Van’da 7.2 şiddetinde olan deprem sıfırlara kadar inen kardeşliğimizi bir anda tavan yaptırdı. Bir anda Türkiye doğusuyla batısıyla bütünleşip yaraları sarma yarışına girdi. Bu durum bizim gibi vatan sevdalılarını mutlu ederken kaostan kandan beslenenlere ağır bir darbe indirmiştir. Onlar hala ayrımcılık yaparak acaba bu durumu nasıl lehime çeviririm derdinde ama bu millet uyanık, bu millet o eski millet değil, bu millet başbakanı asılırken hıçkırıklarını içine gömüp kapalı kapılar ardında ağlayan millet değil artık.Bu millet iradesini kullanarak memlekette istikrarı sağlamış asırlarca dimdik ayakta kalabilen bir millet. Son günlerde devletin en temel ve önemli politikası terör konusuydu bazı aklı evveller terör sorunuyla kürt sorununu aynı kefeye koyup pkk’nın eylemlerini meşrulaştırma gafletini gösterebilmişlerdir ama bilmedikleri bir nokta vardı. Kürtlerin çoğunluğu bu pkk denen kanlı terör örgütünü desteklemiyor. Yalnızca korkutularak desteklemek zorunda kalıyorlar. Eğer orada sağlam bir devlet otoritesi sağlanır, bölge halkına güven telkin edilirse bu üç beş çapulcunun eylemleri, kendilerini daha da tüketmekten ileriye geçemeyecektir.

Sponsor Bağlantılar

Van’a yapılan yardımları dahi ayrımcılığa dönüştürüp Kürt Türk ayrımı yapmaya çalışan bu zihniyete en güzel cevabı Van’da yaşayan bir anne veriyor; “Biz ezelden kardeşiz, aramıza ikilik sokmaya çalışanlara lanet olsun. Bizi bölmeye çalışanların Allah belalarını versin. Devlete yalvarıyoruz, bizi bu kanlı katillerin eline bırakmasınlar…” İşte bu yüreği yangın yerine dönen annenin feryadı aslında tüm Türk ve Kürt analarının feryadıdır. Her iki kesimde terör denen belanın bir an önce son bulmasını istiyor. Acı ama depremden sonra gelişen olaylar gerçekten ibret verici ve bir o kadar da sevindirici. Yaradan boşa buyurmamış; “Size şer gibi gelen bir olayda bir hayır vardır” diye. İşte bu afetten sonra bir çok insan kendisini sorgulama fırsatı buldu. Devleti hemen yanıbaşlarında bulan bu insanlar uzanan bu şevkat eline yine aynı şevkatle sığınmışlar ve kardeş olduğumuzu tüm dünyaya hal dili ile bir kez daha anlatmışlardır.

Bizler devlet ve millet olarak bu şer ortamını hayra çevirip depremi acılarımızı yüreğimize gömdükten sonra kardeşlik ortamını pekiştirmenin yollarını arayalım. Aksi taktirde her geçen gün bir deprem, her geçen gün feryat işitmek ülkemizin kaçınılmaz gerçeği haline gelecektir.

Selam ve dua ile…

HAKAN UTAR