Dua etmek için belirli bir mekâna da ihtiyaç yoktur. Sokakta, otobüste, markette, okulda, ofiste kısacası her yerde dua edilebilir. Dua sırasında boş düşüncelerden arınmak, içten Allah’a yönelerek O’nun yakınlığını hissetmek önemlidir.
İnanan insan, “… Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden umut kesmez” (Yusuf Suresi, 87) ayeti gereği asla ümidini yitirmez ve Rabb’inin karşılık vereceğinden emin olarak sabırla O’na yalvarır.
Bediüzzaman, müminlerin dua ile gösterdikleri derin teslimiyeti ve Allah’a yönelmelerinin verdiği huzuru bir sözünde şöyle açıklar.
“Duanın en güzel, en latif, en leziz, en hazır meyvesi, neticesi şudur ki: Dua eden adam bilir ki, birisi var ki onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder, O’nun Kudret Eli herşeye yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil, bir Kerim Zat var, ona bakar, ünsiyet eder. Hem onun hadsiz ihtiyacatını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını defedebilir bir Zatın huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah, bir inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp “Elhamdülillahi Rabbi’l-alemin” der.” (Mektubat, s. 291)
İnsan aceleci bir varlık olarak yaratılmıştır. Allah Kur’an’da, “insan aceleci yaratıldı. Size ayetlerimi yakında göstereceğim. Şimdi hemen acele etmeyin.” (Enbiya Suresi, 37) ayetiyle insandaki bu özelliği haber verir. Aceleci özelliği insanın dualarına yansıdığında ise hemen duasının karşılık bulmasını ister.
Oysa, “Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216) ayetiyle bildirildiği gibi, insan için hayırlı olanı bilen yalnızca Allah’tır. Bu nedenle insan Allah’tan istediği şey konusunda takdiri O’na bırakmalı ve her koşulda Allah’tan hoşnut olmalıdır. Talep edilen şey kişi için hayır olmayabilir, belki o nedenle Allah duaya kişinin istediği şekilde icabet etmiyordur. Ya da istediği şey hayır olduğu halde, kişi henüz ona ulaşmak için belirli olgunluğa sahip değildir. Belki Allah istenilenden daha hayırlı bir başka nimet verecektir. Alternatifler hangisi olursa olsun, tümünde insanın sabrı ve sadakati denenir. Duada sabır gösterilmesi “Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz, huşû duyanların dışındakiler için ağır (bir yük)dır.” (Bakara Suresi, 45) ayetiyle ifade edildiği gibi Allah’ın buyruğudur.
Dua etmeyi asla unutmayalım ve koşullar ne olursa olsun Allah’a güvenip dayanalım. Yüce Allah bize en yakın olandır; bizlerin de Kendisine yakın olmamızı ister. Yalnızca bir su damlasından bize hayat veren, “Ol!” emriyle kainatı yoktan var eden Allah için duamıza karşılık vermek çok kolaydır.
Cenneti umuyorsak çokça umutvar olmalıyız; umut duamız olur. İmtihan mekânı olan dünyada, başımıza her türlü musibet gelebilir. İlacımız ise yalnız O’na sığınmak, yalnız O’ndan yardım dilemektir…
Fuat Türker
tebrikederim bunu bende bılıyordum
tebrik ederim cok güzel bir yazi olmus.Kaleminize saglik