Mainz,10.04.2013
 
Herşeyi bir yana bιraktιk ülkenin bir asιrlιk problemi konusunda tam da ciddi bir irade belirmişken “sürecin adι” konusunda ihtilâfa düşer olduk. Ne kadar da sιğ bakma alιşkanlιklarιna sahibiz. Sahi sizce de öyle değil mi? Ne var yani, ülkenin böylesine hayati bir meselesi halledilirken adιnιn ne olduğunun ne önemi var? Olur mu, bazιlarιna göre elbette olmaz.Efendim, biz Kürtlerle hiç bir zaman darιlmamιşιz ki adι “barιş süreci” olsun diyenlere bir bakιn hele, daha bunlar düne kadar Kürtlerin af buyrun “kart-kurt” sesinden türediğini ileri sürenlerdi. Ne yaman bir çelişki. Bence meselenin adιnιn “çözüm” yahut “barιş” süreci olarak isimlendirilmesi tamamen teferruattιr. Ancak bazι ekran zevatιnιn meseleyi “toplumsal barιş süreci” olarak lanse etmesine ufak bir itirazιm var. Zira Kürtler ve bu ülkede yaşamakta olan Türkler ve diğer etnik unsurlar arasιnda hakikaten hiç kavga olmadι, olmasι da beklenmiyor. Dolayιsιyla kafalarιnι kiraya vermiş küçük bir azιnlιk dιşιnda toplumun birbiriyle asla kavgasι yok. Kavga ve küslük yoksa elbette barιş tan sözetmek de abes olur. Ancak Kürtler ile devletin kavgalι olduğu doğrudur. Hatta kemalist rejim ile sadece Kürtler değil esasιnda bütün müslümanlar kavgalιdιr. Zira bu rejimin zulmetmediği ve ezmedeği bir avuç mutlu-putlu azιnlιk dιşιnda kimse kalmamιştιr. Dolayιsιyla  bir barιş sürecinden sözedeceksek ve ille de adιnι “barιş süreci” olarak koyacaksak buna toplumsal barιş değil ancak “kamu barιşι” adιnι koymamιz gerekir. Meselenin bir diğer yanι ise terror, kan ve kin konusudur ki burada kan akmasιna mani olmak için çok ciddi çabalar bulunduğundan ve aynι zamanda ülkenin geçmişten tevarüs ettiği bütün ezberleri bozarak hür, onurlu ve eşit vatandaşlar düzleminde sağlam ve ileri bir demokrasinin temellerinin atιlmasι bakιmιndan meseleye “çözüm süreci” adιnι koymakta da hiç bir beis yoktur. Ancak işin aslι devletin kendi kusuru yüzünden kendine karşι ayaklanmιş bulunan vatandaşlarι ile barιşmasι meselesidir.

Sponsor Bağlantılar

Bugün için bu mesele artιk çözüm sathιna girmiştir. Ülkede kan ve kinden hatta cenazelerden beslenen bir kesim olmakla beraber ülkede hiç olmadιğι kadar olumlu bir hava bulunmaktadιr. Bundan daha güzel fιrsat olmaz. Yeter artιk bir inat uğruna bunca insanιn yitirilmesine ve ülke kaynaklarιnιn bombalara yüklenmesine razι olmayalιm. Bu ülke, kendi içindeki kendi insanιyla mücadele etmek yerine öncelikle bölgesinde ve akabinde küresel ölçekte “inisiyatif” almasι gereken bir ülkedir. Bu meselenin çözülmesi Türkiyemizi inanιlmaz derecede ileri götürecektir. Ancak böyle olmasa bile değilmi ki bu “zavallι inatlaşma” yüzünden bir kişinin daha canι yanmayacak, değilmi ki başka bir anne ağlamayacak bu bile yeterlidir.

Sürecin Müzmin Muhalifleri

Bir avuç darbesever general ve gazeteci eskisi ve mülkiye monşerleri ile vicdanlarι kararmιş marksist eskisi aydιn(!) dιşιnda mecliste grubu bulunan iki siyasi partimizin anasι da yavrusu da sürecin karşιsιnda duruyor. Tek bir farkla ki yavrukurtlar burunlarιndan soluyup her tür hakareti meşru görseler de “dimdik” dururlarken anamuhalefet ne taraftan üfürülse o tarafa devrilecek gibi “eğik” duruyor, yani duramιyor.

