Savaş ve ölüm; Yalnızca ülkemize has olmayan bir durumdur bu, Dünya tarihi savaşlar çöplüğüdür. Savaşlar ve ölümler. Bu konu benim özellikle hassas olduğum, sabit fikirli olduğum ve hatta sübjektif olduğum bir konudur. “Savaşın Kazananı Olmaz” Bu söz sonuna kadar arkasında durduğum, savunduğum ve her fırsatta kendime de çevremdeki diğer insanlara da tekrarladığım önemli bir sözdür.

Sponsor Bağlantılar


Savaşın kazananı olmaz çünkü savaşın tüm tarafları sonunda mutlaka zarar görür. Taraflardan biri ya da birkaçı amacına ulaşmış, hedeflediği başarıyı sağlamış olabilir. Ama bu savaşı kazandığı anlamına gelmez. Savaştan herkes zarar görür, savaşmayan, savaşın yakınında olan bile… Kendimizden, yakın tarihimizden bir örnekle açıklayayım durumu. Hemen hepimizin bildiği Çanakkale zaferi örneğin; Bu savaşta tarafların tümü ağır zayiatlar vermiştir. Binlerce insan bu savaşta ölmüş ve bu savaşın sonucunda ülke topraklarının bütünlüğü korunmuş, Çanakkale geçilememiş ve ülkemiz açısından istenilen başarı sağlanmıştır. Bizim açımızdan buraya kadar her şey normal, ortada kazanılmış koca bir zafer var. Karşı taraftan bakıldığında da bizden çok daha üstün ordu teçhizatlarına sahip olmalarına rağmen ortada kazanılamamış bir zafer, kaybedilmiş koca bir savaş var. Onlar savaşı kaybettiklerini düşündüler, biz de kazandığımızı düşündük sonuç bundan ibaret görünüyor. Oysa onlar başarabilselerdi bile istediklerini sizce kazanmış olacaklar mıydı gerçekten? Binlerce insanın öldüğü bir savaşa zafer diyebilecekler miydi?

Politikacılar halkın gözünü boyamak, bakın verdiğiniz vergilerle biz bu savaşı kazandık diyebilmek ve hatta bakın kocalarınız, kardeşleriniz, babalarınız öldü ama verdiğiniz vergileri iyi kullandık diyebilmek için evet buna zafer diyebileceklerdi belki. Biz de yüz binlerce insanın öldüğü bir savaşa zafer diyebilmek için biraz düşünmeliydik. Zaferi kutlarken ölen askerlerimizin kaybının da bir hiç olmadığını anlamalı, anmalıydık. Bir bahçeyi bile önemli kılan şey içindeki yeşildir, yani üzerinde yaşayan canlı. O halde bir toprağı, bir ülkeyi önemli kılan da üzerinde yaşayan insanlardır. Bir ülkede yaşayan insanlar mutlu ise o ülke zengin, bir ülke zengin ise orada yaşayan insanlar için hayat güzeldir. Gerisi laf…

Hayat sunulmuş bir armağan gibidir insana, onu önemli kılan şey ise uğrunda harcadığınız zamandır.

Dünya tarihi savaşlarla doludur, toprak savaşları, din savaşları, su savaşları, petrol savaşları vesaire, vesaire. Günümüz Dünyası da savaşlarla dolu, teknoloji savaşları, nükleer savaşlar, bilgi savaşları, sanayi savaşları, yani sonu gelmeyen kibir savaşları ile dolu bir dünyada yaşıyoruz. Saymadım ama sanırım bu güne kadar yaşanan savaşlarda ölen tüm insanları toplasanız bu günkü Dünya nüfusuna yakın bir sayı çıkar. O halde şöyle bir cümle kurmak yerinde olur; Bir Dünya insan öldü ve bugün hala insanlar yeterince mutlu değil. Demek ki bu savaşların hiç biri insanlığın mutluluğu için yapılmamış. Çıkar kaygısı gütmeyen bir savaş olamayacağına göre, bu çıkar insanlığın çıkarı değil, peki, o halde kimin?

* Böcek (Birinci Bölüm)
* Böcek 2 (İlkel Böcekler)
* Böcek 3 (Savaş ve Ölüm)
* Böcek 4 (Dinler)