağız. Evladı şehit olmuş bir anne düşünün, ne zaman gözyaşları dinecek, töre cinayetlerine kurban olan onlarca anne, babasız kalan çocuklar, ekonomik şartlar yüzünden okuyamayan ve çalışmak zorunda kalan boynu bükük çocuklar, ihanete uğramış mağdur kadınlar, her sabah kalktığımızda karşılaştığımız yeni, yeni zamlar, vergiler, işsiz kalıp ödeyemediğimiz kiralar, faturalar, istenmeden mağdur oluşumuz, elimizde diplomamız olupta halen daha bir yerlerde çalışıyor biz olmamız gerekirken, bu görevi sadece adamı olanların yapması, bir komşumuz tarafından uğratıldığımız mağduriyetimiz.Bizler bireyler olarak ne zaman sesimizi duyurabileceğiz. Sesimizi duyurabilmek, hayatın bizlere sunduğu acı, sınavlardan sonra mı biz sesimizi duyurabileceğiz. Hayat mı yoracak hamurumuzu. Çağdaşlaşmış bir dünyada halen daha savaşların ne işi var, zengin ve fakir olarak ayırt ettiğimiz bir ucunda da dışlanmış bir insan psikolojisini unuttuğumuz, sesini duyurabilmek için yürüyen, grev yapan memurlar, işçiler kaldıramayacağımız kanunlar, kurallar, bir yanda zengin biryanda sadece bir asgari ücret ile geçinmeye çalışan ve aynı ekonomide çalışan insanımız. Ürününün karşılığında hak ettiğini alamayan köylümüz bizler ne  zaman duyurabileceğiz sesimizi.

Sponsor Bağlantılar

Aynı dünyada yaşıyoruz ama bireyler olarak halen daha sesimizi duyuramıyoruz, oysa insan olarak pekiştiğimiz tek çizgi doğum, yaşam ve ölüm değilmi?

NEBAHAT EMANET tarafından “Makale Yarışması” için yazılmıştır…