MHP`nin bu muhteşem gelişmelere böylesine sert tepkiler vermesi bir yere kadar anlaşιlabilir bir şeydir. Zira MHP`nin varlιk sebebi kafatasçιlιk olmasa bile zoraki “Türk” olma olgusudur. Yani güzellikle kabul edersen ne alâ, etmiyorsan da zorla Türklüğü kabul edeceksin. Türklük elden gidiyor diye ağlaşιp durmalarι tamamen bir avuç oy vardι onlar da elden gidiyor kaygιsιndan ibarettir. Türklük faşizmi ön planda olmazsa Kürtçülük de prim yapmaz ve yapamayacaktιr da. Ancak çukur derecesinde seviye düşürmemiş olsalar ve her ağιzlarιnι açtιklarιnda hakaret etmemiş olsalar ben kendi nam hesabιma MHP`nin muhalefetini olumlamaya bile hazιrιm. Zira MHP`nin muhalefeti bu mesele konusunda toplumda oluşmuş olan kaygιlarι bir anlamda absorve etmeye teşnedir. Ama kardeşim böyle bir şey olur mu yahu? Adam konuşmuyor ki resmen önüne gelene küfür ediyor, ayιp denen bir şey var. Hakaret etmek ancak fikrine güvenmeyen yahutta hiç bir fikri olmayan zavallι insanlarιn işidir. Fikrini kullanmayan ya kaba kuvvete yahutta bozkurt pençelerine müracaat ederek insanlarι tehdit etmeye kalkιşιr. Ülkem adιna yazιk diyorum hepsi bu.

CHP`ye gelince dik bile duramayan bir partiden parti diye sözetmek bile ne kadar mümkün bilemiyorum. Ne tarafιm diyor, ne de karşιyιm. Yani iki arada bir derede misâli, rüzgârιn önünde bir yaprak gibi savrulmaya devam ediyor.

Bunlarιn da kendilerine has orijinal fikirleri yok. Ne verdiniz de bu adamlar Kürdistan fikrinden vazgeçip şimdi çekip gidecekler diye sorgulamaktan başka bildikleri hiç bir şey yok. Herkesi kendileri gibi sanιyorlar illâ da bir şey vermek gerekiyormuş, dolayιsιyla siz ne verdiniz diyorlar. Ama sizinkiler Lozan da ne vermişlerdi acaba diye sorsan hemencecik o beğenmedikleri savcιlarι bile göreve davet etmeye kalkιşιrlar.

Muhalefet kendi siyasi ikbali adιna doğrusunu yapιyor. Ülke adιna doğru bir tutum değil ama adamlar zaten Tayyib bey siyasette olduğu sürece iktidar adιnι bile ağιzlarιna alamazken şimdi bir de bu ülkenin kangren meselesi halledilirse „Recep Bey“(!) tarihin ismini altιn harflerle yazacağι bir şahsiyyet haline gelecek (ki zaten öyledir) ve bunlar bundan böyle kulaklarιnιn arkasιnι görmedikleri sürece iktidarι bιrakιn yamacιna bile yanaşamayacaklar. Bu ülkeyi bundan böyle hep o küçümseyegeldikleri „haso“ larιn ve „memo“ larιn değerlerine sahip vatan evlâtlarι idare edecek. Bu partiler için bundan daha büyük zillet olabilir mi? Siz söyleyin.

Son söz olarak şunu söyliyelim ki bu kervan yürüyecektir, zira milletimiz bu konuda ciddi bir sağduyu ve „basiret“ ortaya koymuştur, koyacaktιr. Kimsenin kimseye bir şeyler lutfetme hakkι yoktur. Herkes bu ülkenin onurlu, haysiyetli, şerefli, itibarlι, saygιn ve eşit birer yurttaşι olacaktιr. Başta Anayasa olmak üzere bütün mevzuat en kιsa zamanda insan onuruna yaraşιr bir şekilde elden geçirilip insanlιğιn değişmez değerleriyle buluşturulup hem insanιmιz refah içinde yaşayacak ve hem de ülkemiz geçmişte olduğu gibi yarιn da mazlumlarιn yanιnda yer almaya devam edecektir. Bütün bu çabalar çok saygιdeğerdir. Bir can bile kurtarιlmιş olsa bu çabalara değer. Mecelle den şaheser bir kaide ile bitirelim ve çözüm umudumuzu koruduğumuzu bir kez daha ifade edelim:

Def-i mazarrat, Celb-i menâfiden evlâdιr.

Baki Selam ve Saygιlarιmla.

Ömer Erdem
Mainz/Almanya