Demokrasi, demokrasi diye yıllardır dövünür dururuz. Fakat hiç üzerinde düşünmeyiz nedir bu demokrasi diye. İşimize geldiği yorumlarız çoğu zaman. Güç bizdeyse severiz, güç bizde değilse söveriz. Ne olduğu, nasıl olduğu tarihsel süreci ilgilendirmez bizi, sadece çıkarlarımıza ne kadar uygundur ya da değildir ona bakarız öyle değerlendiririz. Olan biten üzerinde fazla düşünmeyiz kafa yormayız üzerinde, zaten bir ay önce olanları unutmuşuzdur, tüketmişizdir kafamızda her şeyi.
Ne zor şeydir şu demokrasi. Üzerine çokça laf edilir erdemlerinden durmadan bahsedilir ama ulaşılamaz o mertebeye hiçbir zaman. İnsan hayatıda öyledir hep, güzeli düşler, doğruyu yapmak ister, hayatına dair planlar yapar, ama çoğu zaman düşündüklerinin pek çoğunu gerçekleştiremeden bir bakar ki yolun sonuna gelmiştir, boş geçen bir hayatın ardından. Aslında o hayatın ardında ne çok hayal kırıkları, ne çok pişmanlıklar vardır. Bir daha yaşam şansı verilse belki yapmayacaktır aynı şeyleri tamamen farklı bir insan olacaktır. Ne yazık ki yoktur böyle bir şansı.

Sponsor Bağlantılar

Ben tıkandığımda yorulduğumda, şöyle bir kenara çıkıp olan bitene dışarıdan bakmaya çalışırım. Olayların tam merkezindeysen eğer göremezsin çoğu şeyi algılayamazsın. Senide içine çeker o girdap anlayamazsın, göremezsin, sadece çırpınırsın, hayatta kalma dürtüsünün verdiği o sonsuz güçle. Kendini korumak, düşman gördüklerine karşı galip gelmek her şeyden önemlidir. Doğrunun  ya da yanlışın, haklının ya da haksızın, temizin ya da kepazenin, saflığın ya da kirlenmişliğin bir anlamı yoktur senin için. Önemli olan tek şey senin varlığını korumandır. Yapman gerekende her tür durumda varolmaktır.

Neden bizim hayatımız hep varolmakla yok olmak üzerindeki o ince çizgiye indirgenir daima? Ya ben, ya o, açmazına dayandırılır. Neden ortak akıl olmazda, ortak kin, ortak nefret olur? Neden her koyun kendi bacağından asılır? Neden hep tarihimizdeki savaşlardan uzun paragraflarla bahsedilir de, barışlar bir cümleyle geçiştirilir? Neden ya toptan kabul ederiz, ya da inkar?

Demokrasi, ne zor şeydir şu demokrasi. Birbirini anlamayan, birbirini sevmeyen, hatta nefret eden insanların bir araya gelip demokrasi kültürü oluşturmaları mümkün müdür? Belki birbirlerini sevmek zorunda değildirler ama kırmadan dökmeden bir noktada uzlaşma kültürünü oluşturmak gerekmez mi? Nefretimizi ya da farklı taraflarımızı öne sürmek yerine aynılıklarımızı yüceltsek. Bir şeyleri ele geçirmek, kendi taraftarlarımıza bahşetmek yerine, bu ülkede her bireyin bu ülkenin asıl vatandaşları olduğuna inansak. Kimsenin bir diğerinden farkı olmadığına iman etsek. Benimki en doğrusudur diye, dayatmaya kalkmasak kendi yaşam tarzımızı. Zor değil mi? Hem de çok zor ama söylemiştim zor iştir şu demokrasi.

UĞUR TEKİN tarafından “Makale Yarışması” için yazılmıştır…